Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Avrupa bu konuda umursamaz olsa da... Yabancı devlet başkanlarına hakaret konusunda biz öteden beri hassasızdır! Aziz Nesin, 1940’larda İran Şahı ve Mısır Kralı’na hakaret ettiği gerekçesiyle 3’erden 6 ay hapis yatmıştır. İngiltere Prensesi Elizabeth’le ilgili yazısı nedeniyle de İngiliz Büyükelçiliği tarafından dava edilmiş, ancak Elizabeth o tarihte henüz devlet başkanı olmadığından beraat etmişti.
Aziz Nesin bu yazıları neden mi yazardı? Basının Türk halkını hiç ilgilendirmeyen konularda günlerce en ince ayrıntısına kadar yayın yapmasını protesto için... Elizabeth yazısı şöyleydi:
“Üstünde güneş batmayan, ama sömürge insanları batan şahane İngiltere imparatorluğunun nazenin pamuk prensesi Elizabet, Eminönü meydan saati ayarıyla dün gece saat üçü onbir buçuk dakika, dört saniye geçe doğurmuştur. Kralî yumurcağın haşmetli validesinden dünyaya gelişi sırasında İngiltere İçişleri bakanı dünya kapısında, dışişleri bakanı da dış kapıda nöbet tutuyorlardı. Bu şahane doğum münasebetiyle, yol gitmez, kuş uçmaz, kervan geçmez, doktor bilmez, bakan uğramaz köylerimizde davullar zurnalar çalınacak, ileri gelenlerimizin ve büyüklerimizin etekleri zil çalacaktır.
Prensesle prensin ilk randevularından tam dokuz ay, dokuz gün, dokuz saat, dokuz dakika, dokuz saniye sonra şahane yavrunun dünyaya gelmesi, İngilizlerin ne denli sözlerini tuttuklarını bi kez daha dünyaya isbat etmiştir...”

Mine’nin Romanı
9 Ocak 2013’te Paris’te 3 PKK’lı kadın, Sakine Cansız, Fidan Doğan ve Leyla Söylemez sıkıca korunan bir apartman dairesinde öldürüldü. Kısa süre sonra cinayeti işlediği gerekçesiyle Kürt Dernekleri Federasyonu’na üye Ömer Güney adlı kişi tutuklandı... Peki Ömer’in arkasında kim veya kimler vardı?
KCK Eşbaşkanı Cemil Bayık cinayet sorulduğunda İMC TV’de şöyle dedi: “MİT, Paris cinayetini kabul etti ama ‘Biz yapmadık, bizim içimizdeki Fethullahçılar’ yaptı dedi. Ama bilgileri, haberleri vardı.”
Tetikçi Ömer Güney’in iki Türk devlet görevlisiyle suikast planını konuşurken kaydedilmiş sesi internete düşmüş, 2014’te KCK Eşbaşkanı Bese Hozat şöyle konuşmuştu:
“Ömer Güney’in ses kayıtları nettir. Ömer Güney hareketimize bir sızmaydı. AKP de Cemaat de bu işin içindedir ve bu plan uluslararası bir plandır.”
AKP sözcüsü Mehmet Ali Şahin konu açıldığında cinayetin örgüt içi hesaplaşma olduğunu söylemiştir.
Sıklıkla seslendirilen iddia, cinayeti Apo’nun onayı ile MİT’in içindeki bazı unsurların planlayıp yürüttüğüdür.
Peki Fransa üç yıldır yargılamayı neden başlatmıyor?
Bunun da yanıtı var kitapta...
Mine Kırıkkanat dostumuz keskin zekâsı ve araştırmacı yeteneğiyle bu karanlık olayın peşine düştü ve büyük bir özenle romanlaştırdı. Romanın ne kadarı gerçeklere dayanıyor, ne kadarı kurgu sorusuna Mine:
- Yüzde 90’ı gerçeklerdir, diye yanıt veriyor...
İlgi ile okuyacaksınız...

İNSAN
İnsan, en mükemmel hayvan!
İnsan, konuşan hayvan!
İnsan, düşünen hayvan!
İnsan, gülen hayvan!
İnsan, öykünen hayvan!
İnsan, aygıt yapan hayvan!
İnsan, toplumsal hayvan!
İnsan, siyasal hayvan!
İnsan, ekonomik hayvan!
Yüzyıllardan beri filozoflar,
İnsanı türlü türlü tanımlamışlar.
Ama nice tanımlasan,
Hepsinin birleştiği şu;
İnsan yine hayvan, yine hayvan.
Ey hayvan oğlu hayvan,
İnsan ol, insan!”
Aziz Nesin

Haberin Devamı

Çocuklar için
“En az 3 kap yemek,
en az 3 kitap, en az 3 tiyatro, en az 3 konser” demeden
“En az 3 çocuk” demeye hakkımız yok!
***
Onlar unutturmaya çalıştıkça ters tepiyor...
Millet ulusal bayramları inadına da büyük coşku ve tutkuyla kutluyor.
Akif Kökçe

Haberin Devamı

ŞAİR
Ünlü yazar Shakespeare ölümünün 400. yılında anılırken.. İşte onun öğütlerinden biri:
“Kendimi her zaman mutlu hissederim. Neden biliyor musunuz? Çünkü kimseden bir şey ummam. Beklentiler daima yaralar. Hayat kısadır. Öyleyse hayatınızı sevin. Mutlu olun ve gülümsemeye devam edin.
Ve; konuşmadan önce dinleyin, yazmadan önce düşünün, harcamadan önce kazanın, dua etmeden önce bağışlayın, incitmeden önce hissedin, nefret etmeden önce sevin, vazgeçmeden önce çabalayın,önce yaşayın. Hayat budur. Onu hissedin, onu yaşayın ve ondan hoşnut olun.
Ve soyut bir Shakespeare fıkrası:
“William Shakespeare’in oyunlarını gerçekte o mu yazmıştı?
Hayır, o değil, aynı adı taşıyan başka biri yazdı...”