Üç harika albüm

Yılın ‘yazı sallayacak şarkılar’ mevsimi geldi çattı, pek yakında klasik isimlerden klasik şarkılar ortalığa dökülmeye başlar. Ortalık karışmadan rahat rahat konuşalım, ben size bir-iki yeni şey önereyim

Her şey paylaşınca güzel ya. Dinleyip beğendiğim şeyleri paylaşmadan yapamıyorum. Eski yeni fark etmez bir şeyler hoşuma gittiyse, ilgimi çektiyse muhakkak ondan bahsetmek, birilerine dinletmek ya da anlatmak istiyorum. Adımız her ne kadar “hiçbir şeyi beğenmez”e çıktıysa da kimileri açısından, durum bu.
Geçen hafta üç güzel albüm dinledim. Biri Mira’nın “Ayda Kahvaltı” isimli albümü. Gerçekten de albümün yarattığı his adı gibi. Doğaüstü bir ortamda bir takım hikayeler içinde geziniyor gibi oluyor insan ve bu durumdan büyük zevk alıyor.
Norrda’dan tanıdığımız Miray Kurtuluş ile Portecho’nun iki üyesinden biri olan Tan Tunçağ’dan oluşan Mira’nın “Ayda Kahvaltı”sı müzik zevkiniz ne olursa olsun dinleyip beğenebileceğiniz şarkılarla dolu.
Saykodelik, gitara önceki albümden daha fazla ağırlık veren, arpejler, uzay efektleri ve 123’ten Berke Can Özcan’ın davullarıyla hayli etkileyici bir albüm. Ben bir dinleyici olarak bu albümde iyi bir dans parçası bulunmamasının eksikliğini hissettim. “Tepeler Üstünde” ise favori şarkım oldu. Denk gelirseniz “Ayda Kahvaltı”ya, bir çay içmeden geçmeyin... (Mehmet Yaşin’in programı gibi oldu.)
Bu albümden ne öğrendim? İnsan sıkıcı olmadan da uçuk olabiliyormuş.
Size tanıtmak istediğim ikinci albümün adı “Müzik İstiyoruz”. Grubun adı Biz. 2008’de kurulan grup Mehmet Güren, Damla Pehlevan ve Osman Konuray’dan oluşuyor. Bestelerin tamamı Mehmet Güren’e ait. Şarkıları da o söylüyor. Coldplay’in 2000’lerin başında stadyumlara soktuğu ve o şekilde formüle ettiği Arena tipi pop rock şarkıları var albümde. Coldplay tipi dememin nedeni müzikal benzerlikten ziyade şarkılardaki insanı gaza getiren hava. Açılış şarkısı “Hepimiz Birimiz” böyle bir şarkı. Albümün tek cover’ı Pixies’in “Where is My Mind”ı (“Aklım Nerde”).
Çok rahat dinlenen ve insanı ne olduğunu anlamadan kendine çeken bir albüm. Tek eleştirim Mehmet Güren’in Chris Martin tipi falsetto’yu (hani kafa sesi denen halk arasında) fazla kullanması, hatta bir vokal üslubu haline getirmiş olması. Ben bunu dikkat dağıtıcı buldum biraz. Tek söyleyeceğim bu...
Bu albümden ne öğrendim? Türk rock grupları hala insanı şaşırtabiliyor.
Son albüm. Grubun adı Vera. Ben bayıldım Vera’ya. Babajim’in önayak olduğu Babylon’un destek verdiği Be the Band yarışmasını duymuşsunuzdur. Bu yarışmada Neyse birinci olmuş ve bir albüm yapmıştı. Biz de pek beğenmiştik. İşte Vera o yarışmanın ikincisi. Beş şarkılık bir EP yayımladılar, şarkıların hepsini çok beğendim. Mor ve Ötesi’nin izinden giden bir grup izlenimine kapıldım, herhangi bir olumsuzluk içermeyen bir saptama bu. Arel Koray Nalbant’ın vokalini beğendim. Düzenlemeleri çok iyi buldum. İyi çünkü şarkıları çok iyi anlatan ve sunan düzenlemeler. Aşk şarkılarından oluşan albümde kimse içindeki çocuktan bahsetmiyor, yağmurların altında ağlamıyor bunlar zaten beğenmem için yeterli. Babajim’de kaydedilen Vera’nın bu beş şarkılık mini albüm çok kaliteli bir pop rock albümü. Ben hiçbir eksik, eleştiri noktası bulamadım. Vera’yı takibe alın.
Bu albümden ne öğrendim? Herkese hitap eden, icabında coşturup eğlendiren şarkı yapmanın tek bir formülü yokmuş.

BUNLARI BİLİYOR MUYDUNUZ?

Oryantal Amy Winehouse her gece canlı canlı...

* Amy Winehouse’un Antalya’da bir müzikholde ortaya çıktığını (!) (okurum Mehmet Zafer Oğuz’un gözünden kaçmamış Antalya’daki bu tavernanın Amy Winehouse’lu afişi. Her gece canlı müzik Amy Winehouse çıkıyor!);
* Sigur Ros’un yeni şarkısı “Dauğalogn”un , “The Vampire Diaries”de yapıldığını (Ergen dizisinde Sigur Ros müzikleri!);
* Can Bonomo’nun Eurovision öncesi Türkiye’deki son konserini bu gece Jolly Joker’de vereceğini;
* Müzik hayatını ABD’de sürdüren, 2003’te Barış Kaya tarafından kurulan Barakka’nın Philadelphia Folk listelerinde iki haftadır bir numara olduğunu; Biliyor muydunuz?

İTİRAF EDİYORUM

* Melis Danişmend’in yeni şarkısı “Erik”in demosunu dinler dinlemez kendisine erik mevsimi geçmeden bu şarkıyı single olarak piyasaya çıkarmasını önerdim. Tam erik yiyip söylenecek şarkı olmuş.
* Şenol Erdoğan’ın “Ölü Şehrin Radyosu/Bir Kuzey Irak Pornosu” isimli kitabını tavsiye üzerine okumaya başladım, elimden bırakamadım. Güneydoğu’yu bir de bu açıdan okumak, görmek lazım.
* Geçenlerde şarkıcı Arto aradı. Öğrenci olduğu Bilgi Üniversitesi’nde hazırladığı arabesk konulu bir ödevi için benden görüş aldı. “Şaka mı bu?” dedim. “Hayır, Hande Yener önerdi sizi” dedi. Şakadan da iyi. Kendisine başarılar diliyorum ödevinde.