Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Sabah saatlerinde CHP İl Başkanı Gürsel Tekin’in istifa edeceği haberleri ekranlardan alt yazı olarak geçmeye başladı. İlerleyen saatlerde CHP Genel Merkezi açıklama yaptı:
“CHP İstanbul İl Başkanı Gürsel Tekin’in görevinden istifa ettiği doğru değildir...”
Gürsel Tekin de konuştu:
- İstifa ettim demedim, istifa edeceğim dedim.
- Peki neden?
- Özellikle bir kısım belediye başkanlarının dayattığı isimler vardı, tepki bunaydı...İki gündür genel merkezle konuşuyorum. Sonuçta biz de insanız bir patlama oldu, ancak sorunlar halledildi...
* * *
Durum açık. Gürsel Tekin istifa etmiş, ya da edeceğim demiş, sonra aradaki anlaşmazlıklar giderilince istifasını geri almış. Neticede istifa yolunu pazarlık yöntemi olarak kullanmış. Bir söylentiye göre de anlaşmazlığa kardeşi Yüksel Tekin ile muhasebecisi Ediz Zeyrek’in aday listesinde yer almasına genel merkezden gelen veto neden olmuş...
Pazarlık nelerin üzerineydi tam bilmiyoruz. Ancak il başkanının “istifa” blöfü yapması iyi olmadı. Eğer bu blöf birkaç belediye meclis üyeliği içinse, daha kötü. Çok önemli bir yarışta, önemsiz sebeplerden mızıkçılığa başvurmak çuvallarla inciri berbat edebilir. Tekin’in çok dikkatli olması gerekir. Bu arada sık sık Kemal Kılıçdaroğlu’na başkan adaylığını kendisinin teklif ettiğini söylüyor ki... Ona da gerek yok. Aynen her fotoğraf karesinde Kılıçdaroğlu’nun yanı başında görünmesi gibi...

Haberin Devamı


CHP Almanya’daki Deniz Feneri dosyasını Ankara’ya getirmiş.
Almanlar bu konuda AKP ’ye güvenmedikleri için dosyayı CHP’ye vermiş olabilirler mi?
Haldun Ertem

* Yeni Şafak yazarı her gazetede bir savcının görevlendirilmesini istiyormuş.
AKP yanlısı gazeteler için gereksiz... Çünkü o görevi köşe yazarları ifa ediyorlar...

Çok iyi fikir...
Bankadan para çekerken eğer şifrenizin tersini yazarsanız en yakın polis karakolu alarma geçiyor. Eğer bir soyguncunun tehdidine uğrarsanız bu şekilde polis çağırabiliyorsunuz... Paris’ten gelen bu haberi yazmıştık ancak aslı çıkmamıştı. İnternet geyiği imiş.
Fakat okurumuz Yüksel Keser zeki ve pratik bir öneri getiriyor bankacılara:
“ATM ayarlansın, şifreyi ters girdiğim anda kartım alıkonulsun. Böylece soyguncu havasını alsın.”
Şifre 1881 gibi bir rakamsa mı? O tür rakamları şifre yapmazsınız olur biter...

Haberin Devamı

Saygısız TRT...
Geçen pazar günü saat 13.15 suları... TRT 2’de, belden aşağısı felç olan ama dünya derine dalma rekorunu kıran hanımın öyküsünü dinliyoruz... Göz yaşartan bir öykü. Derken yarısında program zınk diye kesildi, ne bir anons, ne bir geçiş yapılmadan Başbakan’ın Samsun konuşmasına bağlanıldı. Anlaşılan TRT 2 kendi programlarının izlendiğine inanmamakta... O yüzden onurlu bir yaşam öyküsünü zınk diye kesip ekrana avazı çıktığı kadar bağıran bir adamı getirmekte sakınca görmüyor. Araya anons bile koymuyor. Çünkü ne kendine saygısı var, ne halka...

Atatürk evi...
Kemal Atatürk’ün annesi Zübeyde Hanım’ın, kız kardeşi Makbule Atadan ile Fikriye’nin Selanik’ten göç ettiklerinde 1912 - 18 arası altı yıl süre ile oturdukları, Beşiktaş Akaretler’deki 76 numaralı (şimdi 36) binanın giriş kapısında, yaşadığı tarihi belirten bir pirinç plaka vardı.
Akaretler’deki binalar renovasyona tabi tutulurken mevcut orijinal sarı plaket söküldü. onun yerine duvarın beyaz dış sıvası üzerine kazıma yolu ile, adeta hiç okunamayan şu yazı yazıldı:
“Atatürk, 1’inci Cihan Savaşı’nda düşmana karşı İstanbul’u koruyup kurtaran, Çanakkale Müdafii, Anafartalar Kumandanı Mirliva Mustafa Kemal Paşa iken bu evde kiracı olarak kalmıştır.”
Prof. Semih Tezcan Cumhuriyet’teki yazısında eski pirinç levhanın yeniden buraya konulmasını ve evin müze yapılmasını istiyor.
Bu çağrıya kulak verilmelidir.
Prof. Tezcan yazısında hayli ilginç bir bilgi daha veriyor:
“...Akaretler’deki bu tarihi evde, Atatürk’ün manevi evladı Abdürrahim Tunçak özel bir itina ile büyütüldü. Zübeyde Hanım, bir gün Üsküdar’a geçerek büyükçe bir sandal ile eve inek getirdi ve evin bodrumunu samanla doldurarak bu ineği yıllarca Abdürrahim Tunçak’ın süt ihtiyacı için orada besledi...”
Akaretler’deki ev hayli renkli günlere tanıklık etmiş... Gelecek nesillere tanıtalım...

Haberin Devamı

Yol göründü...
Ortaya sermaye olarak siyasi nüfuzunuzu koyacak, bununla iş çevirmeye kalkacaksınız... İş takipçiliğinizin parasal karşılığı 1 milyon doların üzerinde olacak... İşi sağlama almak için sözleşme hazırlayacaksınız... Olay ortaya çıkınca, “Sözleşme var ama imza atmadım” diyerek masumluğunuzu iddia edeceksiniz... Bütün bu savunmalarınıza rağmen yaptığınız şeyin etik olmadığını itiraf edecek ama “İki tane gazete manşetiyle gitmem” diye direteceksiniz... Sayın Mehmet Sevigen... Falınızda yol görünüyor. Bizden söylemesi...