Melih AŞIK
Birleşik Arap Emirlikleri'nin en popüler gazetesi olan
"El Khaleej" de yayınlanan aşağıdaki karikatürü, Dubai'deki dostumuz
Ali Eskiocak göndermiş. Karikatürde
Mesut Yılmaz Amerikan uçaklarını sırtında taşıyor... Kolayca anlaşılacağı gibi, Araplar bu çizgilerle İncirlik'le ilgili rahatsızlıklarını dile getiriyor...
Okurumuz
Eskiocak yolladığı notta;
- Arap dünyası aleyhimizde çok büyük propaganda yapıyor, diyor,
lütfen büyüklerimiz bunu biraz dikkate alsın, Arapları ihmal etmesin...
Karikatür boşa basmıyor aslında... Türkiye'nin Körfez olayındaki hüzün verici durumunu gösteriyor...
ABD'nin Irak'a direkt müdahalesine, Irak'tan en büyük tehdidi gören Kuveyt bile bugün açıkça karşı çıkıyor.
Clinton, İngiltere dışında hiçbir ülkeden açık destek bulamıyor. Gelin görün ki, son Körfez krizinden 20 milyar dolar zararla çıkmış olup yeni bir krizden en büyük zararı görecek olan Türkiye bu konudaki itirazını açıkça ve yüksek sesle dile getiremiyor. İncirlik'i kullandırmayacağını açıklayamıyor. Çünkü kendi çıkarı doğrultusunda davranacak gücü yok... Her konuda eli ABD'ye mahkum. Atatürk Türkiye'sini o yüzden artık yarı ABD uydusu Araplar bile alaya alıyor... Ankara'nın Washington'a bağımlılığı Arapların bile gözüne batıyor. Durumumuz bu...
Necati Doğru yazdı... Dedi ki:
- Başbakan halkına zor bir kış vaat ederken... Memurdan çiftçiden, işçiden sanayiciden fedakarlık isterken... Cumhurbaşkanı bütçede harcama hedefini yüzde 344 arttırıyor... Bir yıl için 25 trilyon lira harcama yetkisi istiyor... Bu ne israftır?..
Cumhurbaşkanı yanıt yolladı
Necati Doğru'ya... Dedi ki:
- 12 trilyon 880 milyar lira Muhafız Alayı inşaatına... 3,5 trilyon lirası Köşk Resepsiyon salonunun genişletilmesine... 3.5 trilyon lira Tarabya'da yabancı konuklar için yapılmakta olan bir tesise harcanacaktır...
Ve aynen şu sözleri ekledi:
- Bunların neresi israftır?..
Bunlar israf mı, değil mi? İngiltere'den bir küçük örnek...
Tony Blair hükümeti, İngiliz Kraliyet yatı Britannia'yı emekliye sevkediyor. Çünkü Britannia'nın yıllık masrafı 5 milyon sterlin; yani yaklaşık 1,5 trilyondur. İngiliz hükümeti aynen:
- Hastane kapılarında onca sürünen insan varken, çocuk ve gençlerin okullaşma sorunları sürerken fiyakaya yılda 1,5 trilyon ayıramayız, diyor...
Düşününüz ki, İngiltere'nin sorunları Türkiye'nin yüzde biri oranında... Ve Batmayan Güneş İmparatorluğu'nun Kraliyet gururu herşeyin üzerinde... Ama orada mantık çalışıyor. Halkın ihtiyacı fiyakadan önce geliyor.
Biz İngiltere'den zengin miyiz ki, yok resepsiyon salonu, yok yabancı konuk misafirhanesi diye trilyonları savuruyoruz... Benim Cumhurbaşkanım bana hiç acımıyor mu?
Günlük hayattaki kimi davranış ve uygulamaların dine uygun olup olmadığını merak eden yurttaşlar bu konularda Diyanet İşleri Başkanlığı'na danışıyorlar. Başkanlığın Din İşleri Yüksek Kurulu, vatandaşın başvurusunu inceledikten sonra görüşünü
"fetva" adı altında yayınlıyor. Vatandaşlara yol gösteriyor...
Sabah Gazetesi'nde 15 Kasım tarihinde yer alan
Nevin Bilgin imzalı habere göre... Din İşleri Yüksek Kurulu, vatandaşların sık sık sormaya başladıkları
"borsa", "hazine bonosu", "döviz" konularına açıklık getirmiş... Ve verdiği fetvada demiş ki:
- Hisse senedine yatırım caizdir. Borsa'da oynamak mübahtır...
- Tahvil ve bono caiz değildir. Zira devlet tahvili dahil, her türlü tahvil ve bononun faizi vardır. Faiz dinimizce günahtır...
- Paranın dövize yatırılması caizdir...
Bu fetvaya göre...
Dinine bağlı olup Diyanet'e güvenen müslüman... Amerikalı bankerin dolarını, Alman'ın markını Türk lirası karşılığı satın alacak... Faiz günah sayıldığına göre... Dolar ve DM'yi başka türlü kullanmak pek mümkün olmadığına göre... Aldığı dövizi yastığının altında saklayacak...
Böylece ne yapmış olacak?..
Amerikalı veya Alman bankere faizsiz kredi vermiş olacak...
Çünkü... Eğer TL verip satın aldığınız dolar veya markı faize yatırmazsanız, bunun faizini karşı tarafa hediye etmiş oluyorsunuz... Siz doları elinizde tutarken eloğlu aldığı TL'yi işletip para kazanıyor.
Sonuçta...
Diyanet İşleri Başkanlığı Türk vatandaşının elin
Coni'sine,
Hans'ına veya Banker
Salamon'a faizsiz kredi açmasını dinen uygun buluyor... Böylece hem ülkenin, hem vatandaşın zarara uğramasına fetva veriyor.
Ama öte yandan müslüman yurttaşın devlet tahvili alarak hem kendi devletine hem kendi bütçesine katkıda bulunmasını günah ilan ediyor...
Tabii ki Osmanlı boşuna batmadı... Tabii ki
Atatürk din ile devlet işlerini boşuna ayırmadı. Laiklik boşuna ilan edilmedi. Yukardaki güncel örnek sizde de bu çağrışımları yapmıyor mu?..
Yazara Email M.Asik@milliyet.com.tr
