Balık yasağına aynen devam Bakan Eker!

Balık avlanma sınırı 24 metreye yükseltiliyor diye geleneksel balıkçılar değil, hesabı bozulan gırgırcılar isyan ediyor. Tarım Bakanı Mehdi Eker, devrim sayılabilecek bu kararların arkasında durabilirse hâlâ umut var

Hükümetin her yaptığını eleştirecek değiliz. Bazı bakanlar, kişisel çabaları, birikimleri ve öngörüleri sayesinde iyi ekipler kurup doğru politikalar üretebiliyor. Bu listenin başında Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker var.

Bakanlık, gırgır avcılığında 18 metre olan avlanma sınırını 24 metreye çekecek bir tebliğ hazırladı. Ayrıca geçen yıl çinekop için büyük fırtınalar koptuktan sonra zar zor 20 santime çıkarılan ‘av boyları’ pek çok balık türü için yükseltiliyor. Bu tebliğ bir devrim, zira gırgırcılar yıllardır hiçbir kural olmadan ve ne yazık ki vahşice avlanıyordu.

Bu arada haberlerde ‘balıkçı’ diye verilen ve ‘isyan eden’ kesimin geleneksel balıkçılar değil, gırgırla avlanan büyük ticaret yapanlar olduğunu hatırlatalım… Anlayacağınız asıl isyan, ekmeğini denizden kıt kanaat kazanan balıkçılardan ziyade, büyük rantlar elde eden patronlarına ait…
Balıkçılıkla ilgili bilgi ve ilgisi, tabağın içinde sunulan ızgara balıktan öteye olan herkes bunu biliyor!

Cuma günü Milliyet’teki ‘Balıkçıların 24 metre tepkisi’ haberinin başlığı “Balığa buyur geç mi diyeceğiz” idi. Evet, buyur geç diyeceksiniz… Çünkü bunu demezseniz, yarın pazarda Gana kalkanı ve Norveç somonundan başka bir balık kalmayacak!
Haberdeki ‘en öfkeli ve tepkili’ kişi, Doğu Karadeniz Kooperatifleri Başkanı Ahmet Mutlu. (Kendisinden başka hiçbir kooperatif başkanının böyle konuşmalar yapmadığına dikkatinizi çekerim. Yapamazlar, çünkü durumun ne kadar vahim olduğunu biliyorlar.)

“Balık kaçacak” yalanı
Ancak Mutlu’nun beyanı, yanlış bilgilerle dolu. Efendim tebliğde ABD’de yapılan araştırmalar örnek gösteriliyormuş… Doğru değil, çünkü Ege ve Akdeniz’le ilgili sayısız bilimsel araştırma var… Aksi olsa o tebliğ kolay kolay kabul edilir miydi sanıyorsunuz?
Efendim, milli servetmiş bu… Balık, Yunanistan’a kaçarmış! Bir kere balık senin tapulu malın değil, göç ediyor. Ayrıca AB üyesi Yunanistan’da avlanma yasağı 24 metre değil, 50 metre! Yani ondan kaçan da bize geliyor!
Mutlu’nun haklı olduğu bir nokta var: Evet, balık milli bir servet. Sadece şimdi değil, gelecek nesillerin en değerli besin kaynaklarından. Peki milli servet nasıl korunur, nasıl devamlılığı sağlanır? Üreme fırsatı bulamadan kökünü kurutarak mı?

Lüfer meselesi
Bakanlık, kademeli olarak AB standardı olan 50 metreye geçmeyi planlıyor. 24 metre bile az, sırf gırgırcıların tepkisi yüzünden ‘orta yol’ olarak kabul edildi.
Aslına bakarsanız özellikle Marmara’da avlanan küçük gırgırların isyanda olmasının en büyük nedeni, yine lüfer! Zira lüfer en değerli balık ve bu şartlarda lüfer avı iyice zorlaşacak. Lüfer, Karadeniz’den Marmara’ya giderken sonbaharda yüzeye yakın (11 metre dolayında) geçiyor. Ancak Kasım’dan sonra daha derine, 30 metreye iniyor.
Fikir Sahibi Damaklar’ın kurucusu Defne Koryürek, “Bizim değerlendirmemize göre, 24 metre uygulamasıyla çinekop yasağı perçinleniyor. Gırgır reisleri ne kadar öfkeli beyanatlar verirlerse versinler, Bakanlık bu yasakları adım adım getiriyor, sektöre uyum imkanı veriyor” diyor.
Sadece bizim için değil, tüm dünyada balıkların tükenmesi yüzünden tedbirler alınıyor. Öyle perişan edecek kararlar da değil bunlar, sadece rant düşüyor! Anlayacağınız kıyamet bundan kopuyor…
Bakanlık, umarız bu baskılara boyun eğmez ve tebliğden geri atmaz!

Haberin Devamı

GIRGIR AVCILIĞI NEDiR?

* Ülkemizdeki su ürünleri avcılığının büyük kısmı, alanları toplamı 24.607.200 hektar olan denizlerden sağlanır.
* Bu denizlerde avlanan türlerin yüzde 80-90’ı pelajik (yüzeyde ya da orta su seviyesinde yaşayan dipte yaşamayan) türlerden oluşur. Bu balıkların çoğu gırgır avcılığıyla avlanır.
* Türkiye’de balık avcılığının yüzde 92-96’sı Karadeniz ve Marmara’da yapılır. Bu denizlerde yapılan avcılığın büyük bölümünde gırgır avcıları rol oynar.
* Gırgır avcılığı, yüzeydeki balık sürülerinin etrafının uzun bir ağ ile çevrilip ağın alt kısmının istinga halatı denen bir halatla birleştirilerek yapılır.
(Kaynak: www.denizbilimi.com)

Haberin Devamı