Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, tartışmalara son noktayı koydu: “İsteseler de, istemeseler de bu ülkede Osmanlıca da öğrenilecek ve öğretilecek.”
Osmanlıcanın bütün okullarda zorunlu olabileceği konuşuluyor.
Türkiye’de alfabe değişikliği 1 Kasım 1928 tarihinde Atatürk’ün girişimiyle gerçekleştirildi. Arap alfabesi ve Osmanlıcadan Latin alfabesine geçişin gerekçelerini bir eğitimci dostumuz şöyle anlatıyor:
* Türkçe, Arapça ve Farsça farklı dil ailelerinde yer almaktadır.
* Osmanlıca özgün tek bir dil değildir... Türkçe, Arapça ve Farsçanın bir karışımıdır. Türkçe, Arapça ve Farsçanın dil aileleri farklıdır...
* Türkçe Ural - Altay dil ailesinin Altay bölümünde... Arapça Hami - Sami dil ailesinde; Farsça ise Hint - Avrupa dil ailesinde yer almaktadır...
* Osmanlıca öğrenmek isteyen bir birey, üç dile birden, hem Arapça, hem Türkçe hem de Farsçaya hâkim olmak durumundadır... Bu da çok zordur.
* Nitekim 1927 yılında yapılan ilk nüfus sayımında, okuma yazma oranının sadece yüzde 4 olduğu tespit edilmişti...
* Okuma yazma oranının bu kadar düşük kalmasında, çok önemli bir gerekçe de Arap alfabesini öğrenmekteki güçlüktü... Nitekim yeni alfabenin kabulünden sonra okur yazarlık oranı hızla yükselmeye başladı.
SONUÇ: Devrimlerin mantığı vardı.

Haberin Devamı

Tek başına kurum!

CHP Sözcüsü Haluk Koç’un açıkladığı, AKP milletvekilleri ve yandaşlarınca sınavsız olarak işe yerleştirmelerin bir bölümünü dünkü gazetelerde okumuşsunuzdur. O listede bizim en çok ilgimizi çeken eski AKP Uşak Milletvekili Mustafa Çetin’in çalışmaları oldu... Buyurun.
* Damadı Mustafa Çetin; Ziraat Bankası Yönetim Kurulu üyeliğine atandı.
* Kardeşi İsmail Çetin; İHL öğretmeniyken önce İzmir Milli Eğitim Müdürlüğü’nde Şube Müdürü, ardından İzmir Milli Eğitim Müdür Yardımcısı yapıldı. İsmail Çetin daha sonra Burdur İl Milli Eğitim Müdürlüğü’ne, oradan da Kırıkkale İl Milli Eğitim Müdürlüğü’ne atandı.
* Kızı Hale Hamurculu, Valilik Özel Kalem Müdürlüğü görevine açıktan atanıp sınavsız bir şekilde memur yapıldıktan sonra önce Kültür Bakanlığı’nda, sonra Cumhurbaşkanlığı’nda görev yaptı. Şu anda Merkez Bankası’nda çalışıyor.
* Diğer kızı Fatma Hicret Çetin; Kültür ve Turizm Bakanlığı’nda Basın Müşaviri oldu, şu anda TBMM’de uzman olarak çalışıyor.
* Diğer kızı Cemile Çetin; Başbakanlık’ta istisnai memur kadrosu aldı.
Tek başına “İş Bulma Kurumu” mübarek!

Haberin Devamı

MERMER

Osmanlı’nın izniyle Atina’dan Londra’ya taşınan ve halen British Museum’da sergilenen “Elgin Mermerleri” üzerinde Yunanistan - İngiltere kavgasının sürdüğünü yazmıştık. Emekli diplomat Uğur Ergun dostumuz aradı:
- Ben geçmişte Londra’da görevliyken ilginç bir mektup almıştım, dedi, o günlerde bu konu yine kızışmıştı. Melina Mercouri de tartışmanın içine girmişti. Lordlar Kamarası’ndan bize gönderilen mektup “Atina’dan gönderilen eserleri siz neden talep etmiyorsunuz. Bu eserler Osmanlı’dan alınıp götürülmüştür” diyordu.
Aslında British Museum’da Elgin’in Batı Anadolu’dan “götürdüğü” eserler de vardır. Üzerinde şöyle der:
“Bu eserler Osmanlı’daki Büyükelçilik döneminde Lord Elgin’e ‘Rachid Ağa’ tarafindan hediye edilmiştir...”
Kimmiş bu Raşid Ağa... Bilen var mı?

Haberin Devamı

Mezar taşlarını okumak için Osmanlıca dersleri kondu!
Ankaraspor da zaten “Osmanlı futbolunu” daha iyi anlatmak için
Osmanlıspor olmuştu...
Akif Kökçe

CUT

1915 olayına ilişkin The Cut - Kesik filmini yapan Fatih Akın, filmin hazırlığı sırasında Ermenistan’a gidip Soykırım Müzesi’ni gezmiş. Müzenin yöneticisi kendisine şunu söylemiş:
“Bu konuyla ilgili film yaparken sadece soykırımdan bahsederseniz eksik olur. Çünkü bu süreçte bize yardım eden Türkler de oldu. Bu yardımlar da bizim hikâyemizin çok önemli bir parçası. Biz varsak o yardımlar sayesinde varız. Böyle bir film yapacaksan bunu da anlatmalısın.”
Fatih Akın da bu uyarıcı sözler üzerine filmde Mehmet karakterini yaratmış.
Anlaşılıyor ki... Bazı aydın Ermeniler 1915 olayına bizim cahil entellerden daha vicdanlı bakıyor.