Doğru, Reyhanlı’da patlayan bomba Esad’ın işi..
Doğru, bu tür eylemler Suriye yönetiminin uzmanlık alanı.. Lübnan gerçeğinden biliyoruz..
Doğru, El Muhaberat kokuyor.. Türkiye’den beş, on vicdansız adamı satın almışlar, insanlık dışı eylemi yaptırmışlar..
Doğru, amaçları Türkiye’yi kan batağına çekmek.. Yangını Türkiye’ye sıçratmak..
Doğru, oyuna gelmemek lazım, sakin olmak lazım..
Ama durun..
CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun söyledikleri de doğru.. Reyhanlı açık hedef haline nasıl geldi..
Getirildi..
Soru şudur.. Terör Reyhanlı’ya bu kadar kolay nasıl girdi?
***
Diyecekler ki..
CHP Genel Başkanı istismar ediyor.. 50 vatandaşımız öldü acılar üzerinden politika yapmak doğru değil.. Bu mesele politikaya malzeme yapılamaz..
Bir an için doğru kabul edelim..
Kılıçdaroğlu’nu dinlemeyelim.. Politika yapıyor diyelim..
Peki kimi dinleyelim?
Reyhanlı’da yaşayanları.. Bakalım onlar ne söylüyor?.
***
Dün bizim gazetede yer aldı.. Ali Eyüboğlu Başbakan’a yazılan mektubu yayımladı..
Satır başları..
* Hiçbir kural tanımayan, hangi yollardan geldiği belli olmayan 40 bin insana artık güvenlik güçlerinin de gücü yetmemektedir..
* İlçemizde ve bölgemizde asayişsizlik en üst düzeye ulaşmıştır..
* Gözlerimizin önünde paralar çantalarla, poşetlerle bankalara getirilmekte, tekrar alıp götürülmekte..
* Avrupa ülkeleri plakaları taşıyan araçların satıldığı açık pazarlar kurulmakta, gerçek olup olmadığı belli olmayan plakalar ellerde dolaşmakta..
* Savaşmakta olan her iki gruptan insanlar silahlarıyla istediği zaman savaşmaya ve yağmalamaya gidip istediği zaman dönmekte..
* Ülkemizden silah ve cephane temin edildiği, yaralılarını ambulanslarla ülkemize getirip tedavi ettirdikleri gözler önündedir..
* Asayişsizlik, illegal ticaret, başı boş gezen yabancıların çokluğu bizleri endişeye sevk ediyor..
***
Kılıçdaroğlu’nun tespitlerinden farkı var mı?
Yok..
Hal buysa.. Hatay Suriye’deki iç savaşın parçası haline gelmişse.. Sınırdan giren çıkan belli değilse..
Patlayan bombalara niye şaşırıyoruz ki..
Niye sağa sola fena yaparız diye bağırıyoruz ki..
Katkınız yüzde kaç?
Eskiden iktidara tam destek veren bir grup.. Liberal demokrat aydınların bir kısmı diyelim..
Şimdilerde..
Vesayetin el değiştirdiğinden, iktidarın kişiselleştiğinden, otoriterleştiğinden, AB ile ilişkilerin askıya alınmasından şikayet ediyor..
Dedikleri doğru diyelim..
Değişim ne zaman başladı?
Referandumdan sonra mı?
Cevap evetse, ‘yetmez ama evet’ sloganıyla şikayet ettikleri duruma katkıları yüzde kaç?
Hayat tarzına toplu müdahale
İktidarın artık karar vermesi gerekiyor.. Türkiye nasıl bir ülke olacak..
Batı standardı mı olacak, Doğu standardı mı?
Bir yandan ülkemize daha fazla turist gelsin diyoruz, İstanbul dünyanın sayılı merkezlerinden biri olsun diyoruz..
Öte yandan içki veren lokantaları tesettüre sokmaya çalışıyoruz.. İçki veren yerleri yok etmek için acayip yasa teklifleri veriyoruz..
İçki içilen yer dışarıdan görünmeyecekmiş.. Dışarıda masa olmayacakmış..
O zaman olimpiyata da talip olma..
O zaman turistlere de kusura bakmayın de..
Ya o ya öbürü..
Erzurum örneği ortada.. Üniversite kış oyunları için şahane tesisler yapıldı..
Sonra..
Ne gelen var ne giden.. Çünkü kentte oturulacak mekan yok!.. Yasa teklifi bütün kentleri o hale sokmak istiyor.. Dört duvar arasına sokmak istiyor..
Tek tip yapmak!..
*
Yeri gelmişken sorayım..
Hani yaşamlara müdahale edilmiyordu.. Bir zamanlar televizyonlara çıkanlar kimin yaşamına müdahale edildi diye soruyordu..
Bir tek örnek gösterin diyorlardı..
Doğru, her bireyin tek tek yaşamına müdahale edilmiyor.. Topluca edilmeye çalışılıyor..
