Virginia’da, Hillsboro şarap bağında yapılan çok güzel bir düğüne katıldım. En iyi arkadaşımı evlendirdiğim tören, hem eğlenceli, hem de nikah kültürü bakımından düşündürücüydü

Bir Türk-Amerikan düğünü

Evlilik yaşının giderek ertelendiği, hatta ömür boyu bekar kalanların arttığı Batı’da, evliliklerin artık çok daha uzun ömürlü olduğu kanıtlandı. Washington Post gazetesindeki bir habere göre, ABD’de uzun süren evliliklerin sayısı artmış. Son veriler 1990 sonrası evlenen her dört çiftten üçünün, 10 yılını devirdiğini gösteriyor.
Sosyologlara göre bunun nedeni Amerika’da evliliğin, yüksek eğitimin tamamlandıktan sonraya bırakılması. Yani kadın ve erkek hem daha olgun, hem de maddi olarak daha güvenli bir noktaya gelmiş olduğunda. John Hopkins Üniversitesi’ndan Andre Cherlin, 21’inci yüzyılın ‘evlilik modeli’nin, artık her iki tarafın gelirinin birleşmesi anlamına geldiğini vurguluyor. Gelinlerin üniversite mezunu olma oranı, bundan 13 yıl öncesine göre yüzde 10 artmış.
Dahası da var... Üniversite mezunu olmayanların ilk 10 yılda boşanma olasılığı, olanlara göre üç kat fazla!

Haberin Devamı

En iyi arkadaşım evlendi
Türkiye’de boşanma oranları devlet kademesinde ‘panik’ yaratacak kadar yükselir, etrafımızdaki evlilikler çatırdarken, bu verilerin önemli olduğunu düşünüyorum. Tuhaf şey, bizler Amerikalılar’ı ‘dejenere’ bulurken belki de tam aksi söz konusu. Amerika’da evlenmek, düğün yapmak, sadakat, Türkiye’dekinden çok daha önemsenen bir olay.
Bunları anlatmamın nedeni, geçen haftamı bir Türk-Amerikalı (Amerika’da doğan ve yaşayan Türkleri kast ediyorum) çiftin düğün hazırlıklarına adım adım şahit olmam.
Evet, en iyi arkadaşım evlendi! 17 yıldır tanıdığım ve çok sevdiğim Aslı Bener, yıllarca bekar yaşayıp kariyer yaparken hep hayallerinin adamını bulmayı, çocuk yapmayı düşledi. Ve sonunda tam gönlüne göre birini buldu: Kendisi gibi Amerika’da doğup büyüyen ama Türkiye’yle bağlantısı kopmayan Kerem Baki.
Bu modern ve mutlu sona bağlanan Kerem’le Aslı hikayesine şahit olmak, başlı başına heyecan verici ve yeni bir deneyimdi.

Tören provası
Bir kere Amerika’da törenin kendisi bile evlilik kurumuna verilen değerin bir parçası. Bizimle kıyaslarsanız detayı çok daha fazla, ama olay öyle bir planlanıyor ki riskler en aza indiriliyor. Bizde düğün, harcanan parayla ve mekanla ölçülür. Çoğunlukla çiftler için stres, düğüne katılanlar için de sıkıntı kaynağıdır.
Amerika’daysa düğün yapmak, seromonisi bol olmakla birlikte aslen bir eğlence, bir festival havasında. Kız ve erkek tarafı, arkadaşları ve akrabaları arasından ‘şahit’ ve ‘nedime’lerini seçiyor. Bu sayede en gergin anlar bile komediye dönüşebiliyor.
En mühim olaylardan biri, ‘rehearsal’ dedikleri düğün provası. Düğünden birkaç gün önce, aileler ve düğünde görevli olanlar törenin provasını yapıyor. Uzaktan pek manasız bulduğum bu prova geleneği, hem gerginliği azaltıyor, hem de tarafların yemekte bir araya gelip düğün öncesinde sosyalleşmesini sağlıyor.
Bizde nikah memuru, kuru kuru nikahı kıyar, kafasına göre bir şeyler söyler, imzalar atılır ve herkes kutlama kuyruğuna girer ya... Burada nikahı kıyan kişi, bizzat provaya katılıp kimin nerede ne söyleyeceğini nerede duracağını gösteriyor. Çiftler, birbirlerine vermek istedikleri sözleri kendileri hazırlama özgürlüğüne sahip.
Damadımız şarap üreticisi olduğu için ailenin Virginia-Hillsboro’daki şarap bağında yapılan gündüz törenine bir bardak kırmızı şarabın da eklendiğini belirteyim.
Belki, arkadaşlarım hoş, kafa dengi insanlar olduğu için düğün çok özeldi. Ne olursa olsun, düğünün eski ve yeni, Türk ve Amerikan ve hatta spiritüel geleneklerle karışık, daha esnek bir şekilde yapılması çok güzeldi.
Kerem’le Aslı’nın evliliği, bana hep kabus gibi gelen düğünlerin aslında ne kadar harika olabileceğini, törenin yapılma tarzınınsa evliliğe atılan ilk adım için sandığımdan önemli olduğunu gösterdi. Bir yastıkta mutlu olacaklar, eminim...

Haberin Devamı

MiHRAPTA EL ELE NiKAH
* Törende önce damadın ‘en iyi adamları’, sonra nedimeler ve yüzükleri taşıyan küçük kızlar sırayla düğün alanına, müzik eşliğinde yürüyor. Son olarak gelin, babasının kolunda, damadın beklediği mihraba geliyor.
* Sahi, mihrap geleneğinden ne zaman nikah masasına geçtik? Gelinle damadın ayakta, misafirlerin karşısında, el ele nikahlanması çok daha manalı.
* Nikahı kıyan kişi, çiftler isterse aileden vefat edenlerin isimlerini de anıyor. Bizde sadece mevlitlerde yapılır, oysa en yakınları anmak için ne güzel bir fırsat...
* Yemekte damadın babasının, arkadaş veya kardeşlerin kadeh kaldırıp bir konuşma yapması da gelenek. Çift için iyi dileklerin sunulduğu esprili konuşmalar...
* Yemeğin ardından pasta kesme seramonisi ve nihayet dans... İşin bu kısmı bizde de var; önce gelinle damat, ardından gelinin babası vefat ettiği için kayınpederle dans.
* Sonra DJ, tekleri, yeni evlileri, 10 yıllık, 20 yıllık ve nihayet 30’dan fazla yıldır evli olan çiftleri piste çağı-rıyor. En uzun yıl evli kalan çift, pisti son bırakan oluyor. Yaşlı koca neşeyle bağırıyor: “Sırrımız, bol bol seks !”

Haberin Devamı