Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

- Arayan kişiye, senin işini hallederim ama sen de Malatyaya bir sağlık ocağı yaptıracaksın, dediniz. Mesele nedir?- Arayan kişi Malatya Efes Pilsenin başbayii Şah İsmail Uçardı. Benden birinin vekil öğretmen olarak atanmasında yardımcı olmamı istedi. Ben de ona, işini eğer mevzuata uygunsa yaparım ama karşılığında Malatyaya bir sağlık ocağı isterim, dedim, kabul etti.- Bu yöntemi çok kullanır mısınız? - Benden yardım isteyen kişinin ekonomik durumu elveriyorsa kullanırım. Bu yöntemle şimdiye kadar Malatyaya 7 sağlık ocağı, 8 okul kazandırdım. Ayrıca da okullara 1.700 tane bilgisayar...- Başka? - Bizim Pötürge ilçemiz biraz muhafazakârdır. Kısa süre öncesine kadar solun esamisi bile okunmazdı. Malatyalı zenginlerden yardım toplayarak bu ilçeye bir gölet, bir de köprü yaptırdım. Caminin birine de iki tane kılima taktırdım.- Siyasi sonucu oldu mu? - Son belediye seçimini biz kazandık. Belediye Başkanımız da kısa sürede öylesine güzel işler yaptı ki, artık bizim elimizden kimse alamaz Pötürgeyi... Arkadaşımız Fahrettin Fidan dün Meclis kulisinde CHP Malatya Milletvekili Mevlüt Aslanoğlu ile sohbet ediyordu. Bir ara Aslanoğlu nun telefonu çaldı. Konuşma bitince arkadaşımız milletvekiline sordu: "Zina" tartışması bitmek bilmiyor... "Zina" tartışıldığı kadar biraz da ilk depremde yerle bir olacak "Bina"lar tartışılsa... Türk Ceza Yasası gibi temel bir yasa TBMMden yıldırım hızıyla, görüşülmeden geçiyor. Kimi maddeler tam komedi... Örneğin 219 madde: "İmam, hatip, vaiz, rahip, haham gibi din hizmeti veren kişiler görevini yerine getirirken devlet idaresini ve kanunlarını veya hükümet icraatını alenen kötülerse 6 aydan 2 yıla kadar hapisle cezalandırılır...Yani... İmamın hükümeti övmesi serbest, eleştirip kötülemesi yasak...İmam veya rahip muhalefeti kötülerse veya överse serbest... Komedi değil mi? Ceza komedisi "Zinaya hapis" girişiminden, AB istemiyor diye vazgeçilmiş. ABye "şeyimizden" bile bağlı olduğumuzun resmidir... Okurumuz Seda Hanım, düğünlerdeki takı merasiminden nefret ettiğini belirttikten sonra ekliyor:- Geçenlerde bir sohbette bir bayan oğlunun düğün istemediğinden yakındı, arkasından ekledi: "Olur mu? Düğün mutlaka yapılacak. Yirmi küsur yıldır her düğünde takı taktım, şimdi toplama sırası bende, boşa mı gitsin taktıklarım."Cumhuriyet insanlara görgülü olmayı öğretmişti... Görgüsüzlük son yıllarda tekrar işgal etti toplumumuzu... Hatta iktidara kadar tırmandı... Güngörmüşler... AKP gereksiz yere Avrupaya güven sarsıcı mesajlar verdi...Önce zinaya ceza konusunda sonuna kadar diretti...Böylece... Yoğun "değişti" propagandasına karşın hâlâ değişmediğini, İslamı referans aldığını, en azından dinsel tabana şirin görünmek için laikliği ve çağdaşlığı bir anda göz ardı edebileceğini gösterdi...Peşinden ABden tepki gelince çark etti... Böylece iradesizlik sergiledi. En ufak tepkiyi görünce en hassas konuda taviz verebileceğini anlattı.* * *Avrupalılar korkuyor... Neden? ABye girmesi halinde Türkiyenin Avrupa Parlamentosunda Almanyadan sonra en büyük ikinci grubu oluşturmasından... Alınacak kararlarda çok etkili olmasından... Falan...Avrupada "Bunlar ABye girer ve yarın bir gün güçlenirlerse laiklik aleyhinde dinsellik lehinde dayatmalara kalkışacaklardır" şeklinde bir kuşku zaten var. Siz bu kuşkuyu azaltacak yerde artırıyorsunuz.Bir yandan mahkemelerinizde El Kaide militanları yargılanıyor. Bir yandan çocuklar için hazırlanan CDlerde cihat propagandası yapılıyor...Bir yandan Muammer Kaddafi bile "Türkler Avrupaya İslamın Truva atı olarak gireceklerdir" diye propaganda yapıyor.Ve AKP bu kuşkuları sürekli besliyor... AKP, Türkiyenin ABye girişini kolaylaştırıyor mu, zorlaştırıyor mu? Talihsizlik mi? İkincisinin ağır bastığını pek yakında hep birlikte göreceğiz... AKP talih mi? Ulaştırma Bakanı Yıldırım, "Her telefonda ömrüm kısalıyor" demiş. m.asik@milliyet.com.tr İstifa edin beyefendi; hem sizin ömrünüz uzar hem bundan sonraki tren kazasında öbür dünyaya göndereceğiniz masumların.