İsrail terörü bu defa yurttaşlarımızı vurdu. Katil devlet; ateş açmadan durdurabileceği yardım gemilerine baskın düzenleyerek masum insanları öldürdü...
İnsanlığa karşı suç işlendi...
Peki ya Ankara’nın bu kanlı olaydaki sorumluluğu?
İsrail’in Ankara Büyükelçisi Gaby Levy, geçen hafta yardım gemilerinin Gazze’ye ulaşmasına izin vermeyeceklerini açıklamıştı. İsrail yardımın Ashdod limanına indirilmesini istiyor, karayolundan götürmeyi öneriyordu.
Peki bizim hükümet buna karşılık ne yaptı?
CHP’li Onur Öymen dün soruyordu:
“Hükümet İsraillerle görüştü mü?
İsrail’i böyle bir müdahaleden vaz geçirmeye çalıştı mı?
Herşeye rağmen müdahale edecekleri izlenimi aldıysanız bu defa yardım konvoyunu uyarmanız, durdurmanız gerekirdi. Bunları yaptınız mı?
Yardım konvoyunu destekliyorsanız gerekirse savaş gemilerinizle koruyacaktınız...
Koruyamayacaksanız İsrail’in muhtemel saldırılarına karşı uyaracaktınız
Bütün bunları yapmayıp gemiler dolusu insanı katilleşmiş bir devletin üzerine canlı kalkan gibi göndermenin ne mantığı, ne mazereti olabilir...”
* * *
Maden kazasında “kader”le açıklanan 30 can kaybı... İskenderun baskınında bir gecede 7 şehit... Bir ayda 40 cenaze... Gazetelerde her gün ağlayan şehit anaları. İflas etmiş bir açılım masalı... Açılım adı altında şımartılmış ve kışkırtılmış bir terör... Bu ülke yönetiliyor mu? Bu ülkenin insanları ne böyle yaşamayı, ne böyle yönetilmeyi hakediyor.
Almanya Cumhurbaşkanı bazı sözlerinin siyasetçilerce eleştirilmesi üzerine istifa etti.
Böyle bir kurumun varlığını hep yabancı devlet adamları hatırlatıyor nedense...
Fahrettin Fidan
Şike kokuyormuş!
Bağımsız Milletvekili Ahmet Tan dostumuz dün şaşkınlık içindeydi...
Bir televizyon programında Anayasa Mahkemesi’nin anayasa değişiklikleri konusunda iptal kararı verebileceğini söylemiş. Bir tahminde bulunmuş. Bu tahmin yandaş basının manşetlerine:
“Yüksek yargıda şike kokusu”
Diye geçmiş. Ahmet Tan da sanki Anayasa Mahkemesi üyesiymiş gibi “İhsas-ı rey” ile suçlanıyor. Tan “Anayasa Mahkemesi’nin şike yapacağını söylemem için zırdeli olmam lazım” diyordu dün telefonda.
Tayfun’un beyanı
Tayfun Talipoğlu TRT’ye program karşılığı ayda 100 bin lira aldığına ilişkin haberlerle ilgili açıklama yaptı. Dedi ki:
“Bu programı 6 kişilik ekiple yapıyoruz. Sözü geçen paradan KDV ve Kurumlar Vergisi’ni düşerseniz 60 bin lira kalır. Personel ücreti yanında büro masrafımız var. Ben ayda 4 adet ‘Bam Teli’, 4 adet ‘Nasılsınız’ programı yapıyorum. Program başına bana düşen ücret yaklaşık 3 bin liradır. Bu da sanırım bir programcı için astronomik bir ücret değildir. Piyasada benzer programlara ödenen ücret bu rakamın üstündedir...”
Avrupa vizesi!
Almanya’da Türk - Alman Dostluk Federasyonu adlı saygın bir örgüt vardır. Gönüllü üyelerden kuruludur. Dostluk ve barış için etkin çalışmalar yapar. Bir yıl Almanya’da bir yıl Türkiye’de dostluğa katkıda bulunan isimlere ödül verir... Önceki akşam Bakırköy Yunus Emre Kültür Merkezi’nde bu örgütün ödül törenindeydik. Ödül alanlardan biri de Bavyera’nın eski İçişleri Bakanı ve Başbakanı Günther Beckstein’dı. Tören sırasında hem Beckstein hem Almanya’nın Türkiye Büyükelçisi Eckart Kuntz birer anlamlı konuşma yaptılar. Törenden sonra verilen kokteylde Beckstein’ın gazetecilerle konuşmak istediği haberi geldi. Yalçın Bayer’le birlikte yanına gittik. Dedi ki:
- Türkiye’ye uygulanan vizenin kalkmasını istiyoruz. Almanya buna evet diyebilir. Yeter ki Türk hükümeti vizesiz Almanya’ya girenlerin suç işledikleri takdirde geri alınması konusunda bir anlaşmaya imza atsın...
Daha sonra konuştuğumuz Alman Büyükelçisi Kuntz aynı görüşleri ifade etti.
Peki vize neden kalkmıyordu? Çünkü Türk hükümeti bu konuyu ciddiyetle ele almıyordu... Beckstein konuyu daha önce İçişleri Bakanı Atalay’a açtığını söyledi.
Beklediği olumlu yanıtı alamamıştı.
* * *
Türk - Alman Dostluk Federasyonu’nun bu yılki diğer ödüllerine kabare sanatçısı Django Asül, medya dalında Uğur Dündar, ekonomi dalında turizm şirketi TUİ, spor dalında Avrupa Karate Şampiyonu Ebru Shikh Ahmad layık görüldü. Almanya’da büyüyen Türk çocuğu Django Asul ödülünü alırken, Bavyera Başbakanı’na bakarak :
- Bu gece iki Bavyeralı komedyen birden ödül aldığı için mutluyum, dedi.
Bu espriye en çok Beckstein güldü. Federasyonun kuruluşundan bu yana başkanı olan ve artık CHP’de siyaset yapan Ali Kılıç görevi bu yıl devredeceğini açıkladı. Nezih bir toplulukla paşlaştığımız çok güzel bir geceydi...
PKK, İskenderun’da Deniz Komutanlığı’na, İsrail ise Gazze’ye giden yardım gemisine saldırdı.
Ordumuzun iyice yıpratıldığı bir dönemde ne büyük aksilik...
Haldun Ertem
