Mehmet Tezkan

Mehmet Tezkan

mtezkan@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Muhalefet zaten güçlü değil.. Muhalefet zaten sesini duyuramıyor.. Muhalefet etmek zaten zor..
ODTÜ’deki olayları abartarak, çarpıtarak muhalefeti sindirmenin vesilesi yapmak istiyorlar..
Her türlü protestonun önünü kesmeye çalışıyorlar...
Her türlü protesto yürüyüşünü, gösteriyi; iktidarı zaafa uğratmak için gizli güçlerin oyunu olarak pazarlamaya hazırlanıyorlar..
Biliyorum.. Eski numara..
Bir dönem herhangi bir konuda iktidarı eleştirenleri darbeci olmakla, Ergenekoncu olmakla yaftaladılar.. Seslerini kesmeye çalıştılar..
Kısmen başardılar..
Şimdi aynı numarayı öğrenciler üzerinden korku salarak yapmak istiyorlar..
Neymiş..
Kaos hazırlamaya çalışanların (yani Ergenekoncuların) dümeniymiş..
*
Yarın öbür gün diyelim ki Taksim’e askeri kışla yapılmasına karşı çıkan bir grup protesto eylemi yaptı..
Kaos yaratmakla mı suçlanacaklar? Ergenekoncu olmakla mı yaftalanacaklar?
Postmodern otoriterlik dedikleri bu olsa gerek..
Dayatmacı anlayış mı desek?
*
Zaman Gazetesi’nde Prof. Dr. İhsan Dağı bu ve benzer konularda bu ay bir dizi yazı kaleme aldı..
Onlardan biri de ‘muhalefet artık mümkün mü?’ başlıklı yazısıydı..
Durum tespitini gelin birlikte okuyalım..
*
“İktidar bütün rejimlerde bulunur, özgür muhalefet ise sadece demokrasilerde vardır. Siyasi partileri aşan bir muhalif yelpazedir bu. Medya, sivil toplum, sanat, kültür ve düşünce dünyasında da ifadesini bulan bir ‘muhalefet’ alanı gerek demokrasinin işlemesi için. Türkiye’de bütün bu alanlarda muhalefet aktif, ama cılız ve etkisiz. Üstelik muhalif duruş giderek zorlaşıyor. Birkaç nedeni var bunun. Birincisi, ‘muhalefetin dili’. İktidarı nasıl bir dil, söylem kullanarak eleştireceksiniz? İslamcılık, otoriterleşme, Putinleşme, Malezyalaşma, tek adam olma, yolsuzluk vs... Hepsi çoktan kullanıldı, tüketildi ve hatta kirletildi(..)
*
Daha da vahimi, AK Parti’ye muhalefet ulusalcılık, darbecilik, Ergenekonculuk ve laikçilik ile özdeşleştirildi. Son zamanlarda buna PKK yandaşlığı da eklendi. ‘Muhalefetin kimliği ve amacı’nın böyle algılandığı bir durumda eleştirel uyarıların AK Parti’de ve tabanında etkili olması zor. Bu algı elbette iktidar çevreleri tarafından da pekiştiriliyor. Hükümeti kim eleştirirse ‘PKK muhibbi’ olmakla suçlanıyor(..)
*
Yani muhalif kişiler, üzerlerine ‘giydirilen kimlikler’le etkisizleştiriliyor, itibarsızlaştırılıyor(..)
*
Öte yandan muhalefetin ‘araçları’ da daralıyor. Bir yandan iktidar partisi çevresindeki küçük muhalefet partilerini içine alarak alternatiflerin önünü kapatırken, öte yandan da ‘ana muhalefet’ kendini adeta ‘kalıcı bir azınlık’ konumuna kilitliyor. Sonuç: alternatifi olmayan, yani demokratik denetim mekanizmasından vareste bir iktidar(..)
*
Muhafazakâr değerleri ve muhafazakâr çoğunluğu temsil ettiğini söyleyen bir parti devlete hakim. Arkasında adeta ‘kalıcı bir çoğunluk’, kendine ait bir medya, dinamik bir sivil toplum ve büyüyen Türkiye’nin ekonomik kaynakları var. Buyurun muhalefet edin!
(18 Aralık 2012-Zaman Gazetesi)

Haberin Devamı

Soner’e gollü maçlar

Haberin Devamı

Günün en güzel haberiydi..
687 gün sonra geldi.. İşin gerçeği şudur; Soner Yalçın’ın hayatından 687 gün çalındı..
Dün altını çizmiştim..
Bu dava gazetecilik davasıydı.. Yargılanan gazetecilikti.. Yargılanan yazıydı..
Eminim Soner de, Ahmet de, Nedim de öteki gazeteci arkadaşlar da beraat edecek..
Üstüne üstlük suçlamanın sağlam belgesi de yoktu.. Delil denilenlerin de bilgisayara gönderilen virüs olduğu tespit edildi..
Dava sakatlanmıştı.. Kamu vicdanı zaten aylar önce tahliye etmişti.. Ne tahliyesi, aylar önce beraat ettirmişti..
Dün röportajını okudum.. Tahliye olursam ilk işim oğlumla Arena’ya Galatasaray maçına gitmek demiş..
İyi maçlar..

Haberin Devamı

Her protestocuyu terörist yaparsak!

Sonra çok pişman oluruz.. Hatta utanabiliriz..
Önce ne dediklerine bakalım, ne istediklerine..
2.5 yıl oluyor.. 14 Mart 2010 yılında Başbakan konuşurken parasız eğitim istiyoruz diye pankart açan iki genç anında derdest edildi..
Salondan çıkarıldı..
Ne şiddet vardı, ne taş ne sopa.. Pankartla duyurulmak istenen yazılı bir talep vardı..
Eylem demokrasilerde böyle olmalı dedikleri tarife uygundu..
*
İki genç hapse atıldı, DHKP-C terör örgütü ile bağlantılı oldukları iddia edildi.. Örgütün amaçları doğrultusunda hareket etmekle suçlandılar..
Pankart açarak parasız eğitim istedikleri için 19 ay hapis yattılar..
8 yıl 5 ay hapse mahkum oldular..
Sadece bu iki üniversiteli değil.. Parasız eğitim istediği için başı derde giren o kadar çok genç var ki..
*
Başbakan dünkü konuşmasının önemli bir bölümünü eğitime ayırdı.. İngiltere’de üniversite öğrenim harçları 3 kat artırılırken kendilerinin kaldırdıklarını söyledi..
O pankarttaki talep 2.5 yıl sonra siyasal iktidar için övünme vesilesi oldu..
Bırakın herkes taleplerini rahat rahat siyasal iktidara iletebilsin..
İletebilsin ki ortadan taş, sopa, molotof kalksın..