Mehmet Tez

Mehmet Tez

mehmet.tez@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

FBI’ın IŞİD’e katılmak üzere Türkiye’ye gitmeden gözaltına aldığı Amerikalı kardeşlerin anlattıklarına bakılırsa Batı’daki Müslüman gençler arasında bunun anlamı cihada katılmak

Şikago’dan İstanbul’a üç bilet. Tek gidiş. Dönüş bileti var mı? Yok. Dönüş tarihi belli mi? Hayır. Nereye gidiyorsunuz? Tatile. Bu muhtemel konuşma sonrası, yine muhtemelen, gençler FBI tarafından durduruluyor. Elbette FBI onları bilet aldıkları için gözaltına almıyor. Uzun süredir internet üzerinden IŞİD’e insan kaynağı sağlayan ve tebliğ yapan siteleri takibe alıyorlar. Bunlarla bağlantı kuran gençler araştırılıyor ve takip ediliyor. Binlerce Müslüman genç var internetteki sitelerde IŞİD mensubu “cool” gençlerle yazışan.

Haberin Devamı

İslam devletinde hayat

FBI’ın ele geçirdiği ve Rolling Stone dergisindeki yazıya konu olan Hamza, Meryem ve kardeşleri bunlardan sadece birkaçı (yazıda gerçek isimler kullanılmamış).

Hamza diyor ki FBI ajanına, “İstanbul’a gidecek, oradan otobüsle Adana’ya geçecektik”. Ellerinde bir telefon numarası var. Adana’da kendilerini karşılayacak olan kişi onları sınıra götürecek. Oradan başka biri gelip sizi içeri alacak ve işte ütopyanın göbeğindesiniz. Bu kadar kolay. Ne karışan var ne görüşen.

IŞİD gençleri bu şekilde çağırıyor. Onlara bu yolu tavsiye ediyor.

Türkiye’nin bir cihatçı otoyolu olduğu ifade ediliyor, konuşuluyor ama Rolling Stone dergisindeki uzun yazıda detaylar FBI kayıtlarına dayanıyor.

Bütün dünya bugün Türkiye’ye tek gidiş bileti alan bir Müslüman Batılı gencin IŞİD’e katılmaya gittiğini düşünüyor. İşler bu noktaya gelmiş durumda.

İslam devletinde hayat nasıl? Merak ediyor musunuz? Yazıda 20 yaşındaki bir İskoç kızın IŞİD’e katılacak genç kızlara İslam Devleti’nde yaşam rehberinden alıntılar var.

Bu bir blog. Buraya yazmayacağım; dergide var, merak eden bakıp bulabilir. Yazıda yer alan kısımdan aktarayım.

“Yanınıza mutlaka makyaj malzemesi alın”

Mesela yanınıza muhakkak makyaj malzemelerinizi alın, burada ya hiçbir şey yok ya da kalite çok kötü deniyor. Elbiseler berbatmış. Bir-iki güzel elbise getirin deniyor. Sadece üç farklı numarada ayakkabı bulunuyormuş. Çeşit azmış. Ama işgal edilen ve elektriği olan evlere yerleşmek pek keyifli anlatılmış. Buzdolabı, çamaşır makinesi hatta dondurma makinesi bile varmış. Hiçbir şeye para vermiyormuşsun. “Çok cool” diye anlatmış 20 yaşındaki IŞİD kadını.

Haberin Devamı

Sanmayın ki kadınlar tek başına hareket edebiliyor. Evlilik dışında bir varoluş türü yok kadın için. Erkeğinle oturuyorsun. Yeni nesil cihatçıları yetiştirmekle yükümlüsün. Kadınlar savaşmıyor, cephe gerisinde bu önemli rolü üstleniyorlar. Evden genelde çıkmıyorlar. Çıkarlarsa da bir aile üyesi eşliğinde olmalı. Bunlar zaten bizim bildiğimiz şeyler. Türkiye’de de çoğu muhafazakar yerde bu kurallar geçerli.

Bilgisayar, telefon ve tablet en büyük günahmış. Ağır cezası varmış. Sanırım bilgi akışını kontrol etmek ve propagandayı etkin kılmak için bunlar yasaklanmış.

Bu işin sonu nereye varacak, IŞİD varlığını ne zamana kadar sürdürebilecek, gelecekte neler
olacak bilemiyorum. Bildiğim ve okuduğum o ki bizim artık Suriye ile bir sınırımız yok.

Haberin Devamı

(Rolling Stone’un 9 Nisan 2015 tarihli sayısında yayımlanan Janet Reitman imzalı “The Children of ISIS” başlıklı yazıda yer alan bilgilerden faydalandım.)

PAZAR ALBÜMÜ

Short Movie - Laura Marling

İngiliz folk ve rock şarkıcısı beşinci albümünü yayımladı. Sözünü sakınmayan ve aklındakini esirgemeyen biri. 25 yaşında beş albüm, söyleyecek çok sözü olduğunu anlatıyor zaten. Hayat, insanlar, kararlar, hatalar, eleştiriler, bazen sarkazm ve ironi. Marling vokali ve akustik gitarıyla oluşturduğu dünyayı PJ Harvey’den Joni Mitchell’a uzanan bir geleneği devam ettirmekte kullanıyor sanki. Joni Mitchell’a acil şifalar dileyerek bitirelim.

Çok yönlü bir çalışma

“Geri Dönüşüm Kutusundaki Anılar” adlı albüm masamda bekliyordu. Sonunda dinledim ve üzerine iki çift laf edeyim dedim. Emir Yargın açık fikirli ve belli ki yeni bir şeyler yapmak isteyen bir ekiple çalışmış. Albümünün elektronik altyapısını ve ruhunu oluştururken dünya çapında indie, pop, alternatif trendlere yakın durulmuş. Yargın’ın kendine has söz yazımını da orijinal buldum açıkçası. “Bisiklete atladım sana geliyorum” hep aynı lafların döndüğü bir ortamda güzel bir şarkı sözü. Pop âleminde yeni tarzlara, bakışlara ihtiyaç var. Bu çok yönlü, yerli ve renkli bir indie dans albümü ama bence dar bir kitleye hitap etmiyor. Aksine Demet Akalın ve Hande Yener’in yaptığını daha kaliteli yapmanın nasıl mümkün olacağını merak ediyorsanız bir şans verin. n