Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Son günlerin en büyük tartışma konusu olan 1915’le ilgili en anlaşılır bilgileri em. Org İlker Başbuğ’un “Ermeni Suçlamaları ve Gerçekler” adlı kitabında bulabilirsiniz. Başbuğ, sağlam ve dürüst kaynaklara dayanarak bu sorunu öncesi ve sonrasıyla gözler önüne seriyor. Usta bir yazar maharetiyle kaleme alınan kitapta ne bir kelime fazla ne bir kelime eksik. Okuyoruz:
“ Türkiye ile Rusya arasında 16 Mart 1921’de imzalanan Moskova Antlaşması ve Türkiye ile Ermenistan arasında imzalanan 13 Ekim 1921 tarihli Kars Antlaşması; Türkiye ile Ermenistan arasındaki her türlü ihtilafı gidermiş ve bugünkü sınırları belirlemiştir. Bu antlaşmaların görüşmelerinde “Ermeni Soykırımı” ile ilgili hiçbir iddia ileri sürülmemiş, tazminat ve / veya toprak gibi bir talepte de bulunulmamıştır.
Mustafa Kemal 1 Mart 1922 günü TBMM’de konuşuyor:
“Ermeni meselesi denilen ve Ermeni milletinin gerçek çıkarlarından ziyade, dünya kapitalistlerinin ekonomik çıkarlarına göre halledilmek istenen mesele, Kars Antlaşması’yla en doğru çözüm şeklini buldu. Asırlardan beri dostane yaşayan iki halkın dostluk bağları memnuniyetle tekrar kuruldu. ”
Cumhuriyet rejimiyle birlikte geçmişin bütün düşmanlıkları unutulmuş, Türkler ve Ermeniler dostça yaşamış, en az 50 yıl ne soykırım ne diğer acı olaylar gündeme getirilmiştir.

Haberin Devamı

Cumhuriyet adına...

Cumhuriyet gazetesinin 24 Nisan tarihli nüshasında Ermenice attığı “Bir daha asla” manşeti Aydınlık gazetesi tarafından “PKK’yla soykırım kardeşliği” başlığıyla haberleştirilmişti. Odatv yazarı Nihat Genç de aynı konuya değinerek “Cumhuriyet gazetesi Ermeni Taşnak Partisi ve PKK tezlerini ve cemaat koruyuculuğunu manşetlerine taşıyor” diye yazmıştı.
Cumhuriyet İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay, bu tepkilere yanıt verirken gazete içindeki muhalif yazarlara da değinmiş:
“Hiç kimse kendisini vazgeçilemez, çok önemli görmemeli, gazetesine özen ve sadakat borcuna aykırı davranmamalıdır” demişti...
Bu açıklamalar üzerine T24 internet sitesi Akın Atalay’ın ismini vermediği Cumhuriyet gazetesi içindeki o yazarların Orhan Bursalı, Ataol Behramoğlu ve Mine Kırıkkanat olduğunu iddia etti. Böylece çatışmayı alevlendirdi.
Orhan Bursalı T24’ü eleştirirken:
“Birileri Cumhuriyet’te büyük bir kopuşu kışkırtmak için çaba mı sarf ediyor?” diye sordu. T24’e “çirkef” dedi...
***
Cumhuriyet gazetesi son dönemde çok riskli açılımlar yaptı... Bilinen ilke ve çizgisinin dışına çıktı. Farklı hatta okuruna zıt görüşte birçok yazar aldı. Kimi okurların deyimiyle gazete “başkalaştı”... Cumhuriyet bu açıdan CHP’ye benzetiliyor. CHP de aynı şekilde bir başkalaşma sürecinde... Eğer amaç para veya oy kazancı ise bu gidiş o sonucu getirmez. Atatürkçü laik cumhuriyeti savunan kaleleri yıkmak için daha büyük bir plan varsa... Bilemeyiz!

Haberin Devamı

İMZA

Kadıköy Belediyesi “change.org” aracılığıyla bir imza kampanyası başlattı... Halkı yardıma çağırıyor.
Deniyor ki çağrıda:
“Fenerbahçe - Kalamış sahil hattında yeni bir plan yapıldığını öğrendik.
Bu plan, Fenerbahçe Kalamış Yat Limanı’nda yapılaşmanın önünü açacak. Sahile yapılacak otel ve ticaret alanı, sahilin Kadıköylüler ve halkın kullanımına kapatılması anlamına geliyor.
Kalan sahillerimizi korumak, yapılaşmaya açılarak halkın elinden alınıp işletmelere verilmesini engellemek için Kadıköy Belediyesi’nin yanında olmanız dileğiyle.”
Kampanyanın muhatabı: Büyükşehir Belediyesi ve Başbakanlık Özelleştirme İdaresi...

Haberin Devamı

Rumelihisarı’nda konser ve tiyatro yapılan alana mescit yapılıyor!
Dinin sömürü aracı olduğu günümüzde en büyük şov ibadet oldu!
***
Diyanet’e terapi masajı yapan jakuzili lojman için 500 bin lira harcanmış!
Cenneti yaşamak için fazla sabırları yok anlaşılan...
Akif Kökçe

SİRKE

CHP’nin dijital konularda uzman milletvekili Erdal Aksünger, Türkiye’nin en büyük veri bilgisine sahip kurum olan Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’nda “hiçbir kamu kurumunda görülmeyen kadrolaşmaya gidildiğini” iddia ediyor. İlgili bakana sorduğu sorulardan biri şöyle:
- Türkiye’nin en büyük veri bilgilerinin bulunduğu TİB’de siber saldırılara karşı Bilgi İşlem Dairesi’nde kendilerini ‘hak yolcu’, ‘okuyucu’ ‘menzilci’ gibi sıfatlandıran uzman personel tarafından önlem olarak etrafa sirkeli su sıkıldığı doğru mudur?
Siber saldırıları önlemek için sirkeli su kullanan bu uzman personele ödenen maaş ne kadardır?