Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Ülke çok tehlikeli bir kutuplaşmaya doğru sürükleniyor...
İlhan Selçuk‘un bu saptamasını ve Başbakan’a çağrısını dün yazmıştık...
Kutuplaşmanın hızlanması malum... Yargıtay Başsavcısı’nın AKP’ye açtığı kapatma davasıyla başladı.
O davayı AKP ve yandaşları hukuka saygı çerçevesinde karşılayıp diğer aşamaları beklemeye koyulsaydı mesele kalmayacaktı.
Bir başka yolu seçtiler... Başsavcıyı ve hazırladığı iddianameyi topa tutmaya başladılar. Yargıyı baskı altına alarak lehlerine çevirme denemesine giriştiler. Şimdi bunun paralelinde bir başka tezgâh örülüyor...
Türkiye’yi bir yakın askeri darbe tehlikesi içinde göstermek...
Ve AKP’yi eleştiren herkesi bir biçimde darbe tezgâhının içine dahil etmek... Bu komploda başı AKP yanlısı işbirlikçi medya çekiyor...
Eğer bir askeri darbe hazırlığı varsa elbet ortaya çıkarılmalıdır. Bundan ilkönce biz demokrasiye inananlar mutlu oluruz...
Ne var ki henüz bu konuda bir iddianame bile yokken... Hukuka saygılı herkes soruşturmanın sonucunu ve iddianamenin okunmasını beklerken... Malum basın bir darbe tehlikesi yaratıp yargıyı etkilemek, muhalifleri bu davaya dahil etmek çabasında görünüyor... Amaç, AKP’nin davaya konu olan laiklik karşıtı eylemlerini unutturmak, bunları darbecilerin abartması gibi göstermek... Soruşturmanın gizliliği, hukuk, etik, falan kimsenin umurunda değil... Tezgâh açık:
“Darbe kapıda! AKP’nin hoşlanmadığı ya da AKP’den hoşlanmayan herkes bir biçimde darbecilerle ilişkili...”
Kaynatılan bu cadı kazanı psikolojik ve siyasi ortamı geriyor. Ülkeyi herkes için tehlikeli hale getiriyor.

Haberin Devamı

Erdoğan, Manisa’da mesir macunu dağıtan ilk başbakan olmuş.
“Her aileye en az 3 çocuk” isteğine uygun bir icraat...
Haldun Ertem

BirGün size de...
BirGün kendini sol diye niteleyen bir gazete... İlhan Selçuk, Doğu Perinçek ve Kemal Alemdaroğlu’nun gözaltına alınışını şu manşetle verdi:
“Yiyin Birbirinizi”
Atilla Aşut dostumuz gazeteye gönderdiği notun bir kopyasını da bize ulaştırdı. Diyor ki onlara:
“Siz başka bir ülkede mi yaşıyorsunuz? ‘Solculuk’ savıyla yola çıkan bir gazete, halktan ve gerçeklerden nasıl bu denli uzaklaşabilir? Her şey bir yana, mesleki dayanışma refleksinizi de mi yitirdiniz? Bir gece yarısı operasyonuyla gazeteniz çalışanları da gözaltına alınırsa kimden destek bekleyeceksiniz?”

Haberin Devamı

Nevruz üzüntüsü
Azerbaycan televizyonuna ilişti gözümüz... Nasıl içten bir nevruz kutlaması düzenlenmişti Azerbaycan’da...  Nev (Yeni) ve Ruz (Gün) sözcüklerinden oluşan nevruzu, Asya’daki Türkler, Kürtler, İranlılar yılbaşı olarak kutluyor...
Gece ile gündüzün eşit olduğu 21 Mart günü, büyük anlamlar ifade ediyor. Osmanlı’da hayli canlı kutlanırmış ama... Türkiye son yıllarda unuttu nevruzu. Kürtler ise coşkuyla kutluyor. Maalesef her yıl nevruzda olay çıkıyor. Oysa bizler de o günü coşkuyla kutlasak, Türk - Kürt el ele eğlense... Sorun olmayacak... Böyle bir çözüme neden gidilmesin?

Yapma Müdür!
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB), geçen eylül ayında İstanbul’da 7. Ulaştırma Kongresi’ni düzenlemişti.
TCDD Genel Müdürlüğü personelinden İshak Kocabıyık, Şamil Şirvan ile Ömer Çelik, “Raylı Taşımacılıkta Yeni Yönelim:  Hızlı Tren” isimli bir bildiri hazırlayarak kongre düzenleme kuruluna gönderdiler. Bilim kurulu bu bildiriyi kongreye sunulmaya değer buldu... Bildiri kongreye ilişkin kitapta yer aldı. Hürriyet gazetesi bu bildiriden alıntı yaparak “TCDD Uzmanlarına Göre Hızlı Tren Çalışmaz” başlıklı bir haber yaptı... Sonra ne mi oldu? TCDD yönetimi bildiriyi sunanlar hakkında soruşturma açtı... Genel Müdür Süleyman Karaman dosyayı Yüksek Disiplin Kurulu’na aktardı.
Sicilinde epey ağır kazalar olan Süleyman Karaman bu bildiriden kendine olumlu ders çıkartacak yerde bildiri sahibi kişileri cezalandırmaya çalışıyor...
Yakışıyor mu Sayın Süleyman Bey?

Haberin Devamı

Alkol yasakları
Lezzetle ilgili konuları yakından izleyen  Mehmet Yalçın arkadaşımızın Milliyet Pazar’daki yazısını önce şaka sandık... Meğer ciddiymiş. TBMM  Komisyonu’nda kabul edilip Meclis’e sevk edilen yeni yasa taslağında internetten içki satışları ile faks ve telefon yoluyla siparişler yasaklanıyormuş... Mesela... Bir şarap şirketinin internet sitesine girerek semtinizde bulunmayan şaraplardan bir şişe istediniz... Ya da Tekel bayisine telefon ederek falanca şaraptan bir kasa sipariş verdiniz... Ya da aynı işi faks çekerek yaptınız... Yapamayacaksınız... Aksi taktirde ceza ödeyeceksiniz...  Örneğin yasağa rağmen telefonla eve ya da işyerine bir kasa şarap göndermenin cezası 50 ile 250 bin YTL arasında saptanmış...
O kadar ki... Kanun taslağında “tütün ve alkollü içkileri” yarışmalarda ödül olarak koyana da ceza öngörülüyor. Yasa  bu haliyle çıkarsa, Beyoğlu Çiçek Pasajı’nın eğlencelerinden biri olan bir şişe viski ikramiyeli tombala  da tarihe karışacak!
İçkinin zararlarına ilişkin yeterince yayın vardır. Reklamı zaten yasak. Kimseye zorla içki içirilmez. Çağdaş dünya bu konuyu kişinin kendi iradesine bırakmıştır... Dünyaya komik olmayalım..