Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Ünlü Fransız siyasetçi Talleyrand’a hayatının son demlerinde sormuşlar:
- Şeytanı lanetlemeyi düşünüyor musunuz?
- Giderayak yeni düşman kazanmaya gerek yok, demiş...
Türkiye’yi yönetenler bunun tam tersini yapıyor... Giderayak adım adım portföye yeni düşmanlar ekliyor...
Satranç oynamasını biliriz, diyor Davutoğlu... Cumhurbaşkanı da gittiği yerlerde çocuklara satranç tahtası dağıtıyor...
Ne var ki Türkiye’nin düştüğü durum bu ikilinin bir hamle sonrasını dahi düşünemediklerini gösteriyor.
İki ölümcül hata yaptılar;
Bir... Barış süreci diye PKK’yi diriltip başa bela etmek.. İki... Esad’ı devireceğiz diye Suriye ile savaş durumuna girmek...
Esad sözümona birkaç haftada devrilecek bizimkiler Şam’daki Emevi camisinde cuma namazı kılacaklardı. Gündeme Esad’ın Fatih Camii’nde namazı girdi.
Yapılan hatalar IŞİD’i doğurdu, Türkiye’yi IŞİD ile PKK arasında sıkıştırdı, kucağımıza 2 milyon mülteci bıraktı...
Son haberlere göre şimdi de üsleri ABD kullanımına veriyorlar... Ayrıca Suriyeli muhalifleri eğitecek, silahlandırıp Esad’ın üzerine göndereceklermiş...
Ülkeyi daha açık hedef haline getirecekleri gibi yaratacakları daha da büyük tehlikeyi Onur Öymen haber veriyor:
- Eğit donat kampları bahanesiyle yabancı askerler Güneydoğu’da üslenecekler, 1 Mart tezkeresiyle bozulan oyun tekrar kurulacaktır...
Ülkeyi her adımda biraz daha bataklığa sokuyorlar... Muhalefet seyirci...

Haberin Devamı

Üsler açılırsa...

Türkiye’nin askeri üsleri yabancı ülkelerin kullanımına açacağı neredeyse kesinleşti. Peki bu hangi sonuçları verir... Strateji uzmanı Cahit Dilek diyor ki:
- Üsleri yabancılara açmak görünürde Türkiye açısından pasif bir görevmiş gibi gözükse de aslında o operasyona resmen dahil olmuşsun anlamına geliyor. Amerikalılar bunu “kill chain” yani “öldürme zinciri” olarak tanımlar. Yani üsleri açmak hava saldırısı zincirinin bir halkasıdır. Füzeyi atan da üssü açan da aynı sorumluluktadır. Dolayısıyla İncirlik bu maksatla kullanıldığı anda Türkiye de aslında fiilen savaşın içindedir.
***
Ülkeyi yönetenlerin düşünce sağlığı ne durumda... Başbakan Ahmet Davutoğlu, Ankara Temsilcimiz Serpil Çevikcan’a PYD Eşbaşkanı Salih Müslim’le ilgili diyor ki:
- Salih Müslim’i Türkiye’ye getiriyoruz. Bakın kaç jest arka arkaya. Bir anlamda ‘meşru görüyorum seni’ diyoruz. Bu dediğimiz adamlar sicili temiz adamlar değil ki, PYD, Suriye halkının katliamına ortak olmuş bir örgüt...
Yani... Başbakan, PYD’nin, Suriye halkının katliamına ortak olduğunu, Esad’la işbirliği yaptığını kabul ediyor. Ama onu Türkiye’de ağırlıyor. Meşru görüyor...
Hukukun geçerli olduğu bir ülke katliama katılanı meşru görür mü? Görüyor işte... Peki sonuç ne olur?
Başkaları da bu ülkenin kanunlarına, kurallarına, ilkelerine saygı göstermez. Hukuku siz sıfırlayınca başkalarının size saygı duyması için sebep kalmaz...

Haberin Devamı

YAK

Başbakan Davutoğlu yakılan kamu ve özel kişilere ait binaların hızla onarılacağını söyledi...
İlkeli bir iktidar böyle yapmazdı...
Acil onarımlar yapılabilir...
Ancak yakılan binalar başka mekânlara taşınır...
Tahrip edilen işyerleri, okul, bankamatik, kütüphane, müze gibi yapıların enkazı önüne “PKK tarafından yakılmıştır” diye birer tabela konur, öylece bırakılırdı. Ki sabah akşam barış, kardeşlik, insanlık masalları anlatanların gerçek yüzünü cümle âlem görsün...

Haberin Devamı

Yargıdaki seçimler “iktidar ve cemaat” arasında geçti ve seçimin kaybedeni “bağımsız Türk yargısı” oldu...
Yargı, cemaatten temizleniyor gürültüsü içinde iktidara bağlandı.
***
Cumhurbaşkanı bütçesi iki katına çıkarıldı!
Gül ve Erdoğan dönemindeki artış asgari ücrete uygulansa aylık bugün 6 bin 852 lira olmuştu...
Akif Kökçe

34

Uludere’de hatalı bir istihbarat ve bombalama sonucu 34 yurtaşımız öldü. Yurtta haklı ve büyük bir tepki uyandı. O tepki sık sık tekrarlanıyor.
7 Ekim günü bütün yurtta HDP ve KCK’nin verdiği işaret ve bize göre ABD istihbarat örgütlerinin de kışkırtmasıyla ayaklanmalar meydana geldi. Okullar, binalar, iş yerleri, bankalar, kütüphaneler yakıldığı gibi ayrıca yine 34 masum yurttaş öldürüldü.
Bu vandallığın hiçbir hafifletici sebebi yoktu.
Fakat bu defa hiçbir tepki yok. Kiralık aydınlar suskun. Acaba neden? PKK terörünün kestiği parmak acımaz gibi bir inanış mı var toplumda?

SAAT

Cağaloğlu Basın Müzesinde bugün ilginç bir söyleşi var... Onur Öymen ve
Ali Sirmen medya - siyaset ilişkilerini tartışacaklar. Toplantıyı Gazeteciler Cemiyeti düzenliyor. Her şey iyi de, saati tuhaf; 15:00... Tam gazetecilerin çalışma saati...