Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Deniz Baykal çarşafı savunurken geriye bir sıçrama daha yapıyor ve diyor ki:
“Cumhuriyet döneminde, Atatürk Bulvarı’nda kılık kıyafeti uygun olmayan insanlar geçemiyordu. Tek parti düşüncesi buydu.”
Deniz Bey yıllardır şeriatçıların cumhuriyeti vurmak için kullandıkları sloganları tekrarlayarak siyasi irtifa kazanacağını düşünüyor olmalı...
Cumhuriyet Türkiye’si bir köylü toplumundan şehirli topluma geçişin sıkıntı ve zorluklarını yaşıyordu. Elbet bu yolda birçok doğrunun yanında birçok yanlış yapılmış da olabilir. Ama bunlar o zamanın ve o dünyanın şartları içinde tartışılır. Böyle bir sloganı tek başına bugüne taşırsanız hem gerçekçi olmaz hem adını taşıdığınız partinin geçmişine saygısızlık olur. Bu da size hayır getirmez... Cumhuriyet düşmanlarının ekmeğine yağ sürer, kendi altınızı oyarsınız.
Neyse.. Şimdi sırada ne var?
Vahdettin’in yurtsever, Mustafa Kemal’in isyancı olduğu... Cumhuriyet’in başarısız kaldığı, milletin dinini unuttuğu, dil devriminin travma yarattığı vs...
Tayyip Erdoğan ve takımının kullandığı cumhuriyet aleyhtarı sloganların bir listesini Deniz Bey herhalde cebine koymuş olmalı.. Teker teker çıkarıp dillendirecek.. Böylece açılımlar yapacak... Neler kaybettiğinin farkına ise seçim sandıkları açıldığında varacak...
Hey gidi Deniz Bey...

Haberin Devamı

Lale soğanı dağıtan İstanbul Belediyesi’nden vatandaşlar “yemeklik soğan” istemiş.
Demek ki... Yukarıdakiler lale devri yaşarken vatandaş soğan devri yaşıyor.
Gülhan Elmas

* Zahid Akman’ın Almanya’da yönetici olduğu kooperatiften 7.5 milyon euro buharlaşmış.
Böylece koltuğunun altındaki karpuzlardan birinin de sihirbazlık olduğunu öğrenmiş bulunuyoruz...
Haldun Ertem

Eskişehir seçimi
CHP Genel Merkezi yurt çapında belediye başkan adaylarını bu ay ortasındaki program kurultayından sonra açıklayacak. Ancak Genel Başkan, gösterecekleri kimi başkan adaylarını üstü kapalı çıtlatıyor (Kadıköy ve İzmit gibi)... Eskişehir Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı iki belediyenin, Odunpazarı ve Tepebaşı’nın adayları ise genel merkezce açıklandı.. O niye? DSP’li Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen’e: “Partimize geleceksen gel, yoksa anakenti de açıklayacağız artık” mesajı vermek için... Yılmaz Büyükerşen diğer partilerin seçmeninden de oy alıyor. CHP’ye geçerse aynı oyu alır mı? Belli değil... O yüzden Yılmaz Hoca, Odunpazarı ve Tepebaşı’da DSP ve CHP’nin birer aday gösterip karşılıklı birbirini desteklemesini, kendisinin de DSP’de kalıp CHP’ce desteklenmesini arzu ediyor. CHP ise bu formüle pek rağbet etmiyor...
Yılmaz Hoca inanılmaz başarılar gerçekleştirdi, Eskişehir’i bir Avrupa kenti haline getirdi... O kenti daha da ileriye götürmenin derdinde...
CHP ve DSP mi? Onlar yalnızca Yılmaz Hoca’nın kendi partilerinde olup toplam oya katkı yapmasının hesabında. Başka dertleri yok. Arabın derdi kırmızı pabuç misali...

Haberin Devamı

Asayiş üzerine
Polis kıyafetiyle restoran basıp insanları tekmeleyen, bir kadını saçından sürükleyerek götürenlerin görüntüleri hepimizi dehşete düşürdü. Okurumuz not düşmüş:
“Aynı zamanda çok daha dehşet verici bir yönü var bu olayın; kimsenin kılını dahi kıpırdatmaması... Demek ki herkes polisin böyle şeyler yapabileceğini düşünüyor... Hiç kimse ‘polis bu kadar zalim olamaz, polis hukuk içinde davranır, direnmeyen bir kadını saçlarından sürüyerek götürmez’ diye düşünmüyor... Dehşet verici olan halktaki polis imajının bu duruma gelmiş olması...”
Bu sıralarda sık sık AB reformlarından söz ediliyor... Evet bu iktidarın işine kimi AB reformları gelmiyor... Örneğin dokunulmazlıkların kaldırılması, Hâkimler Savcılar Yüksek Kurulu’nun siyasetten arındırılması gibi istekler duymazdan geliniyor... İyi de... Bugüne dek nice reform yapıldı... Yasalar çıkarıldı.. İşkence (sözde) sıfırlandı... Gösteri ve yürüyüş kanunları yeniden düzenlendi. Batı standartlarına uyduruldu...
Yapılan reformlar uygulanıyor mu?
Uygulanmadığında yeni reform isteyenlerden ses çıkıyor mu?
Birkaç söz de asayiş hakkında... Polisin meslek yaşamında en büyük desteği alacağı kesin halktır. Eğer bir toplumda polisten suçlular değil suçsuzlar korkar hale gelmişse polis halktan beklediği desteği alamaz. Ciddi görev yapmak isteyen emniyet birimleri zorlanır. Polisin hukuksuz davranışına o yüzden en başta polisin kendisi karşı çıkmak zorundadır... Mesleğin hukukunu savunmak en başta polisin görevi olmalıdır... Öyle değil mi?

Haberin Devamı


“Beraat ettik”
Fenerbahçe İkinci Başkanı Nihat Özdemir, dünkü yazımız üzerine aradı... 2004 yılında dedikodu olur diye zamanın Kara Kuvvetleri Komutanı Yaşar Büyükanıt’ın davetine gitmediğini doğruladı.. Ve dedi ki:
- Ancak ben Muhafız Alayı yolsuzluğundan hiç yargılanmadım. İfade bile vermedim. Benim ortağı olduğum şirket, Limak yargılandı. Fakat o dava da 1.5 yıl önce beraatle sonuçlandı...
Beyanı kayıtlara geçiyoruz...