Başkan Obama, ne Tayyip Erdoğan’ın son Kızılcahamam toplantısındaki:
“Eyy Beşar Esad vallahi bunun hesabını vereceksin”, diye başlayan nutkundan etkilenmiş, ne de Reyhanlı’da 52 günahsız yurttaşın ona yönelik siyasi mesaj amacıyla öldürülmesinden...
O yüzden Erdoğan’la görüşmesinde geçmişe göre farklı ve ileri bir adım atmadı. Hatta geriledi denebilir. Kimyasal silahlar kırmızı çizgimizdir diyordu. Bu defa hiç kırmızı çizgi ortaya koymadı:
“Elimde bu meseleyi çözecek mucizevi formül yok” demekle yetindi.
ABD ile Rusya yeni bir Cenevre görüşmesine hazırlanırken...
Esad’ı yaşatacak formüller gündemde yerini korurken...
Ne büyük devletler askeri maceraları gündemine alır...
Ne Esad, Türkiye’ye yönelik bir sabotajla, pişen aşa su katar...
Esad, ABD ile Rusya’nın Cenevre konferansından umutlu bir sonuç bekliyor.
Bu konferansa karşı olanlar Suriyeli muhaliflerdir...
Dolayısıyla Türkiye ve ABD‘yi savaşa çekmek için Reyhanlı patlamasını düzenlemek de çok büyük olasılıkla onların marifetidir.
ABD neyin ne olduğunu bizden iyi biliyor. Çünkü o bölgede CIA bizim istihbarat örgütlerinden daha güçlü. Erdoğan’ın Obama’ya yeni bir bilgi götürmesi o yüzden söz konusu değildi. Geriye kalıyor tek soru:
Reyhanlı’daki karanlık katliamın hesabını kim verecek?
T.C. için ayakta!
Atatürkçü Düşünce Dernekleri, Türkiye Gençlik Birliği ve benzer örgütlerin 19 Mayıs’ta Sıhhiye’de düzenleyeceği mitingin adı şu:“T.C. İçin Türk Milleti Ayakta!”
TGB miting için çağrı klipleri hazırlamış... Kliplerden birinin başrol oyuncuları çılgın ihtiyarlar; Sümerolog Muazzez İlmiye Çığ ile TEMA Vakfı Kurucu Başkanı Hayrettin Karaca... Sekiz kişinin oynadığı klipte, her oyuncu bir kelimenin yazılı olduğu levha taşırken hepsinin yan yana gelmesiyle:
“Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Türkiye halkına Türk milleti denir” cümlesi ortaya çıtıyor.
Ülkede bizim neslin yıllardır bir an bile aklından geçmeyen şeyler oluyor.
Türk adı kaldırılmak isteniyor... Ülkeyi yönetenler “Ben Türküm” diyemiyor.
Ne günlere kaldık... Atatürk’ün doğum gününü ve ulusal mücadele için Samsun’a çıkışını kutlamak mesele oluyor. Türk olduğumuzu hatırlatmak için bir meydanda toplanıp bağırmamız gerekiyor.
Ankaralılar ve tüm Türkiye yarınki kutlamalara katılmalıdır.
Tesbih
Silivri Asliye Ceza’da İstanbul Barosu’nu yargılayan yargıç... Dün kürsüye elinde tespihle çıkıyor... Fazla kalabalık nedeniyle yargılamayı yapamıyor. 12 Ekim’e erteliyor... 12 Ekim ise cumartesi gününe rast geliyor... Avukat Turgut Kazan:
- Tam 51 yıllık avukatım, diyor, cumartesi gününe yanlışlıkla da olsa duruşma koyan yargıç görmedim, diyor. Sonra da gülerek ekliyor:
- Yoksa o güne kadar hafta tatili cumaya alınacak da cumartesi mesai günü mü olacak?
“Yetmez ama evet” referandumuyla bağımsız ve tarafsızlaşan yargı işte bu yargı...
Grup Yorum
üyesi Aydoğan
“terör örgütü üyesi olmak, izinsiz gösteri yapmak ve polise direnmek” suçlarından 6 yıl
15 gün hapisle cezalandırıldı.
Bu suçlara ilaveten 50 bin kişiyi katletmiş olsa
elini kolunu sallayarak sınırdan çıkıp gidecekti.
Akif Kökçe
Boğa
Kadıköy Altıyol’daki boğa heykelinin boynuzları kime dokundu belli değil. Ancak Milli Saraylar Tanıtım Müdürlüğü, Beylerbeyi Sarayı’ndaki eşinin yanına koymak için heykeli Kadıköy Belediyesi’nden istemiş... Boğa neredeyse Kadıköy’ün sembolü olmuşken neden Saray’a kapatılmak istenir.
Bilmiyoruz. Ancak bir AKP milletvekilinin geçmişte bu boğaya taktığını, altındaki iri yumurtalıkların gece ışıklandırılmasını şikâyet konusu yaptığını hatırlıyoruz. Boğa’yı hapsetme kararı böyle bir sebepten kaynaklanıyor olmalı.
Swoboda
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun Avrupalılar önünde siyasi rakiplerini şikâyet etmesini dün eleştirmiştik. Aynı şeyi Tayyip Erdoğan da yapıyor, demiştik.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Faruk Loğoğlu dün yaptığı açıklamada Kılıçdaroğlu’nun Tayyip Erdoğan’ı Swoboda salondan çıktıktan sonra bir Türk gazetecinin sorusu üzerine eleştirdiğini, Avrupalılara şikâyetin söz konusu olmadığını bildirdi.
