Mehmet Tez

Mehmet Tez

mehmet.tez@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Yeni sezon deyince hep giyim kuşam, hep tekstil, hep ayakkabı gelecek değil ya akla. Bakın sonbahar sezonunda takvime işaretlenecek bazı konserler şunlar olabilir. Şimdiden planınızı yapın, paranızı biriktirin


Saint Etienne,
4-5 Ekim, Salon

İngiliz ekip 90’larda çok popülerdi. Elektronik dans müziğinin yükseldiği ve pop’a da sirayet ettiği ilk dönemlerde neredeyse her dans derlemesinde ya da chill out albümünde bir şarkıları yer alıyordu. 2012’de yayımladıkları “Words and Music by Saint Etienne” çok iyi eleştiriler alıyor. Salon’da iki gün üstüste çalacaklar. Sonbaharın dikkate değer konserlerinden, iyi bir sezon açılışı niteliğinde.

Nils Frahm-Olafur Arnalds,
AWVFTS, 19-20 Ekim, Salon

Bir kere şunu söyleyeyim, bu konserde oturma düzeni var. Çünkü klasik konser gibi bir konser olacak. Görüntü ve müzikle ayin gibi bir ortam yaratıldığını düşünün. Fazla konuşma, gürültü yok, sadece müzik var. Beklentiniz buysa kaçırmayın. Arnalds geçen kış da Salon’da konser vermişti. Bu yıl Nils Frahm, A Winged Victory For The Sullen (AWVFTS) ve Arnalds art arda sahneye çıkacaklar. Tek konserde üç konser gibi yani. Birlikte de çalarlar mı? Bana çalarlar gibi geldi.

Nina Kraviz-Nikola Gala,
26 Ekim, Babylon

Techno, deep house gibi tanımlar size bir şey ifade ediyorsa Kraviz’e kulak verebilirsiniz. Sibirya’da doğan, Moskova’da ünlenen, bu yıl yayımlanan ilk albümüyle Avrupa dans
alemlerinde kendinden söz ettiren bir DJ ve prodüktör. Rekids firmasının aynı gece sahne alacak diğer sanatçısı Nikola Gala. Ortam enteresan olacak. After party falan da olursa ne ala.

Mouse on Mars,
3 Kasım, Babylon

Alman house ikilisi sınırlarda dolaşan ve şaşırtan müzikleriyle daha önce de Babylon’un konuğu olmuştu. Deneysel, sıradışı bir gece geçirmek isteyen o gece orada olsun. Ben 2001 tarihli “Idiology” albümlerini bir dönem hatmetmiştim. 2006’dan bu yana ilk albümleri “Parastrophics” ise bu yıl yayımlandı. Valla herkes sevmeyebilir ama ben öneriyorum. Gidilmeli.

Gaz Coombes,
22 Kasım, Salon

Supergrass’ın uçuk kaçık solisti olarak 90’larda tanıdık kendisini. O zamanlar “We Are Young” diyordu gençti (“Alright”ı hatırlayın), sonradan olgunlaştı ve arada şahane şarkılar üretti. “Moving” ve “Mary”yi Brit klasikleri Top 100 listeme eklesem kimse itiraz etmez herhalde. Gaz Coombes’un solo albümü “Here Comes The Bombs” geçen mayısta piyasaya çıktı. Coombes bu albümden şarkılar çalıyor. Arada kafasına estiğinde Supergrass’dan da bir iki parça koyuyor araya. “Moving”i mesela... Benden söylemesi.

The Civil Wars,
7-8 Aralık, Salon

Bir kadın ve bir erkekten ibaret ekiplerin (ikisi de solist olursa) taşıdığı düet potansiyelini tahmin edebilirsiniz. 2011 tarihli ilk ve tek albümleri “Barton Hollow” böyle düetlerle dolu ABD, Nashville kökenli ikilinin. Fonda piyano ve akustik gitarı da ekleyin zihninize. Cover’lara da hazırlıklı olun. Güzel bir gece olabilir Joy Williams hanımefendinin sesi eşliğinde... Grup 2012’de en iyi country düet performansı ve en iyi folk albümü dallarında Grammy kazandı. Detay olaraktan...

The Raveonettes,
15 Aralık, Salon

2010’da İstanbul’a gelmiş ve Freshtival’ın konuğu olarak bir konser vermişlerdi. Şimdi onları Salon gibi samimi, küçük bir mekanda izlemek çok daha heyecanlı olacak. Danimarkalı grubun müziğinin böyle bir ortamda şahane bir atmosfer yaratacağını düşünüyorum.

Paul Banks,
13-14 Şubat, Babylon

Interpol solisti solo projeleri seviyor. Önceden Julian Plenti adıyla iki albüm yapmıştı. Artık bu isimden sıkılmış olacak ki kendi soyadını verdiği bir albüm yayımlayacak ekimde Banks. Çok özel bir konser. Şimdiden biletinizi alın, kapıda kalmayın.

Haberin Devamı

Cumartesi albümü

Haberin Devamı

“The Blinding EP” Babyshambles

Haberin Devamı

O kadar yeni albüm çıkıyor sen tutmuş 2006’da çıkan bir albümü önermişsin Mehmet Tez dediğinizi duyar gibiyim. Evet çıkalı altı sene olmuş, ama bu albüm hâlâ cumartesi gününü şenlendirmek için işe yarıyorsa, içinde “I Wish” gibi, “Beg, Steal or Borrow” gibi şahane şarkılar varsa, Babyshables bu kadar eğlenceliyse ve artık yeni albümler kaydetmiyorsa ben ne yapayım? Bazen eski ve kıyıda köşede kalmış ya da unutulmuş albümleri yeniden dolaşıma sokmak sevaptır. Bu beş şarkılık EP’yle yetinmek istemeyenlere önerim grubun ilk albümü “Down in Albion”.

İTİRAF EDİYORUM

* Yurtdışında ev kiralamakta kullandığım ev kiralama sitesi Airbnb’nin Türkçe olarak da hizmete girdiğini öğrenince pek sevindim. Vatandaş gücü yettiğince faydalansın... www.airbnb.com.tr
* Sadece Boğaz’a değil adalara, Moda koyu giriş çıkış yapan yelkenlilere, sahilin iki metre açığında etrafa su sıçrata sıçrata kefala istavrite dalan yunuslara ve Fenerbahçe Burnu’na bakarak da çok güzel muhalefet edilebiliyor hükümete... Çerez ve alkol
Kadıköy’de de var. Literatüre girsin.
* The Vaccines’in “Aftershave Ocean” isimli şarkısı yeni takıntım.
* Anayasa Uzlaşma Komisyonu’nda “inanma” kadar “inanmama” özgürlüğü konusunda da anlaşılmasına sevindim. Acaba insanlar bundan sonra nüfus cüzdanlarının din bölümüne, ateist, dinsiz, emin değil, bilmiyor, inanmıyor ama bir güç olmalı gibi serbest fikirler yazdırabilecek mi? (Ya da en iyisi “din” hanesi nüfus cüzdanından kalkıp kişinin sadece vicdanın ilgilendiren bir unsur haline gelecek mi?)