Seksenlik delikanlı, Ahmet Binbir dostumuz telefonda:
- Yahu Melih’ciğim sen ikide bir Afganistan’a asker göndermemizi yazıyorsun, neden?
- Masum gençlerin yok yere ölmesini istemiyorum. Binlerce ailenin çocuklarının endişesiyle uykusuz geceler geçirmesini istemiyorum.
- Peki neden maden işçilerinin her sabah işe gitmesine karşı çıkmıyorsun?
- Yani...
- Yanisi maden ocakları Afganistan’dan çok daha tehlikeli de ondan...
Maden İş Sendikası’nın raporuna göz atıyoruz:
“... Ülkemiz, iş kazalarında dünyada üçüncü, Avrupa’da ise birinci sıradadır.”
Son olarak Bursa’da Bükköy Maden İşletmesi’nde 19 işçimiz hayatını kaybetti. Çünkü hayati tehlikelere karşı önlem alınmamıştı.
Maden İş Sendikası diyor ki..
“Ne yazık ki özel sektör maden işletmelerinde iş sağlığı ve güvenliği önlemleri maliyet unsuru olarak göz önüne alınarak yeterince uygulanmamaktadır. Denetim ve yaptırımlar yetersizdir.”
Ahmet Binbir dostumuz yerden göğe haklı. Binlerce maden işçisi her sabah evden çıkıp savaşa gidiyor. Patron biraz daha kar edecek diye madende ölümle burun buruna çalışıyor... Dün Milliyet gaz ölçümlerinin bile doğru dürüst yapılmadığını yazıyordu.
Geçelim bir başka sahneye... Kimi maden şirketleri... Çevreyi kirlettikleri, toprağı zehirledikleri söylendiğinde derhal yemin billah ediyor, çevreye nasıl da saygılı çalıştıklarını anlatıyorlar...
İstisna olabilir de... Genelin tavrı belli... Devletçe denetlenmeyen, insan hayatı konusunda bile önlem almayan talancı zihniyet çevreye mi saygı gösterecek?
İnsanı ve çevreyi özellikle koruyalım...
TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin, Albay Dursun Çiçek’in 7 askerimizin şehit edildiği Reşadiye doğumlu olması arasında bağlantı kuran haberle ilgili, “Maksadımızı aştık” demiş.
Maksat ne ki? Siz çizmeyi aştınız, çizmeyi...
Fahrettin Fidan
Yunanistan Başbakanı Papandreu ekonomik krizi aşmak için “milli seferberlik” ilan etmiş.
Bizimkiler de krizin üzerini kapatmak için “etnik seferberlik” ilan etti!
*
Erdoğan “Yatarak para kazanma devri bitti” diyor.
Evet! Devir “parmak kaldırarak” 9 bin 500 lira maaş, 4 bin lira emekli maaşı kazanma devri...
Gülhan Elmas
Balbay soruyor
Mustafa Balbay önceki gün Ergenekon davasında ifade verirken soruyor:
“Darbeyi yapacak olanlarla, darbeye maruz kalacaklar nerede? Bir kişiye bir şey yapılacaksa o kişi çağrılmaz mı?”
Gerçekten de... Ayışığı, Sarıkız gibi darbe girişimlerinde adı geçen kuvvet komutanları hakkında soruşturma yok. Darbenin hedefi olan AKP’liler de davada ne müdahil, ne şikâyetçi olarak yer alıyor.
Fakat Balbay ve diğer kimi siviller darbe suçundan içerde yatıyor...
Dün baktık; Balbay içerde 286. gününü doldurmuş... Gazeteci not tutarak darbe yapabilir mi? Balbay’ın suçu işte o...
Açılımın sonu...
İktidar yüreklere su serpti. Reşadiye katliamı açılımı önlemeyecekmiş. Açılım her pahasına sürecekmiş.
Nitekim Güneydoğu’da gösteriler kanlanarak devam etti. PKK iyice açıldı.
12 Eylül döneminde Adana ve çevresinde sıkıyönetim komutanı olarak görev yapan Emekli Korgeneral Nevzat Bölügiray diyor ki “Demokratik açılım uydurmasının gerçekte Kürtçülük açılımı olduğunu herkes bilmektedir.”
Bölügiray, Sözcü’de Emin Çölaşan’a yazdığı mektuba şöyle devam ediyor:
“AKP’nin Kürtçülük açılımının arkasında ABD var. ABD yıllardır Türkiye’nin boynuna bir Kürtçülük halkası takmış, iplerini elinde sıkıca tutmaktadır.
Bunun son kanıtı Kuzey Irak’taki PKK yuvalarının halen de korunup kollanmakta olmasıdır. Oysa ABD isteseydi bu yuvaları Türkiye’nin de işbirliği ile yok etmek işten bile değildi. Ama ABD bunu yapmak yerine bizimkilere ‘Kürtçülük açılımını’ yaptırmayı yeğlemiştir. Bu açılımın ucu ise bağımsız Kürt devletine uzanmaktadır...”
Açılım diye diye PKK’nın önünü açarsanız sonuç bu olacaktı...
Buyurun ayıklayın pirincin taşını...
ABD, Türkiye’ye füze kalkanı yerleştirmek istiyormuş.
Onların derdi füze... Bizimki kalaşnikof...
Haldun Ertem
MİT açıklaması...
Sincan Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Osman Kaçmaz’ın MİT’le ilgili sözlerine dün yer vermiş, bir açıklamaya ihtiyaç bulunduğunu yazmıştık. MİT dün o açıklamayı yaptı. Şöyle:
“Sincan 1. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Osman Kaçmaz’ın basına yansıyan beyanları ile gündeme gelen İzzet Karadağ, kurumumuzca tanınmamaktadır. Bu itibarla anılana MİT kimliği verilmesi gibi teamül dışı uygulamada bulunulması mümkün değildir.
Kendisini kurum ile bağlantılı göstererek çıkar sağlama girişimleri sıkça karşılaşılan vakalardır. Hal böyle iken, mesnetsiz iddia ve şayiaların özellikle somut delilleri esas alması gereken şahıs ve kurumlarca doğru kabul edilerek kamuoyuna yansıtılması üzüntü vericidir.”
