Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Haber “malatyahaber.com” sitesinde yayımlandı...
Malatya’da, Kürt kökenli vatandaşların üyesi olduğu ilçe, köy ve aşiret derneklerinin temsilcileri, hükümetin “açılım” girişimiyle ilgili görüşlerini açıkladılar. Malatya Gazeteciler Derneği’nde düzenlenen basın toplantısında yapılan açıklamaya; Öz Pütürgeliler Derneği Başkanı Necati Çelebi, İzollu Derneği Başkanı Nacim Özhan, Parçikanlılar Derneği Başkanı Mehmet Kapusuz, Çelikhanlılar Derneği Başkanı Mustafa Çelik, Baskilliler Derneği Başkanı Yunus Görgün, Palulular Derneği Başkanı Süleyman Ateş, Alikanlılar Derneği Başkanı Zeynel Kayan, Mamsurlular Derneği Başkanı Bayram Çay ve Karapınar Derneği Başkanı Ziya Gül imza koydular.
Bu kuruluşlar adına avukat Hanifi Kartal tarafından yapılan açıklamanın kimi maddeleri şöyle:
“- Hiçbir siyasi parti; Kürtlerin, Türkmenlerin, Sünnilerin, Alevilerin ya da milletin herhangi bir unsurunun temsilcisi olamaz.
- Ancak ortak-milli ana dil bir tanedir ve bu da Türkiye Türkçesinin İstanbul şivesidir.
- Devlet ile terör örgütü ilişkilerinde barış sözcüğü kullanılamaz. Zira barış sözcüğü meşru güçler arasında söz konusudur.
- Terör örgütünü ve yandaşlarını muhatap almayan her türlü iyi niyetli girişimin ve açılımın yanında olacağımız ve buna katkı sağlayacağımızı Türk ve dünya kamuoyuna saygıyla arz ederiz.”
Görüldüğü gibi... Bütün Kürtler PKK gibi düşünmüyor. Yurtsever vatandaş olarak düşünen de çok.

Haberin Devamı

İçişleri Bakanı Beşir Atalay, iktidarları döneminde Türkiye’nin sadece yüzde 2’sinin imarının değiştirildiğini söylemiş.
Rant olarak ne tutuyor, asıl o önemli.
Haldun Ertem

* Tayyip Erdoğan, “Basını engelleme gibi bir niyetimiz olamaz” demiş.
Ya, yoketme gibi bir niyetiniz?
Fahrettin Fidan

Ücretli öğretmen
Milli Eğitim Bakanlığı öğretmene para vermek istemiyor... Silaha paramız var ama öğretmene yok... O yüzden yaklaşık 60 ila 100 bin arasında öğretmen, "ücretli" statüsünde çalışıyor... Ne demek ücretli öğretmen? Girdiği ders başına para alan, bayramlarda ve tatil günlerinde ücreti kesilen, aylık geliri asgari ücret düzeyinde kalan yani çok çok 600 lirayı bulan bir tür öğretmen... Kadrolu öğretmen 1 milyon 200 bin lira dolayında maaş alıyor. Ücretli öğretmen aynı okuldan, aynı düzeyde biri olsa da aynı dersi yarı fiyata veriyor. Bu durumda bir öğretmende moral kalır mı? Verim alınır mı? Öğrenciye yararlı olur mu? Öğretmene ve öğrencinin geleceğine saygılı bir hükümet öğretmenelere bu muameleyi layık görür mü?

Haberin Devamı

Dördüncü köprü
Üçüncü köprünün İstanbul için bir felaket olacağında herkes birleşiyor...
İstanbul’un doğal örtüsü ve uzantısı olan ormanları mahvolacak...
Üstelik trafiğe de büyük bir katkısı olmayacak...
Oysa ne çok önlem düşünülebilir üçüncü köprü yerine...
Örneğin köprü pahalandırılır, denizden geçişler özendirilir...
Bir okurumuz da harika bir öneri yapıyor:
- Üçüncü köprüye para harcayacağınıza köprü geçişlerini bedava yapın... İki köprüde trafik hızlanınca üçüncüsüne gerek kalmaz... En azından gişeleri ileri taşımak bile trafiği hafifletir.
Önlem çok.. Yeter ki aklımızı kullanalım...

Haberin Devamı

Vecihi Hürkuş
“VECİHİ XIV” adlı uçağın ilk uçuşunun 79. yıldönümü...
Tayyareci Vecihi Hürkuş Müzesi Derneği Başkanı Bahadır Gürer aşağıdaki bilgiyi gönderdi... Okuyalım:
“Vecihi 14’ün 19 Haziran 1930’da Vecihi Bey ve dört yardımcısı tarafından imaline başlandı.
16 Eylül 1930 Salı günü saat 15.00: Halk ve basın önünde ilk uçuşu yapıldı.
Uçak yüzde 55 ağaç, yüzde 20 motor, yüzde 25 bez, alüminyum, çelik idi...
18 Eylül 1930 Perşembe: İstanbul / Eskişehir / Ankara
29 Eylül 1930 Pazartesi: Teknik dosya ve tayyarenin resmi teknik muayenesi ile uçuş müsaadesi ve seyrüsefer vesikası için İktisat Vekâletine başvuru.
14 Ekim 1930 Salı: Tayyarenin aerodinamik vasıflarını tespit edecek elimizde hiçbir vasıta bulunmadığından, fennen muayenesine imkân görülmemiş ve bu suretle icap eden seyrüsefer vesikası verilememiştir. (Milli Müdafaa Vekâleti Hava Umuru Umum Müfettişi)
28 Kasım 1930 Cuma: Hürkuş’un not defterinden: ‘Derin üzgünlük içinde Hamid ile uçarak getirdiğimiz tayyareyi sökerken göz pınarlarımız sızlıyordu. Tayyarenin sökülme işi tamamlandı. DDY’den alınan bir vagona yerleştirdik. DDY İdaresi’ne teslim ettik.’
9 Nisan 1931 Cuma: Prag’da tecrübe uçuşları başlar. Tecrübe pilotu Vecihi Bey’dir.
23 Nisan 1931 Perşembe: Gazino, güzel çiçeklerle süslenmiş. ‘Büyük salonun kapısından ayağımı atarken bütün vücudumun titrediğini hissetmiştim. Tam karşıma gelen duvarın ortasında etekleri düğümlenmiş Türk ve Çek bayrakları içinde defne dalı ile çerçevelenmiş beyaz bir levha üzerinde ‘YAŞASIN TÜRK TAYYARECİLİĞİ’ yazısını görmüş, önce bu yazıyı, sonra da salonda bulunanları selamlamıştım.’ Derin saygı ve şükran sözleriyle aldığım zarfın üzerinde ‘Vecihi XIV tip tayyaresi’ yazılı idi. İçinde tayyaremin beynelmilel CINA vasıflarını haiz iyi bir mektep ve spor tayyaresi olduğuna dair bir diploma, tayyarenin aerodinamik ve statik hesapları ve protokol bulunuyordu.”