Mehmet Tezkan

Mehmet Tezkan

mtezkan@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Dükkânı açmadım, kepengi araladım.. Şundan.. Yayın Yönetmeni’nden izin isterken sordu; nereye gidiyorsun..
Gümüşlük dedim..
İyi git ama oralardan yazı isterim dedi; Tatil Yazısı..
Planlı bir tatil değildi.. Aniden karar vermiştim.. Sonra düşündüm; beni bu taraflara çeken neydi? Tatil yapma duygumu kabartan..
Acaba, Başbakan’ın ‘onlar şimdi Bodrum’dadır’ sözü mü etkili oldu? Dedi ya; Boğaz’a bakarak viski içmesini iyi bilirler!
Canım işte o an denize karşı oturmak istedi!.
***
Bodrum yarımadasının en popüler yeri bu yıl Yalıkavak.. Marina baştan aşağı yenilenince Yalıkavak bir anda ‘in’ olmuş..
Gitmek, görmek lazım dedik; gittik..
Kelimenin tam anlamıyla piyasa yeri olmuş.. İnsanlar bi sağa, bi sola turluyor.. Turlanmayacak gibi değil hani.. Palmiye ağaçlarının arasında başka bir dünyada yürüyorsun sanki..
Daha değil ama yakında İstiklal Caddesi gibi olur.. Mezaluna da Cookshop da, Kitchenette de yükünü tutmuş.. Cuma akşamı oturacak yer yoktu!..
Bu hal, bu ilgi, çarşıdaki esnafı değil ama deniz kıyısındaki balıkçıları vurur..
Veya fiyatları aşağıya çektirir..
Makulleştirir..
Şöyle söyleyeyim.. Meşhur Sait Balıkçısı Palmarine’nin içinde de yer açmış.. Doluydu, sahildeki eski yeri dolu değildi..
Cüzdandan çıkan aynı paraysa insanlar marinanın içindeki yerleri tercih eder.. Ne bileyim gider Loft’ta oturur..
Dedim ya şimdiler de ‘in’, piyasa yeri.. Bu yaz bütün ünlüler boy gösterir..
***
Gümüşlük’ü sorarsanız aynı.. Belediye kahvesinde sabah çayını yudumlamanın keyfi hiçbir yerde yok.. Mandarin’de, Emriye Hanım’ın zeytinli, peynirli, sebzeli poğaçalarına diyecek yoktur.. Bir hafta kahvaltı et, üç kilo al!.
O derece yani..
Ha bi de Koyunbaba’da Ehlikeyf var.. Yolun üzerinde, kahvaltısı için on numara derim..
***
Gümüşlük aynı dedim ama yeni bir mekân daha açılmış.. Hemen girişte, denize inmeden.. Adı Balıkhane.. Hasan bu yıla kadar sadece balık satıyordu, lokantaya çevirmiş..
Mezeler lezzetli, fiyatlar makul.. Gümüşlük’ü mesken edinenler için ideal.. Kısa bir tatil için gelen, deniz kıyısına iniyor.. Denize karşı oturmak istiyor.. Hesap da ona göre oluyor..
***
Düşük yoğunluklu bir hafta planlamıştım olmadı.. Düşük yoğunluktan kastım şu; hem gündemden kopmuyorsun hem de gündemin içine dalmıyorsun..
Gazeteleri hızlı okuyorsun, haber sitelerine pek uğramıyorsun, televizyonu açmıyorsun..
Siyasetten hem kopuksun hem değil vaziyeti..
Böyle olmadı demem şundan.. Siyaset de Gezi Parkı da peşimi bırakmadı.. Tanıyan ‘Selamünaleyküm’ der demez, Gezi Parkı’na daldı..
Burada yaşayanların tatildeymiş gibi durduklarına bakmayın.. Her meseleyi en küçük ayrıntısına kadar biliyorlar, takip ediyorlar..
Gezi Parkı’na İstanbul’un bazı semtlerinde yaşayanlardan daha yakınlar.. İktidar gibi düşünmüyorlar..
Faiz lobisi, dış mihrak falan değil bardağın dolma meselesi diyorlar..
Ben pek yorum yapmadım.. Onlar içlerini döktü..
***
Akşamüstü.. Güneş iyice çökmüş.. Kitabımı okuyup, güneşin tadını çıkarırken iki kişi yanıma oturdu..
Konu malum..
Onlar kalkınca düşündüm; yoksa paratoner olan elimdeki kitap mı?
Ne mi okuyordum?
Alev Alatlı’nın ‘Beyaz Türkler Küstüler’ kitabını..
Kitabın kapağı buraların ruh halini anlatır halde.. Tepede tek başına oturan kadın koya bakıyor..
Mesela Ayvalık Koyu’na, mesela Gümüşlük Koyu’na, mesela Göcek Koyu’na..
Kitabın ikinci başlığı da şu..
Biz oyunu kaybetmedik, sadece vakit yetmedi..
***
Dükkânı ne zaman açacaksın derseniz; kısmetse perşembeye..