Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde, ABD, İngiltere, Rusya, Çin, Fransa dahil 12 üyeye karşı İran’ın yanında yer alarak dünyayı karşımıza aldık. Kendimizi yalnızlığa mahkûm ettik. Brezilya bizimle aynı tavrı aldı ama onlar dünyanın öbür ucunda. Biz olayın göbeğindeyiz. Başbakan diyor ki:
“Biz Tahran Anlaşması’na giderken, BM Güvenlik Konseyi’nin daimi üyelerinin hepsiyle de bu işin müzakerelerini yaparak bu adımları attık. Kendilerini bilgilendirdik. Hepsinin dediği şu oldu. Bu yaptığınız iş diplomatik bir zaferdir, sizi takdir ederiz. Bunu daimi üyeler de böyle söyledi. ABD de, Fransa da, İngiltere de öyle söyledi...”
Peki bu ülkeler neden tam aksi yönde hareket ederek yaptırım kararı aldılar?
Ya onların dediğini size yanlış tercüme ettiler!
Ya da yeni bir diplomasi gelişti siz ayak uyduramayıp ofsaytta kaldınız.
Türkiye’nin yaptırım kararına uymaması yaptırımların etkisini azaltır. O yüzden Batı bastıracak. Önümüzdeki dönemde iki arada bir derede, çok zor durumlarda kalacağız.
CHP Milletvekili Onur Öymen hükümetin tavrını şöyle eleştiriyor:
- Kıbrıs, Kürt, Ermeni sorunlarında ülkenizin aleyhinde de olsa Batılıların istediğini yapıyorsunuz... Radikal İslam beklentileri söz konusu olduğunda Batı’ya kafa tutuyorsunuz. Neden? Çünkü aklınızca radikal İslam ülkelerinin liderliğine soyunuyorsunuz...”
Bu arada kimlerin liderliğine soyunuyoruz; İran, Suriye, Hamas, Hizbullah ve Sudan’ın... Ne sevimli bir cephe, ne akılcı bir dış politika! Hayırlara vesile olur inşallah...

Haberin Devamı

Mesela dedük!
Ne işin var kardeşim senin Las Vegas’ta? Malum; soruyu soran Bülent Arınç. Sorduğu kişi de kendisine bağlı RTÜK’ün üyelerinden Zahid Akman.
Zahid Bey kardeşimiz, telefon açıp Bülent Abi’sinin merakını gidermiş midir, bilemiyoruz. Bildiğimiz, arkadaşımız Fahrettin Fidan’ın bu seyahate ilişkin “olsa olsa” yöntemiyle bir düşünüşte aklına geliveren olasılıklar. Tek tek basaraktan sıralıyor.
1) Ne yani, Las Vegas’tan cep telefonuna, “Okeye dördüncü aranıyor” şeklinde bir mesaj gelmiş olamaz mı?
2) Kemal Unakıtan’a, ameliyat için “Cleveland!” diyen Rabbimiz Zahid Akman’a da her nevi tetkikat! ve dahi tatbikat! için “Las Vegas” demiş olamaz mı?
3) “Deniz Feneri davası bir gün açıklanır ve sonuçlanır” ihtimaline binaen Las Vegas’ta ikamet edeceği binayı görmeye gitmiş olamaz mı?
4) Kendisine her konuda kefil olan bir “büyüğü”, “Zahid Bey kardeşim, dünya hali bu, hiç belli olmaz. Sen şöyle Las Vegas’a bir uzansan... Bize, içinde 40 - 50 kadar gemicik... Pardon havuzlu villacık olan bir site baksan...” diye ricada bulunmuş olamaz mı?
5) Las Vegas’ta “Dünya RTÜK’leri 1. Asamblesi!” toplanmasına karar verilmiş... 200’e yakın ülkenin RTÜK Başkanı’ndan “Sen olmazsan bir değil bin eksiğiz. Gözümüz yolda bekliyoruz” daveti almış olamaz mı?
6) Deniz Feneri’nin pili bitmiş, Las Vegas’a pil almaya gitmiş... (Benim pil burada bit... Daha fazla atamıyo... Eyvallah...)

Haberin Devamı

* Bülent Arınç, Zahid Akman’a soruyoruz: “Ne işiniz var Las Vegas’ta?”
Yanıt basit: “İnsanda bavulla para olunca okey mokeyle tatmin olur mu Bülent Bey?”

Haberin Devamı

Silivri
Boğaziçi Üniversitesi öğretim üyelerinden sonra dün de Marmara Üniversitesi’nden 97 öğretim üyesi ve elemanı Silivri’de tutuklu aydınlara ilişkin açıklama yaptı... Denildi ki:
“Silivri’de tutuklu bulunan aydınların durumunu kaygıyla izliyoruz. Hukukun temel ilkelerine göre tutukluluk hali istisnai bir haldir. Söz konusu aydınların çoğu için böyle nedenlerin bulunmadığı kanısındayız.
Yargılananlar mahkemece suçlu bulunurlarsa kuşkusuz yasada belirtilen cezaya çarptırılacaktır. Ancak, yakın tarihimizde sanıkların yıllarca tutuklu olarak yargılandıkları ve davanın sonunda beraat ettikleri, belleklerde tazedir. Tutukluluğun telafisi olanaksız bir cezaya dönüşmesi tehlikesi vardır.
Amacımız, adalete müdahale etmek değil, adaleti yüceltmektir. Ülkemizde evrensel hukuk ve insan hakları ilkelerinin kök salması için göze çarpan olumsuzlukları seslendirmenin başta gelen yurttaşlık görevimiz olduğuna inanıyoruz.“

Askeri araziler “kentsel dönüşüm adı altında” belediyelere peşkeş pardon- verilecekmiş.
Ergenekon’dan sonra bu da Araziyekon...
Gülhan Elmas

Gazze olayı yandaş basını da ikiye ayırdı... Erdoğan’ın gazına gelen “Gazze”teciler... Gülen’in izinden giden “Gazze”teciler...
* * *
The New York Times, Türkiye için “Müttefikti, diken oldu” demiş.
Ee, n’apalım, zamanında Erdoğan ve Gül’ü seven dikenine katlanır...
* * *
Suudi Kralı Abdullah’ın 2006 ve 2007’de Türkiye’ye 15 milyar dolar getirdiği anlaşıldı...
Bir de Abdullah Gül’e ne getirdiği anlaşılsa...
Haldun Ertem

Aktif
Aktif Bank, PTT ile yaptığı Ucuz Para Transferi (UPT) anlaşmasını savunan bir açıklama hazırlamış. Bize ve anlaşmayı eleştiren CHP Milletvekili Hüseyin Ünsal’a gönderdikleri açıklamada; anlaşmadan hem halk hem PTT hem de bankamız kazançlı çıkmıştır. Kaybeden kimse yoktur. Bir, kazan - kazan durumu vardır, deniyor.
Hüseyin Ünsal’ın bu açıklamaya yanıtı mı?
“Bir KİT olan PTT ilgili yasalara uymak zorundadır. Bu olayda ilgili bütün yasalar göz ardı edilmiş, bir bankaya jest! yapılmıştır. Bu arada Aktif Bank, Başbakan’a yakın bir işadamının bankası olmasaydı PTT bu jesti! yine de yapar mıydı, diye de soruyorum.”

Devlet Bakanı Ali Babacan, “Sisli havada araba kullanıyoruz” demiş.
Arkadaş, sisten arabayı kendisinin kullanmadığını dahi göremiyor demek.
Fahrettin Fidan