Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Kürt açılımı... Demokratikleşme paketi... Barış ve kardeşlik süreci... AKP ve yandaşları “acı meyve”yi vatandaşa yedirebilmek için kıvranadursunlar... Açılım konusunda Abdullah Öcalan daha net tavır sergiledi. İddialı bir ön açılım yaptı:
“...Kürtlerin her alanda örgütlenmesinin önü açılacak, Kürtler demokratik bir ulus olarak varlık kazanacak. Kendi sporunu, eğitimini, dini örgütlenmelerini, meclisini, belediyelerini yapabilirse kendisi yapacak, kuracak. Hatta kendi özsavunması bile olacak. Kendi ihtilaflarını çözecek bir savunma gücü olacak...”
Açıkçası Öcalan, “devlet içinde devlet” öneriyor...
Abdullah Öcalan’ın açılımında silahları bırakmak yok, dağdan inmek yok, PKK’nın tasfiyesi diye bir şey söz konusu değil. Daha önce de açıkladığı gibi... Taleplerinin karşılığında sadece bir ateşkes sunuyor...
Şimdi AKP’nin bu açılıma karşı tavrı bekleniyor...
Rahmetli İsmet Ay anlatırdı...
Ünlü aktör Vasfi Rıza Zobu bir oyunda metni bırakmış kafasına estiği gibi konuşmaya başlamış. Bir ara söz bitince suflöre bakmış. Suflör eliyle birtakım hareketler yapıyor. Vasfi Rıza Bey güç bela birkaç cümle daha uydurup sahneyi tamamlamış. Sahne arasında suflöre yaptığı işaretin anlamını sormuş.
- Şimdi ayıkla pirincin taşını diyordum, demiş suflör...
Biz de AKP’ye o işareti yapıyoruz...

Haberin Devamı

Erdoğan, “Demokratik açılım kavgası veriyoruz” demiş.
Umarız bu kavgadan sürekli kavga ettiği Türk muhalefeti de yararlanır...
Haldun Ertem

* İtfaiyeci olmak isteyen bayan çok, haberini gören
okurumuz Y. Çetirge:
- Buna sevindim, diyor, en azından cuma namazı
sırasında yangın çıkarsa itfaiyenin müdahale imkânı olur. Ambulans çalışanlarını da bayanlardan
seçerlerse iyi olur...

Berlin’i izlerken...
TRT3’de Güven Göktaş’ın heyecan verici anlatımıyla tarihi bir 100 metre finali izledik. Diğer finalleri de gıpta ile izliyoruz... Kıbrıs’tan, Katar’dan, Bahreyn’den atlet var finallerde. Türkiye’den yok... Oysa yıldız ve genç atletlerimiz hiç de fena dereceler yapmıyorlar. Örneğin geçen ay Gençler Avrupa Şampiyonası’nda üç gümüş madalya aldık... Ancak büyüklerde hep dökülüyoruz... Çünkü atletlerimizi spora özendiren, çalıştıran, moral ve cesaret veren bir spor ortamı yok. Ciddi bir federasyon da yok ortada...
Buna mı layık 70 milyonluk ülke...

Haberin Devamı

Ak aydınlar...
Bu akşam Topkapı Sarayı’nda Ayla Erduran’ın konseri var. Malum gazete tahrikleri sürdürüyor. İdil Biret’in konserinde kutsal mekânda içki içiliyor tartışması yapmışlardı. Şimdi de “Kutsal mekânda konser olur mu?” üzerinden gidiyorlar. Mutlaka önlem alınacak, bu gece olaysız geçecektir. Ama önemli olan bu akşam değil. Klasik müziğe karşı estirilen düşmanlık havasının ilerde yaratacağı sonuçlar... Bu arada ilginçtir... AKP’nin demokratik açılımını imzalarıyla destekleyen “aydın”lardan sanata karşı bu ağır saldırı konusunda ne ses var ne seda... Onların demokratlığı belli ki, AKP kuyrukçuluğunu aşamıyor...

Eruh’u sormayın!
Önceki akşam televizyonda, “1. Eruh Cirav Doğa ve Kültür Festivali”nin görüntülerini izliyoruz. Yüzlerini poşu ile kapatmış peşmerge kıyafetli kişiler ilçe merkezinde düzgün sıralar halinde, uygun adım yürüyorlar. Spiker, bu yürüyüşün PKK’nın 1984’teki Eruh baskınını sembolize ettiğini anlatıyor. Bir süre sonra festival için kurulan platformun görüntüsü geliyor ekrana. Emine Ayna, Eruh baskınını alenen savunuyor. Saldırının barış için yapıldığını, sıkılan kurşunların amacının da barışı sağlamak olduğunu söylüyor. Ardından peşmerge kıyafetli birine mikrofon uzatılıyor. 1984’teki Eruh baskınına katıldığı açıklanan kişi Kürtçe o geceyi... Baskını nasıl yaptıklarını uzun uzun, ballandıra ballandıra anlatıyor.
Bütün bunlar dağ başında falan değil, Eruh’un içinde, tam göbeğinde yaşanıyor. Saatler boyu sürüyor. Peki, o sırada kaymakam, emniyet müdürü nerede? Güvenlik güçleri ne yapıyor? Bu rezalete nasıl izin veriliyor? Neden engel olunmuyor, diye sorarsanız... Herhalde “açılım” adlı “alttanalım”ın etkisinde kaldıkları için yanıtı verilebilir.
Bu arada.. Barış adı altında Eruh’ta başlatılan savaşın yıldönümünü kutlayanların, “Türkiye özür dilemelidir, silahlar karşılıklı bırakılmalıdır” gibi tuhaf açılımlar yapanların gerçekten barış istediklerine inanıyor musunuz? Biz inanmakta zorlanıyoruz da...

Haberin Devamı

* Ordulular facebookta kampanya başlatmışlar:
“Ayakta işemek istiyoruz” diyorlar...

CHP’nin çözümü...
CHP, AKP’nin ne olduğunu kendisinin de bilmediği açılımına destek vermemekle suçlanıyor.
CHP dün de takrarladı.. Başlıca iki konuda kırmızı çizgisi var...
Üniter devletten taviz verilemez... Eğitim dilinin Türkçe olmasından vaz geçilemez...
CHP Kürtçenin seçmeli ders olması, üniversitede Kürtçe bölümü açılması, kimi köy adlarının değiştirilmesi gibi konularda destek vermeye hazır. AKP, Apo yerine CHP ile diyalog kursa, iki parti TBMM içinde yoğun demokratik açılım yapabilirdi. AKP için fırsat buydu... Apo ile pazarlık çıkmazına da girmeyecekti o zaman...