“İstanbul’un kalbi” denen Beyoğlu, masa kaldırma operasyonuyla hızla 90’lı yıllardaki haline dönüp ıssızlaşıyor. Kahka-halı, muhabbetli sokakların rengi soluyor. Asıl ‘kalite’ şimdi bozulacak

İnsansız Beyoğlu

Beyoğlu’nda çalışan bir arkadaşım, “Burası iki ay öncesine kadar Lizbon gibiydi. Şimdi Ürdün’e döndü” diyordu...
İstiklal’de turlayan kalabalığın haricinde, ara sokaklar öylesine ıssızlaştı ki Beyoğlu’nun tadı tuzu kalmadı. Ramazan’da başlayan masa kaldırma operasyonu, genişleyerek devam ediyor. Kimine göre bu sürede iki bin kişi işsiz kaldı, kimine göre hafta sonu 1 milyona ulaşan müşteri sayısı 200 binlere düştü.
Turistlerin ağzı açık dolaştığı, sokaklarındaki enerjisine hayran kaldığı, genci yaşlısı her sınıftan insanın kaynaştığı Beyoğlu, hızla değişiyor.
Beyoğlu Belediye Başkanı Demircan ise aylardır süren belirsizliğe nihayet son noktayı koyarak “O masalar geri gelmeyecek” dedi. Demircan, uygulamanın Ramazan’la ve alkolle bağlantılı olmadığını ispat etme çabasında. Ama ne dese yaranamıyor, inandıramıyor.

Haberin Devamı

Sigaradan da rahatsızlar
Meselenin sadece alkol değil, sigara içip ‘parti yapan’lardan kaynaklandığını Misbah Bey’in bizzat ifade ettiği sözlerinden anlıyoruz: “Sigara yasağı çıkmaya başladıktan sonra ‘tüm müşteriyi dışarıya alalım’ dediler. Dışarı çıktılar. Kalite bozuldu. Dışarıda ne kadar mekanın var? O kadar fazla müşterin var. Değeri düştü. Biz x sokakta insanlara şık bir şekilde hizmet verebilmeleri için masa koymuşuz. Siz bunları çıkartıp bar koymuşsunuz. Sokağı kapatıp, parti veriyorsunuz. İş kalite itibarıyla düşüyor. Bu sefer bir bakıyorsunuz, farklı farklı gruplar içecekleriyle gelip oralara yamanıyorlar. Ve büyük büyük kitlelere dönüşüyor.”
Ancak kimse Misbah Bey’e şunları sormayı akıl edemiyor:
* Siz, yasadışı hizmet veren işletmelerle baş edecek güce sahip değil misiniz?
* Neden herkesi cezalandırıyorsunuz?
* ‘Şık’lıktan ve ‘kalite’den anladığınız nedir?
* Sokak kapattığını söylediğiniz yerler, sigara yasağı yüzünden önünde kalabalıkların toplaştığı ve genelde gençlerin muhabbet ettiği mekanlar... Bu sizi neden rahatsız ediyor?

Haberin Devamı

Cazibe merkezi olmayacak
Beyoğlu, kendi demokrasisini kurmuştu. Sokakları haksız yere ihlal edenleri uyarıp düzenlemek varken, hepsine birden darbe vuruldu.
Oysa 10-15 yıl önce İstanbullular’ın ara sokaklarına girmeye korktuğu Beyoğlu, güzel bir dönüşüm geçirmişti. Polisin uyuşturucu operasyonu yaptığı, yankesiciliğin yaygın olduğu Beyoğlu, bir arada eğlenilen, kültür ve eğlencenin buluştuğu ‘kurtarılmış bölge’ gibiydi.
Sadece barlar değil, büfeler, kültür merkezleri, lokantalar, dükkanlar da payını alacak bu insansızlaştırma operasyonundan.
Beyoğlu belki yine eski karanlık günlerine dönecek. Bakalım o zaman maddi ve manevi olarak değeri düşen ilçe nasıl ‘cazibe merkezi’ olarak pazarlanacak?

GAZETE BAYİİLERİNE NE OLDU?
* Taksim’de, İstiklal’in girişi ve Sıraselviler’de iki büyük gazete bayii vardı. Geçen akşam gazete almak için arandım tarandım, ikisi de kapalı!
* İstiklal’in başında küçük ve yetersiz bir bayi kalmış. Tünel’deki bile kapatılmış. Koskoca Beyoğlu’nda gazete veya dergi bulmak için epey uğraşmanız gerekiyor.
* Milyonlarca insanın gelip geçtiği bu sokaklarda neden gazete bayileri kaldırılır? Kentleşme dersleri verenler acaba bu konuda ne diyecek?

Haberin Devamı

İSTANBUL’DA SHAKESPEARE

* The Bridge Project’in sahnelediği ‘III. Richard’ı ilk gece izledim. Kevin Spacey, sadece uzun replikleriyle değil, fiziksel olarak da olağanüstü zor ‘kötü kral’ rolünü, muazzam canlandırdı.
* Spacey, fiziksel ve duygusal olarak çok talepkâr bir rol dediği III. Richard’ı canlandırmak için alkol ve sigarayı bırakmış.
* Shakespeare’in 1591-1593 yılları arasında yazdığı eser, yönetmen Sam Mendes’e göre modern bir diktatöre dair yazılmış ilk büyük portrelerden biri.
* Üç saat 15 dakikalık Shakespeare oyunu, sahnesi, kurgusu ve müzikleriyle gerçek bir şölendi. Kostüm ve dekorun sadeliği, ışığın, müziğin ve aynaların kullanımı, oyunculuğu ön plana çıkarmış.
* Sadece Kevin Spacey değil, tüm oyuncular rollerinin hakkını veriyor. Buckingham Dükü’nü canlandıran Chuk Iwuji, hele Margaret’i oynayan Gemma Jones müthişti.
* III. Richard, İstanbul Tiyatro Festivali (İKSV) ve İstanbul Şehir Tiyatroları tarafından, Vodafone Red sponsorluğunda sahnelendi. Umarız böylesine önemli prodüksiyonları İstanbul’da daha çok seyretme şansımız olur.