Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Yıl 1962... Radyo öğle bülteninde İskenderun’da bir Atatürk heykelinin parçalandığı haberini veriliyor... Yurtta büyük bir tepki var. Gerisini CHP’li Onur Öymen anlatıyor:
“Biz Siyasal Bilgiler Fakültesi Talebe Cemiyeti olarak haberi duyar duymaz harekete geçtik. Cemiyet yönetim kurulu üyeleri olarak para toplayıp taksi tuttuk. Akşam vakti yola çıktık. Sabah İskenderun’a vardık... Askeri garnizonda bir Atatürk büstü bulduk. İstanbul’dan da Tarık Zafer Tunaya öncülüğünde bir grup uçakla İskenderun’a gelmişti. Onlar da bize katıldı. O gün orada büstü yakılan heykelin yerine koyduk ve büyük bir miting yaptık. Bütün yurtta sesimiz duyuldu...”
Bir de bugüne bakınız... Cizre’de Atatürk heykeli yakılıyor, Atatürk’ün koltuğunda oturan CHP Genel Başkanı ağzını açıp tek kelime edemiyor... Her biri koltuk sevdasına yakalanmış CHP kadroları ne Atatürk, ne Laik Cumhuriyet için ağızlarını açıp tek kelime konuşamıyor.

Haberin Devamı

Mecelle’ye dönüş

Millî Eğitim Bakanlığı’na bağlı okullardaki kıyafet yönetmeliğindeki değişiklik Resmi Gazete’de yayımlandı. Yönetmelikle türban 5’inci sınıftan itibaren serbest bırakılıyor.
Barolar Birliği yaptığı açıklamada diyor ki:
“Bu adım Anayasamızın 2. Maddesi’ne aykırı olduğu gibi, doğrudan ‘Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları’na, ‘Çocuğun düşünce, vicdan ve din özgürlükleri hakkı’na, ‘Kadın Hakları’na ve ‘Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları’na açıkça aykırıdır.
Yapılan, Mecelle’ye (Osmanlı’daki İslami özel hukuk) çok hızlı bir dönüştür; Mecelle’nin kızlarda buluğ yaşını ‘tam dokuz’ olarak kabul eden 986. Maddesi’ni fiilen yürürlüğe sokmaktır.”

Ata heykelleri

Ülkemizin yüz akı araştırmacısı Sinan Meydan’ın, “Akl-ı Kemal, Atatürk’ün Akıllı Projeleri” dizisinin 5. kitabı raflara çıktı. Kitap Cumhuriyet Türkiye’sini inşa eden sanat, eğitim, sağlık, şehircilik projelerini anlatırken... Atatürk heykellerinin sırrına da değiniyor.
Atatürk kendi heykelleriyle ilgili şöyle diyor:
- Hayatımda anıtlar diktirdiğimi, şahsım etrafında büyük propagandalara hoşgörü ile davrandığımı görenler beni bencil sanacaklardır. Ben kendi şahsımda ideallerimi unutulmaz kılmak istediğim için unutulmak istemiyorum..
Bu sözleri yine Atatürk’ün “İki Mustafa Kemal” tanımı iyi izah ediyor:
“İki Mustafa Kemal vardır; biri ben, et ve kemik, geçici Mustafa Kemal... İkinci Mustafa Kemal, onu ben kelimesiyle ifade edemem; o, ben değil bizdir! O memleketin her köşesinde yeni fikir, yeni hayat ve büyük ülkü için uğraşan aydın ve savaşçı bir topluluktur. Ben onların rüyasını temsil ediyorum. Benim teşebbüslerim, onların özlemini çektikleri şeyleri tatmin içindir. O Mustafa Kemal sizsiniz, hepinizsiniz. Geçici olmayan, yaşaması ve başarılı olması gereken Mustafa Kemal odur.”
Atatürk “dini nedenlerle heykeli yasak ve günah” olarak gören bir toplumda kendi heykellerini yaptırarak bu yasak ve günah anlayışını kırmanın çok daha kolay olacağını düşünmüştür.
İlk Atatürk heykeli 1926’da Avusturyalı Krippel tarafından yapılır ve İstanbul Sarayburnu’na dikilir.
Atatürk Türk büyüklerinin büst ve heykellerinin Ankara Gençlik Parkı’na dikilmesini istemiş; Mimar Sinan, Barbaros Hayrettin, Timur, İbn-i Sina, Kanuni Sultan Süleyman ve Fatih Sultan Mehmet’in anıtlarının yapılmasını istemiş...
Ancak heykellerin yapımı gecikmiş, Barbaros’un heykeli İstanbul’da 1944, Sinan’ın heykeli Ankara’da 1956 yılında açılabilmiştir...

Haberin Devamı

550

Haberin Devamı

Attila İlhan’dan uyarlama...
“Ne vekiller seçtik zaten yoktular...
Parmak kaldırırlardı liderleriyle bir...
Onun dışında Meclis’e uğramazdılar.
Akşam kebapçıda çeneleri açılır...
Hayır sanmayın ki bizi unuttular.
Seçimden seçime akıllarına gelir...
Vaat yağdıran birer buluttular.
Nereye kayboldular şimdi kim bilir...
Ne vekiller seçtik zaten yoktular...
Böyle talihsizlik görülmemiştir.”

Kemal Kılıçdaroğlu: “Başörtüsü konusundan medet umarak dikkatleri başka yere çekmek istiyorlar” diyor...

Aslında dikkati bir yere çekmiyorlar. Resmen ve herkesin gözünün içine baka baka İslami Karşı Devrim yapıyorlar...

R.Tonguç

PAPA

Michelangelo Papa’nın heykelini yapmış... Ancak Papa heykeli kendisine benzetememiş... Hatta kızmış..
O zaman Michelangelo gülmüş:
- Er geç bu heykele benzeyeceksiniz, demiş...

EŞİT

Bizde az tanınan ünlü bir İngiliz şairi vardır: John Donne... İşte ona ait bu satırlar:
“Ve kapıdan içeri girecekler...
Ve o evde yaşayacaklar...
Burada ne bir bulut,
Ne de güneş
Ne karanlık,
Ne pırıltı...
Yalnızca bir eşit ışık.
Ne ses,
Ne sessizlik...
Yalnızca bir eşit müzik.
Ne korku, ne de umut...
Bir eşit iyelik.
Ne dost,
Ne düşman...
Bir tek kimlik ve beraberlik.
Ne başlangıç,
Ne de son...
Yalnızca bir eşit sonsuzluk vardır.”

ESPRİ

Ünlü Fransız sanatçı Madeleine Brohan yaşlılık yıllarında bir apartmanın beşinci katına taşınmış...
Kapısına varana kadar nefes nefese kalan erkekler, neden bu kadar yukarı taşındığını sorunca:
- Erkeklerin yüreklerinin benim için hâlâ hızlı çarptığını görebilmek için, dermiş...