Avustralya kökenli Axe Jet’in reklamı, ‘seksist’ olduğu için yasaklandı. Aynı reklam, Türk televizyonlarında dört yıl gecikmeyle dönüyor: Erkeklerin uçuş deneyimine cinsellik katmayı vaat eden sarışın hostesler eşliğinde

Seksizmin şahikası reklam


Avustralya kökenli Axe Jet’in reklamı, ‘seksist’ olduğu için yasaklandı. Aynı reklam,
Türk televizyonlarında dört yıl gecikmeyle dönüyor: Erkeklerin uçuş deneyimine cinsellik katmayı vaat eden sarışın hostesler eşliğinde



Cinsellik konusunda rahat, hatta fazlasıyla rahat diyebileceğim iki erkeğe bile “Bu ne ya?” dedirten bir reklam izledim.
Bir uçağın içindeyiz, yolcuların tümü erkek. Kareye giren hostesler, kısacık ve daracık civciv sarısı kostümleriyle dolanıyor. Kimi yolcuyu ‘ısıtmak’ için yanına kıvrılıyor, kimi jakuzinin içinde hizmet veriyor, hatta yastık savaşı yapılıyor. Reklam, daha da vaatkar biçimde sona eriyor: Axe Jet, uçurur...

Haberin Devamı

Kalkışa hazır mısınız?
Reklam deodoranttan söz etmediği için bizim gibi sazan olup bunun gerçekten yeni bir havayolu şirketi reklamı sanabilirsiniz. Memlekette öyle acayip şeyler oluyor ki, bu da pekala olabilir. Zaten reklamın teaser’ı niteliğindeki “Uçuş meleği aranıyor” diye atılan zoka haberi bizim Milliyet Cadde de Posta da kullanmış (25 Mart). Halbuki hatunlar alenen erotik shop’tan apartma kılıklar içinde.
Bu cin fikirli reklamın aslında Unilever’in bir ürünü olduğunu anlayana kadar ben de epey uğraşmak zorunda kaldım.
Web sitesi bile havayolu promosyonları görünümünde. Esprisi eksik değil maşallah: Nereden nereye uçmak istiyorsunuz bölümünde İstanbul, Kapadokya, Paris, Amsterdam, Las Vegas ve Tayland’ın sayılıyor. Eh, hurilerle dolu bir uçağın Brüksel veya Muş’a gitmesini beklemiyordunuz herhalde?
Erkek deodorant markası Axe Jet’in bu ‘muhteşem’ reklam konsepti, ilk başta gülüşmelere neden olsa da, şöyle bir durup düşününce hayli sorunlu. Neden?
1. Meslek grubu açısından. Bu reklam, hostesleri telekız yerine koyuyor. ‘Uçuş meleği aranıyor’ adlı web sitesinde üç farklı hostes adayının ‘iş görüşmesi’ adı altında masaj, ilk yardım gibi performansları hayli küçük düşürücü.
2. Ne var bunda yani diyenlere, “O zaman aynı şekilde asker, polis veya doktorları reklamda cinsel obje olarak kullanın” derim. Sahi, kadın parfümü için bir manga asker kullansalar ne olur?
3. Olur olmaz görüntülere ‘müstehcen’ damgası vurmaya bayılan milletimiz ve kurumlarımız, anlaşılan hostes fantezisi yapan deodorant reklamından rahatsız olmuyor. Sigara buzlanır, kadın tuzlanır... (Sonra da bir güzel yenir.)
4. Tamamen kurgu bir hikaye yaratarak reklam yapmak, reklamcılar için bile etik sınırlarını aşıyor olmalı.
Kişisel bakım konusunda hayli geri olan Türk erkeğine deodorant kullandırtmak için her yol mübah mıdır?

BALTALARA DEO
-Avustralya’da ‘Lynx’ adıyla pazarlanan Axe, ‘fantezi havayolu’ reklamıyla son 20 yılın en büyük satışını yaptı.
- Piyasaya çıktığı 2006’da 1.7 milyon adet Lynx satıldı. 500 bin kişi (erkek) gerçekten böyle bir havayolu olduğunu zannedip bilet ayırtmış. Miller bölümünde 30 bin erkek ‘masaj’ hayaliyle sıraya girmiş.
- Lynx’in pazarlama müdürleri kadın.
- Yeni Zelanda Reklam Standartları Komitesi, reklamı ‘seksist’ olduğu gerekçesiyle yasaklattı.

ÜÇ ‘HASSAS’ ANMA OLAYI
Bizim memlekette bazı konular var ki ‘çok hassas’. Bazı konuların hassasiyeti, farklı şekillerde tezahür eder. Bazı hassasiyetler ise tamamen alınan pozisyona bağlıdır. İşte 22, 23 ve 24 Nisan’daki üç ‘hassas’ anma olayı...
- Çanakkale savaşının 95’inci yıldönümünde 10 ülke, Gelibolu’daki törenlere katıldı. Milliyet, Avustralya ve Yeni Zelandalı şehit askerleri için gelen devlet yetkililerine karşılık bizden bakan düzeyinde katılım olmamasına dikkat çekti. Mesele sadece devlet düzeyinde değil, vatandaş düzeyinde de hassasiyetin ‘sözde’ olması bence. Pleksi mezartaşı yapmasını biliriz, ama şehitleri anmayı beceremeyiz.
- 23 Nisan’da Başbakan Erdoğan, makamını verdiği çocuğa “Yetki senin... İster as, ister kes...” derken elbette al eline baltayı herkesi doğra demek istemedi. Kanımca Freud’un “lapsus” dediği, bir nevi zihin sürçmesiydi. Görevine gösterdiği hassasiyeti gayrı ihtiyari bir biçimde ortaya koydu, hepsi bu.
- Çocuklar ve çocuk bayramı konusunda da çok hassassız. Peki panzerin bayramda ne işi var? Tunceli’de freni boşalan panzer, tören alanına daldı. Kahraman memur beş çocuğu kurtardı ancak eşi öldü.
- Hazır çocuk demişken, Siirt’te sayısı 100’ü bulan erkeğin dayanışmasıyla tecavüze uğrayan çocuklar için hassasiyet gösteren var mı? Veya MHP lideri Bahçeli dışında, suça itilen çocuklara af diyen?
- Türkiye’de ilk kez 1915 olayları anıldı. Emekli Orgeneral Edip Başer’in aralarında bulunduğu bir grup, “yüzleşelim” diyenlerin eylemini protesto etti. Başer yalnız değildi: İzmir’de protesto yürüyüşü yapanlar arasında ‘Talat Paşa Komitesi’ de vardı. Hatırlatma: Talat Paşa, Ermeni tehcirini planlı bir şekilde yürüten İttihat ve Terakki sorumlusuydu. (Taner Akçam’ın Osmanlı belgelerine dayanarak yazdığı ‘Ermeni Meselesi Hallolmuştur’ kitabına bakınız.)
- Aynı gün (25 Nisan) ABD Başkanı Obama’nın “soykırım” yerine “büyük felaket” demesi Dışişleri tarafından kınandı. Aynı mesaj için Erdoğan, “Türkiye’nin hassasiyetlerini bilerek açıklama yaptı” dedi. Bu hassasiyetlerimiz yok mu, hiç sağı solu belli olmuyor!

Haberin Devamı