MEMLEKETiNE ‘WINEMAKER’ OLARAK DÖNDÜ

Akın Gürbüz, bağcı bir ailenin çocuğu olarak Tekirdağ’ın Gaziköy’ünde doğdu. Üniversitede okurken şarabı keşfetti. Bu işi kafaya taktı! Kalktı ABD’ye gitti, Kaliforniya’da en iyi eğitimi aldı ve çalıştı. Doğduğu topraklara, ‘Barbare’nin şarap uzmanı olarak döndü!

MEMLEKETiNE ‘WINEMAKER’ OLARAK DÖNDÜ
Akın Gürbüz ve kızı Alya.

İnsan, çocukluğundan beri tanıdığı, uzaktan da olsa takip ettiği bir yakınının başarısına tanıklık edince başka türlü seviniyor. Benim için de Akın Gürbüz böyle... Rahmetli kayınvalidem Varlık Sadıkoğlu sayesinde, daha çocuk yaşta Tekirdağ’ın Şarköy ilçesine bağlı Gaziköy’de tanıdım.
Zekası ve çalışkanlığıyla İstanbul’a gelip Kabataş Lisesi ve İstanbul Üniversitesi Fizik Bölümü’nü bitiren Akın, bir insanın kendi çabası ve imkanlarıyla, hayatının en büyük tutkusunu gerçekleştirebileceğinin en güzel örneği.
Evet, bugünün veletleri gibi anne baba parasıyla okumadı, hazır işe konmadı Akın. Kendi başına, o dönem açık olan otellerde, casino’larda çalışarak hayatını kazandı. Şarap merakı da böyle başladı.

Haberin Devamı

Kendi şarabını yaptı
Aslında babası, bölgedeki pek çok çiftçi gibi bağcılıkla uğraşıyor, üzümleri büyük markalara satıyordu. Ama ‘iyi bir şarab’ın ne demek olduğunu Ramada Oteli’nde çalışırken Fransa’nın Rhone bölgesinden gelen şarapları tattığında anladı.
İşte o zaman, bu işi yapmaya karar verdi. Ama nasıl? Kendi imkanlarıyla, birkaç arkadaşıyla amatör olarak şarap üretmeye başladı. Babası, “Madem öyle, okulu bırak bağda çalış” diyordu. Ama Gaziköy’deki en iyi üzümleri oğlunun tutkusu için ayırmayı ihmal etmedi!
Akın, hem kendi deneylerini yapıyordu hem de İstanbul’daki Şarap Dostları Derneği’ne gidip geliyordu. Gencecik bir amatörün, gayet kaliteli şarap yaptığını görünce şaşıran üyeler onu tadım günlerine davet ettikçe farklı şarapları keşfetti.
Akın kafaya koymuştu bir kere. Bu işi öğrenmek için yurt dışına gitmesi gerekiyordu, çünkü Türkiye’de üniversite düzeyinde şarapçılık eğitimi yoktu. Üzümün anavatanındayız, ama ziraat mühendisliklerinde bağcılık eğitimi dışında ‘önoloji’ denen bilimsel şarap yapımcılığı eğitimi verilmiyor.

Haberin Devamı

New York, sonra Kaliforniya
Sevilen Şarapları’nın bugünkü patronu Enis Güner, Akın’ı Kaliforniya’daki UC Davis’e gitmesi için teşvik etti. Ve Akın, çat pat bir İngilizce ve bir bavulla ABD’ye gitti. Ancak UC Davis’e gitmeden önce hazırlanmalıydı.
New York’ta geceleri garson olarak çalıştı, gündüzleri bilgisayar programcılığı master derecesini tamamladı. Bu arada yine New York’ta yaşayan Melike’yle tesadüfen tanıştı, aşık olup evlendiler. Melike, eşinin en büyük destekçisi oldu.
2005’te hayali olan üniversitenin bölümüne kabul edildi. Stajını Napa Vadisi’nde yaptı, Yeni Zelanda-Marlborough’da sonra yine Napa Vadisi’nde (Ehlers Estate) çalıştı.
Melike, hamileliğinde geceleri çalışan ve sabahın ilk saatlerinde fırlayıp bağa giden kocasının yüzünü görmediğini gülerek anlatıyor. Ancak kızları Alya doğduktan sonra Türkiye’ye dönmeyi düşünmeye başlamışlar.
Geçen yılın başında butik şarap markası Barbare’den, şarap yapımcısı ve bağların sorumlusu olması teklifi gelince, kararı vermişler. Üstelik bağlar Tekirdağ’daydı, yani Akın’ın memleketinde!

Haberin Devamı

Şarap üstatları beğendi
Geçen hafta sonu Tekirdağ’daki Barbare bağlarını ziyaret ettim. Organik tarım yön- temiyle bir yılda aldıkları yol, etkileyici. Bu yıl ikincisi düzenlenen ‘Master of Wine’ tadımlarında ilk 30’a giren şarapları var. Bunda Barbare’nin patronu, işadamı Can Topsakal’ın payı büyük. 2002’de yatırım yaptığı bağ, şimdi karşılığını veriyor. Kolay değil, 10 yıl beklenen bir yatırım.
Ne mutlu ki bu topraklarda doğan, şarap tutkusuyla kıtaları aşan bir şarap uzmanları var. Umarım Türkiye’den daha çok, genç şarap uzmanı yetişir ve üzüm, anayurdunda hak ettiği değeri bulur.

MEMLEKETiNE ‘WINEMAKER’ OLARAK DÖNDÜ

BAĞINDA ORGANiK ŞARAPÇILIK
* Barbare bağları 2002 yılında Tekirdağ’ın Barbaros kasabasıyla Yazır köyü arasındaki 235 dekar alan üzerine kuruldu.
* Organik tarım yöntemleri kullanılarak Barbare bağlarına Cabernet Sauvignon, Merlot, Syrah, Grenache ve Mourvedre dikildi.
* Kaliteli şarap yapımının bağda başladığını düşünen, ancak kaliteli üzümden iyi şarap yapılabileceğine inanan butik firma, bütün felsefesini bu iki kurgu üzerine kurdu.
* Bunun için bağlardan alınan üzüm miktarları bağlara fazla yük vermemek üzere dekar başına 350 kiloyla sınırlandırılıyor.
* Cheteaunuef-du-Pape stiliyle üretilen ‘Barbare Elegance’, yüzde 24 Syrah, yüzde 53.5 Grenache, yüzde 19 Mourvedre ile yüzde 2 Cabernet Sauvignon ve yüzde 1.5 Merlot üzümlerinden yapıldı.
* Tipik bir Bordeaux stili kırmızı şarap olan Barbare Prestige ise yine organik yöntemlerle üretilen Cabernet Sauvignon, Merlot, Syrah ve Grenache üzümlerinden yapılıyor.
* Beyaz şarap sevenler için Cabernet Sauvignon’u 2010’da üretmişler, sonuç şaşırtıcı.
* Barbare, butik üretim yaptığı için yalnızca beş yıldızlı İstanbul otellerinde ve lüks restoranlarda satılıyor. Tabii özel siparişle de. (http://www.barbarewines.com/)