Başbakan vekili olarak ekranlara çıkacak... Gezi Parkı olayında özeleştiri yapacak, “Eylemciler haklıdır, mesajı aldık” diyecek... Topluma yumuşama mesajları vereceksiniz... Ama aynı saatlerde polisler İzmir’de “twitter mesajı yazdığı” gerekçesiyle evleri basacak, gençleri gözaltına alacak... Zonguldak’ta okula mazeretsiz gelmeyen öğretmen ve öğrenciler araştırılacak... Bu nasıl mesaj almak... O mesaj ki Fas’a Tunus’a kadar ulaşmış; Fas Kralı, Tunus muhalefet lideri kırmızı kart çıkarmışlar...
Bir de mesajın “doğru alınıp alınmadığı” konusu var. Sözcü gazetesi “Türkiye gezi parkı için ayaklandı” diyenlere mesajın ayrıntılı içeriğini aktarıyor:
“Sigarama karıştın... İçkime karıştın... Yatak odama karıştın... Dizilere karıştın... Kadınların doğuracağı çocuk sayısına karıştın... İçkiyi nerede içeceğime karıştın... İzmir’e ‘gavur’ dedin... Ağzına alkol sürene ‘alkolik’ dedin... 1 Mayıs’ta işçilere gaz sıktırdın... 19 Mayıs’ları engelledin... 29 Ekim’leri yasakladın... Şehit analarına ‘yaygaracı’ dedin... Vatandaşa ‘artistlik yapma lan’ dedin... ABD adına komşu ülkelerle aramızı bozdun... Reyhanlı’da 52 vatandaşın ölümüne sebep oldun... Bütün okullar imam hatip yaplılacak dedin... Twitter’a bela dedin... Türk sözünü lügattan çıkardın... T.C.’yi kaldırdın...”
Herkes uyandı
Orhan Pamuk, Gezi Parkı’yla ilgili diyor ki:
“Milyonlarca kişinin hatıralarını taşıyan bu alanda ve arkasındaki parkta yapılacak bu büyük değişimlerin, İstanbullulara hiç sorulmadan planlanması ve aceleyle ağaç kesme aşamasına gelmesi Erdoğan hükümetinin büyük hatası.
Bu duyarsız siyasetin kaynağı da hükümetin gittikçe artan baskıcı ve otoriter tutumu hiç şüphesiz...”
Aynı Orhan Pamuk 13 Mayıs 2003 tarihinde NPQ dergisine şöyle demişti:
- Tayyip Erdoğan başarılı olsun istiyorum ve ordu siyasetin dışında kalsın istiyorum. Erdoğan şimdi bu doğrultuda bir patika açıyor. Eğer bu patikadan dikkatlice geçilirse, Türkiye ister istemez daha açık, daha liberal bir toplum haline gelir...
***
Sadece Orhan Pamuk değil... 2010 yılı referandumunda “Yetmez ama evet” diyen çok sayıda “aydınımsı” da bugün Erdoğan’ın otoriter, diktatör tavrından yakınıyor.
İyi de... Dünden bugünü görmek çok mu zordu?
“Askeri vesayete karşı demokrasi mücadelesi veriliyor” teranesiyle 10 yıldır sivil dikta inşa edilirken bu aydınlar uyanamamışlar mıydı? Uyanmak ne kelime, halkı uyandırmak isteyen cumhuriyetçi, laik, Atatürkçü kesimlere darbeci, Ergenekoncu vb. diye saldırıp AKP’ye hizmet ettiler.
Şimdi uyanmış gibi yapmaları da mecburiyetten. Diyecek bir şeyleri kalmadı.
Doğru tarafa geçtiler.
Tweet
* FB’liydik, GS’liydik, BJK’liydik; Laz’dık, Kürt’tük, Çerkez’dik; Alevi’ydik, Sünni’ydik... Ama sayende hatırladık, “Biz kardeştik”...
* Polis arabası “devlet malı” diyenler; Telekom, Tekel, limanlar Yunan malı mıydı?
* Bizdeki bu ağaç sevdası, zamanında astığınız “fidanlar” için..!
* Kalktın buralardan taa Faslara kadar gittin... Hayır, gittin de ne oldu? Kral seni kabul etmedi be yavrum... Napcan döncen geri... Mecbuur...
Vafiye Teyze
* Sonunda İstanbul tüm dünyanın izlediği bir organizasyona ev sahipliği yapıyor. Başbakan neden mutsuz, anlamadım.
* Ankara’da Tunalı’nın ismi değişmiş, hiç demiyorsunuz: Tomalı Hilmi Caddesi!
Burcu Karakaş
* Erdoğan “Ben mesajı alamadım” diyor. Göstericiler o yüzden Dolmabahçe Ofisi’ne ulaşıp, mesajı elden teslime çalışıyorlar.
Mustafa Taş
* Analar böylesini doğuracaksa 3-5 yetmez 7 çocuk yapsınlar...
* Ne olur geri dönme...
MV
İstanbul Milletvekili Süheyl Batum’la ayaküstü sohbet ederken soruyoruz:
- Gezi Parkı eylemlerine katılıyor musunuz?
- Zaman zaman evet, diyor; ama bizim için zor oluyor...
- Nedir zorluğu?
- Kalabalıkla birlikte yürürken polis karşıdan gaz sıkınca herkes gerisin geri kaçıyor. Biz milletvekili olduğumuz için haliyle tabanları yağlayıp kaçamıyoruz. O zaman orta yerde kalıyoruz...
AOÇ
Ankara’dan Engin Balım yazıyor:
“Bizler Ankara’da Gezi Parkı için sokağa dökülürken Atatürk Orman Çiftliği AOÇ’de hâlâ dozerler çalışıyorlar...
Gezi Parkı’na sahip çıkmak şahane ama Atatürk Orman Çiftliği’ni de kurtarmamız gerekir.
