Mehmet Tez

Mehmet Tez

mehmet.tez@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

“Siyasetçilerden beklentim, vicdan denen şeyle bir an önce tanışmaları”. Bir vatandaş böyle yazmış.

“Filancaya destek olanlar, vicdan?” Twitter’da böyle soruluyor. Filanca yerine siz dilediğiniz kişiyi kurumu koyun.

“Macar kameramanın çelme takarak düşürdüğü mülteci babanın oğlundan vicdan dersi”. En çok da bu kalıbı ilginç buluyorum. “Vicdan dersi”.

“Türkiye’de vicdan açığı bütçe açığından büyük”müş. Sosyal medyadan “vicdanlı” bir aforizma örneği. Vicdan belli ki yükselen değer. Neden?

Vicdan eşittir iyi bir şey. Ve herkeste olursa bizim Türkiye olarak başka hiçbir sorunumuz kalmayacak. Herkes vicdanlı olunca milli gelir artacak, bilim üreten bir ülke olacağız, yüksek teknoloji ihraç edeceğiz. Eğitim sistemimiz dünyada parmakla gösterilecek. Doğa dostu sürdürülebilir enerji kaynaklarına yöneleceğiz, çevre dostu şehirlerimiz olacak, edebiyatta, sanatta, resimde, tasarımda Türkiye bir ekol olacak. Bunlarla aramızdaki tek sorun vicdan! Bu mu?

Polisin vicdanına başvuranlar var. Asker vicdanlı olmalı. Terörist vicdanlı olmalı. Göçmen mafyası vicdanlı olmalı. Göçmenlerin parasını pulunu çalıyor, dolandırıyor, kadınlara tecavüz ediyor, sonra da denizin ortasında terk ediyorlar. Ama vicdanlı olsalar, sadece denizin ortasında bırakıp gidecekler. İşte vicdan böyle bir şey. Adamları yakalayamayınca, hesap sorup ceza veremeyince ancak vicdanlı olmaya davet edebiliyoruz.

Özellikle de Batı vicdanlı olmalı. Bu çok bekleniyor Batı’dan. Batı isteyen herkesi içeri almalı. Bize iş, para ve ev vermeli, üstelik hiçbir şeyimize de karışmamalı. Vicdan bunu gerektirir!

Gezi’de insanların kafasına, yüzüne nişan alarak fişek atan polisler vicdanlı olmaya davet edilmişti. Bu tabloda tek sorun vicdan çünkü. Polisler vicdanlı olacak “Bir dakika biz burada kendi halkımıza neden ateş ediyoruz” diyecekler. Ya da ne bileyim, mesela, vicdanlı olduklarından yüzümüze değil bacağımıza nişan alacaklar...

Siyaset vicdanlı olmaya davet ediliyor. “Gazeteler, gazeteciler biraz vicdanlı olsunlar...” Böyle deniyor. “Utanma kalmadı ama vicdan da mı yok?” Böyle yazmış biri.

“Devlet bu süreçte vicdanını yitirdi” diyen var. Devlet insan mıdır vicdanlı olacak? Vicdanı olmayandan vicdan beklemek kimin işine yarayacak, hangi sorunu çözecek? Devletin tarifini Weber yapmış yüz yıl önce: Meşru şiddet tekeli. “Meşru vicdan tekeli” demiş mi?

TDK’ya göre vicdan şöyle bir şey: “Kişiyi kendi davranışları hakkında bir yargıda bulunmaya iten, kişinin kendi ahlak değerleri üzerine dolaysız ve kendiliğinden yargılama yapmasını sağlayan güç.”

Yani yasalara demokratik sisteme demokratik sistemin kurumlarına inanç kalmamış, elden de bir şey gelmiyor, işimiz kala kala birilerinin vicdanına, birilerinin keyfiyetine, kişisel insafına kalmış. Gibi bir durum var. Herkes bu mesajı doğru okumalı.

Çok çaresiz görünüyoruz. Üstelik çareyi yanlış yerde arıyoruz. Vicdan gibi hiçbir yaptırımı olmayan, ölçülemeyen nesnel olmayan bir şeyin peşinde koşmaktansa bırakın herkes kendi vicdanıyla baş başa kalsın. Ama işini doğru dürüst yapsın, yasalara kurallara hukuka uysun. Sonra geceleri nasıl uyuyorsa uyusun.