Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


       Enerji Bakanı Cumhur Ersümer, enerji tasarrufu amacıyla Bakanlar Kurulu'nda bir dizi öneri sıralıyor... İçlerinden biri de...
       "Büyük oranda elektrik tüketen zarardaki kamu kuruluşlarını; mesela İskenderun Demir Çelik'i, Seydişehir Alüminyum'u kapatalım veya üretimlerine ara verelim..."
       Adı geçen iki işletmede de Özçelik İş Sendikası örgütlü... Sendika başkanı Recai Başkan'a Ersümer'in önerisi hakkında düşüncelerini soruyoruz... İlginç bilgiler aktarıyor:
       - Seydişehir, yılda 1.1 milyar kwsaat ile "fazla" enerji tüketen kuruluşlar arasında, orası doğru.. Ancak zararda değil karda olan bir kuruluş... Yılda 7 trilyon kar ediyor ve ülkede alüminyum piyasasının can damarı.. 1000 dolayında küçük ve orta işletme hammadde ihtiyacını oradan karşılıyor. Hal böyleyken "enerji tasarrufu" gerekçesiyle devre dışı bırakılması akıl ve mantıkla izah edilemez...
       - Peki İskenderun Demir Çelik.. Onun durumu nedir?
       - İsdemir bu yıl içinde 676 milyon kwsaat enerji tüketti. İlginçtir, bunun 602 milyon kwsaati kendi üretimi... Yani söylendiği gibi, ülkedeki enerji darboğazının sorumlularından olması mümkün değil... Çünkü kendi elektriğini kendi üretiyor... O yüzden "kapatılması veya üretimine ara verilmesi" enerji darboğazının aşılmasına zerre katkı sağlamayacak!..
       ***
       Enerji Bakanı Cumhur Ersümer'in gerçekleri bir kez daha çarpıttığı görülüyor. O bunu hep yapıyor.

Salçadan domates

       Anadolu'da güzel bir deyim vardır:
       - Köyün delisi altı ay şehirde kalıp dönünce herkes onu akıllandı sanır.
       Siyasette de biraz böyledir... Toplumun hafızası zayıftır.
       Ama kimi siyasetçinin başarısızlığı da öyle 6 ayda, 16 ayda unutulacak gibi değildir.
       Deniz Baykal 15 ay önce partisini siyaset arenasının dışına düşürmüş bir lider olarak istifasını vermişti. Şimdi aynı koltuğa dönmek istiyor. Neden? "Düşündüm, iç muhasebesi yaptım, projeler hazırladım, bunları hayata geçireceğim" diyor... Deniz Bey 30 yıldır siyasette... İç muhasebesi yapmak, proje üretmek, kendini yenilemek için çok vakti oldu. Bir şey değişmedi. Deniz Bey'in siyasi hayatı yüzde 8'lik felaketle son buldu. Bu noktadan sonra kendini ve partiyi yenilemesi mümkün mü? Deniz Som dün sütununda bazı imkansızlıkları şöyle anlatıyordu:
       "Domatesten salça olur ama salçadan domates olmaz..."

Nazım Hikmet

       Nazım Kültürevi şu sıralarda "NAZIM Kültür ve Spor Festivali" adı altında bir dizi etkinlik düzenliyor. Futbol ve basketbol turnuvaları, paneller, konferanslar... Bu akşam (çarşamba) saat 20:00'de de Harbiye Açık Hava Tiyatrosu'nda geniş katılımlı bir konser var. Moğollar, Grup Dönüşüm, Nejat Yavaşoğulları, Muammer Ketencoğlu, Tolga Sağ, Üç Deniz katılıyor. Daha fazla bilgi için tel: 0212 245 04 81...

Estetik

       İstanbul Belediye Sarayı'nın karşısındaki Bozdoğan Kemeri'nin üzerinde koskocaman bir afiş: Başkan Ali Müfit Gürtuna ders yılının başlaması dolaysıyla öğrencilere başarılar diliyor... Sayın Başkan'la geçenlerde konuşurken bu tarihi kentte tarihi eserlere karşı saygısılıktan söz etmiştik. Başkan bizi onaylamıştı. Tutmuş kendileri Bozdoğan Kemeri üzerine afiş asmış. Roma Belediye Başkanı'nın Colosseum üzerine kendi reklamı için afiş astığını düşünebilir misiniz?

Ermeni tasarısı

       Amerika'nın asker ihtiyacı olduğunda onlar çağırmadan koşarız.. Kore'den Körfez'e, Somali'den Kosova'ya engin fedakarlıklar göstermiş, ABD'ye bağlılığımızı tekrar tekrar ispatlamışızdır. Boyumuzdan büyük alımlarla Amerikan silah sanayiine büyük katkılar yaparız. Yeri gelir uçak, zamanı gelir helikopter sanayiine nefes aldırırız...
       ABD uçaklarının İncirlik üssümüzden kalkıp komşularımızı bombalamasına ses çıkarmayız. ABD başkanlarına ilah muamelesi çekeriz.
       Bunların karşılığında nasıl bir muamele mi görürüz?
       Bedava bar fedaisi patronundan hangi muameleyi görürse onu...
       Üç beş yılda bir 300 bin ermeninin oyu için silkelenir dururuz...
       Peki kabahat hep karşı tarafta mıdır?
       Hayır.. Kabahatin çoğu bizdedir...
       Türkiye'deki siyasetçi ABD'nin güdümündedir...
       Washington'a karşı politika oluşturmakta ürkektir...
       Ermeni tasarısı ve soykırım iddiaları her zaman gündemde olduğu halde... Türkiye bu konuda hala mantıklı ve tutarlı bir politika saptamış değildir. Her kafadan ayrı ses çıkıyor. Kimi zaman "Türk ve ermeni tarihçileri oturup konuyu incelesin" gibi teklifler ortaya atılıyor. Olmayacak duaya amin deniliyor.
       Rahmetli Hasan Esat Işık'ın yıllarca tekrarladığı basit ama çok etkili bir öneri ise artık anımsanmıyor. Hasan Bey:
       - Tarafsız tarihçilerden bir heyet oluşturulsun ve bu heyet tarihteki bütün soykırım olaylarını birlikte incelesin, derdi...
       Kızılderili soykırımı da, Ermeni soykırımıyla birlikte ele alınsın teklifiyle ortaya çıkarsak Amerikalıları sıkıştırırız...
       Ne var ki bizim Amerikanofiller Amerikalıları köşeye sıkıştırarak onlardan kötü puan almak istemezler...
       Amerika'ya teslim olmuş siyasetçiler ile Amerika'dan gelecek tehlikelere ne kadar karşı konulabilir?
       Ermeni tasarısı bu defa olmazsa gelecek defa çıkacaktır.
       Gözümüzü açalım...

       *Nasıl oluyor; vakit bir türlü geçmezken
       Yıllar, hayatlar geçiyor?
       Kayıp bir bavul gibiyim havaalanında
       Ya da boş bir yüzme havuzu sonbaharda.
       Müzisyen Teoman


Yazara E-Posta: m.asik@milliyet.com.tr