Hükümet ile İmralı arasında daha peşrev aşamasında anlaşmazlık çıktı gibi görünüyor. Ya da öyle sananlar var.
Başbakan Erdoğan:
“Silah bırakan PKK’lı başka ülkeye gidebilir” demişti.
Kandil, yani Karayılan sert çıktı:
“Burası Kürdistan’dır. Bizim ülkemizdir. Asıl siz çekin gidin ülkemizden...”
PKK bunu derken ilk adım olarak İmralı’nın koşullarının iyileştirilmesini istedi. Başbakan da o talebi reddetti.
Böylece müzakereler başlamadan bitti denebilir mi?
Bu soruya bir dostumuz:
- Bunlar teferruat diyor, devlet ile İmralı ana konularda anlaştılar...
- Yani?
- Anayasa’dan Türk sıfatının çıkarılması konusunda anlaştıkları karşılıklı beyanlardan anlaşılıyor. Anadilde savunma, anadilde eğitim gibi konularda da anlaşma yapılmış olması muhtemeldir. Büyükşehir yasası PKK’nın taleplerini karşılayan bir yasadır. Araya bir de genel af sıkıştırılabilir.
- İyi de örgüt silah bırakacak mı? Hangi koşulda bırakacak?
- Varlığı tamamen silaha bağlı bir örgüt elindeki kozu bırakır mı? Hem Karayılan hem Duran Kalkan silah bırakmayacaklarını açıkça söylediler... Anayasa “PKK silah bırakacak” masalıyla onların isteği doğrultusunda değiştirilecektir. PKK çok çok ateşi keser... İsteklerinin karşılanmadığı bir anda tekrar ateşe başlar. Ben olaya kötümser bakıyorum, tabii isteyen de iyimser bakabilir.
Cami satışları...
Üsküdar Belediyesi’nin ilçede din ve eğitim kurumlarına 100 metreden daha yakın bakkal, market ve büfelerde “tekel maddesi” satışını yasakladığını dün yazmıştık. Böylesine Müslüman bir belediye... Fakat... Siz bu belediyenin aynı zamanda cami sattığını biliyor muydunuz?
Üsküdar Belediyesi beş camiyi geçenlerde devlete sattı...
Bunlar Alvarlızade Camii, Emine Hatun Camii, Hasan Uzun Camii,Huzur Camii, Bahçelievler Camii...
Kimin malı kime satılıyor derseniz...
Sözü geçen camilerin arsası belediye tarafından verilmiş. Vatandaş para toplayarak camiyi yaptırmış...
Geçenlerde Üsküdar Belediyesi, Maliye Bakanlığı ile bir anlaşma yaptı
Bu camilerin mülkiyetini devretti... Karşılığında belediyenin Maliye’ye 7 milyon 370 bin liralık borcu silindi...
Daha önce böyle satış duymuş muydunuz?
* * *
Gelelim okul ve camilere 100 metreden kısa mesafede içki satılamayacağı kararına... Düşününüz ki... Bir camiye 90 metre uzaklıktaki büfede içki satılamayacak ama 110 metre uzaklıktaki bakkalda satılabilecek. Bu durumun ne gibi bir caydırıcılığı olabilir?
Üsküdar Belediye Meclisi’nin CHP’li üyesi Doğan Tekel, Belediye Meclisi’nin içki satış kararına mahkemede itiraz edeceklerini bildirdi dün... Kararın ticari yönden esnaf üzerinde mağduriyet uyandıracağını söylüyor Doğan Bey...
Bu arada Belediye Meclisi’nde camilere yakın İddaa bayilerini neden yasaklamadıklarını sormuş. Doyurucu yanıt alamamış.
Bankaları da dile getirebilirdi. Öyle ya... Dinde faiz her şeyden daha günah değil mi?
Twitter mesajı...
Twitter’da Emre Uslu’nun bir notu gözümüze çarptı...
“Öcalan bir jest yapsın ve PKK’nın elindeki rehinelerin serbest bırakılmasını sağlasın...”
Yerinde bir öneri... Ama acaba destek görür mü?
PKK’lılar açlık grevi yaparken “aman ölümler olmasın” diye koşturan entellerimiz neden PKK’nın elindeki rehinelerin serbest bırakılması için tek söz sarf etmez... İnsancıl duyguları sınırlı mı?
Kaçan
Köprü’den atlayarak aramızdan ayrılan Metin Kaçan’a Galeano’nun şu satırlarını armağan edelim:
“Ve ölümün karşısına dikilip ona şöyle dedim:
- Bu savaş bitti
Sonra da şöyle dedim:
- Zafer senindir
Ve ekledim:
- Ama zamanına ben karar veririm
Ve ölüm beni öldürmeden ben kendimi öldürdüm...”
* * *
Metin Kaçan’la küçük bir anımız...
Yaklaşık 20 yıl önce... Belki daha da önce...
Latife Tekin bana bir yaş günü hediyesi vereceğini bildirdi.
Bir otomobilin içinde üç kişi Kadıköy’e geldiler, Latife, Metin ve karikatürist Engin Ergönültaş... Metin Kaçan’la ilk kez orada tanıştık. Latife hediyeyi karanlık bir yerde açmamız gerekiyor, dedi. Şuraya gidelim... Hayır daha karanlık olmalı... Buraya gidelim.. Daha karanlık... Latife’yi az tanıyorum. Diğer iki kişiyi hiç. Metin hemen hiç konuşmuyor. Uzun arayışlardan sonra gece yarısı galiba Çamlıca taraflarında ıssız ve karanlık bir yer bulduk. Latife orada hediyenin paketini açtı. İçinden bir kılıç çıktı. Fosforlu bir plastik kılıç. Karanlıkta pırıl pırıl parlıyordu.
CHP Tunceli milletvekili Hüseyin Aygün, “Kurtuluş Savaşı, Rumlara etnik temizliktir” demiş.
CHP de bir temizlik yapsa ve içindeki “etnikçi”leri temizlese ne iyi olur!
* * *
Bülent Arınç, Paris’te öldürülen 3 PKK’lı için “Böyle bir ölümü hak etmediler” demiş.
Nasıl bir ölümü
hak ettiklerini nereden biliyor?
Fahrettin Fidan
Tiyatro
TRT ve Milliyet’ten emekli ağabeyimiz Zeki Sözer 80’ine ilerliyor ama maşallah hâlâ zıpkın gibi. Yolda karşılaştık birkaç gün önce...
- Nasılsın ne yapıyorsun?
- Tiyatro yapıyorum, dedi...
Şaka yapıyor sandık. Değilmiş. Moda Gönüllüleri olarak bir tiyatro topluluğu kurmuşlar. Ayda bir oyun sahneliyorlar. Yeni oyunları yarın (pazartesi) akşamı saat 20:00’de Barış Manço Kültür Merkezi’nde... Mehmet Baydur’un “Düdüklüde Kıymalı Bamya” adlı eseri...
Amatör oyunculardan oluşan topluluk her ay 1 oyun oynamayı hedefliyor. Seyirciden elde edilen hasılat hayır kurumlarına veriliyor.... İzlemenizi tavsiye ederiz...