Hazirandaki seçime 31 partinin gireceğini ancak bunların bir kısmının seçime girmeye hak kazanmadığı halde ilçe seçim kurullarını aldatarak kendilerini kadroya dahil ettiğini dün yazdık... Seçime girmeye hak kazanmayanlar dahil çok sayıda partinin seçimlere katılması ne gibi sıkıntılar yaratır. Bu skandalı ortaya çıkaran eski milletvekillerinden Yılmaz Hastürk’ü dinliyoruz.
“7 Haziran’da yapılacak seçime 31 partinin katılması önce oy pusulalarının 1 - 1.5 metre gibi hayli uzun olması sonucunu doğurur. Basım maliyeti artar. Pusuladaki parti sayısı arttıkça özellikle yaşlı ve eğitim düzeyi nispeten düşük olan seçmenler oy verecekleri partinin yerini bulmakta ciddi sıkıntı çekiyorlar, çok defa da amblemleri birbirine yakın olan partileri karıştırıp mühürü istemedikleri partiye basıyorlar. Uzun oy pusulaları katlandığında mühür sık sık arka tarafa bulaşıyor, bu da o pusulayı geçersiz hale getiriyor. Oyların sayımına geçildiğinde çok sayıda partinin oy tasnifi yüzünden hem hata yapma ihtimali artıyor hem de sonuçların alınması süreci uzuyor. Bütün bunların sonucunda hem paradan hem zamandan kaybedilmiş oluyor, asıl önemlisi seçmen iradesi sandığa yanlış aksedebiliyor.”
Hakları olmadığı halde seçime katılan korsan partiler TRT’den propaganda yapma imkanına kavuşacak, vatandaşın vaktini çalacak, kafaları karıştıracak...
Seçime 4 ay gibi bir zaman varken partilerin durumları yeniden incelenebilir, sahte partiler ayıklanabilir.
YSK duruma seyirci mi kalacak?
Faydasız bilgiler
Überfact adlı bir internet sitesi ilginç ama faydasız bilgiler yayınlıyor...
Mesela:
- New York’ta intihardan ölenlerin sayısı cinayetten ölenleri aşmaktadır
- ABD’de her yıl ortalama 450 kişi yataktan düşme sonucu ölmektedir.
- Bir adam ATM makinesiyle seks yapmaya çalıştığı için tutuklanmıştır.
- Böcekler çoğunlukla ısıracakları insanın önce tadına bakarlar
- Tatil etkinlikleri erkekleri kadınlardan daha az ilgilendirir.
- İncil’deki Noel Baba hikâyelerine kadınlar erkeklerden daha çok inanır.
- Amerikalıların yüzde 73’ü İsa’nın bakire bir kadından doğduğuna inanır.
- Leonardo da Vinci asla düzenli bir eğitim almamıştı.
- Yeryüzündeki insanlar güneşin etrafında 66 bin mil (105 bin km) hızla dönerler...
- Köpek balıkları diğer balıkların aksine akıntıya karşı yüzmeyi severler.
- Papa Francis 12 AİDS hastasının ayağını yıkamış ve öpmüştür.
- Erkeklerin siyah kravatla katıldığı bir partide davetlilerden biri Barack Obama’yı garson zannedip kahve istemiştir.
- Boksör George Foreman beş oğlunun ismini de George Foreman koymuştur.
(Sebebi sorulduğunda şaka yollu; “o kadar çok yumruk yedim ki fazla ismi aklımda tutamam” demiştir)
- Bir Starbucks kahvesinin yakınında bulunmak bir evin değerini arttırmaktadır.
- Araştırmalara göre inançlı kişiler ile inançsız kişiler aynı oranda kötülük yapmaktadır.
ŞEBEKE
Dün sabah saatlerinde 0850... ile başlayan bir telefon geliyor. Bir kadın adımızla hitap ediyor:
- Falanca medikal sağlık hizmetlerinden arıyoruz... Geçen yıl sağlık paketi yaptırmışsınız ama kullanmamışsınız. Paketin devam etmesini istiyor musunuz? Yoksa iptal mi edelim...
- Benim bundan haberim yok...
Böyle bir paket yaptırmadım... İptal edin...
- İptal için de 349 lira ödemeniz gerekiyor... Bunu F...bank kartınızdan mı keselim...
- Benim böyle bir paket için imzam var mı?
- İmzanız yok ama telefonda sözlü onayınız var. Sözlü beyan imza yerine geçiyor...
- Yok canım bunu hiç duymamıştım...
Bu arada telefondaki kadın ev adresimi söylüyor. Adres ve banka kartı numarası ellerinde. Bir internet siteniz var mı, diyorum... Verdiği internet sitesinde ne e-posta adresi, ne telefon var. Anlaşılıyor ki bir dolandırıcılık şebekesi bu.
Dikkatli olunuz...
MİTİNG
Bugün saat 11:00’de Kadıköy’de büyük bir miting var... Konusu:
“Zorunlu din eğitimine karşı, laik ve bilimsel eğitim...”
Türkiye’nin en önemli konusu eğitimdeki gerilemedir.
Miting bu gidişe dur demeyi amaçlıyor...
HUGUK
Hukuki işlemler her zaman adaletli midir? İnsanlara eşit davranmak adaleti sağlar mı?
Hukukçu Mehmet Gün, “Avukat Olmak” adlı kitabında bunun böyle olmadığına ilişkin muzip bir örnek veriyor...
Önce bir soru:
- Uçaklarda 20 kiloyu aşan bagajlar için herkesin ödediği ücret adaletli midir?
Cevap:
- Herkese eşit uygulandığı için adaletlidir...
Şimdi ikinci soru:
- Peki diyelim ki 80 kiloluk bir kişi 10 kilo fazla bagaj ücreti ödüyor... 100 kiloluk bir kişi de 10 kilo fazlaya aynı ücreti ödüyor. Ama birinci kişi, bagaj fazlasıyla toplam 90 kilo, ikinci kişi toplam 110 kilodur... Düşük kilolu kişinin aynı bagaj ücretini ödemesi hukukidir ama adaletli midir?
