Prof. Kerem Doksat, ünlü Rus bilgini Pavlov’un şartlı refleks deneylerini anlatıyor...
Pavlov, bir süre köpeklerine et verirken zil çalıyor.
Hayvanların zil sesi duyunca ağzının suyu akıyor.
Bir gün Pavlov Enstitüsü’nü su basar. Köpeklerin bır kısmı boğulur.
Kurtulanlar enstitüde toplanır. Pavlov zili çalar.
Köpeklerde tık yoktur. Şu sonuca varır Pavlov:
“Ağır travmalar, şartlı refleksleri ortadan kaldırmaktadır...”
Prof. Kerem Doksat milliyetçilik, yurtseverlik gibi değerleri şartlı refleks olarak niteliyor.
Yoğun terör... Sabah basılan evler... Hapishaneleri dolduran insanlar... Çalışmayan adalet... Böyle ağır travmalar toplumun şartlı reflekslerini (milli duyguları ve tepkileri) kırmaktadır.
Ulusal duyguları ve refleksleri başka nasıl yok edersiniz?
O ulusun tarihsel varlığını sorgulamaya açarak...
Mesela Türkler tarihleriyle mi övünüyorlar?
Onlara sürekli tarihlerinin ne kadar suç dolu ve kirli olduğunu göstermek gerekir.
Ya da halk Atatürk’ü çok mu yüceltiyor?
Onları Atatürk’ün zaaflar içinde bir kişilik ve bir diktatör olduğuna inandıracaksınız!
Bunlar için kitle iletişim araçlarında tartışmalar açılacak... Bu tartışmalarda enteller Türkiye’nin tarih boyunca nasıl da suçlu, milli kahramanların nasıl da sıradan olduğunu peş peşe ve durmaksızın anlatacaklardır... Ki toplum her alanda direncini ve güvenini yitirsin. Teslim olmaya hazır hale gelsin... Bugün de yapılan budur.
Türk kimliği...
Soros destekli bir vakıf olan TESEV, bir süre önce ünlü araştırma şirketi KONDA’ya günlük tartışmalarla ilgili anket yaptırdı.
Bu ankette “Türk, Kürt, Sünni, Alevi gibi her tür farklılık arasında eşitlik” isteği yüzde 50,4 oranıyla öne çıkıyor.
Ancak: Görüşülen kişilerin yüzde 56’sı Anayasa’da halen olduğu şekilde sadece Türk kimliğinin yer alması gerektiğini düşünüyor.
Özetle... Halkın yarıdan fazlası Türk kimliği vurgusunun farklılıklar arasında eşitliği bozmadığı kanısında.
Aynı ankette “Size göre ülke yönetiminde en büyük yetki ve güç kimde olmalı?” sorusuna görüşülen kişilerin yüzde 56’sı Meclis, yüzde 23’ü devlet başkanı ve yüzde 20’si başbakan cevaplarını veriyor. Başkanlığa ilgi yok.
AKP’nin Kırıkkale’deki oyunun yüzde 11’e düşmesi üzerine
Erdoğan, belediye başkanını azarlamış.
Bilmeyen de AKP’nin politikalarını Kırıkkale belediye başkanı
belirliyor sanacak!
Akif Kökçe
Aday
Uğur Dündar, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na “Mustafa Sarıgül İstanbul Büyükşehir adayınız olacak mı?” diye soruyor... Cevap:
“Öncelikle Sayın Sarıgül’ün partimize üye olması gerekiyor. Kendisi ‘Ben gelirsem 5 bin kişiyle gelirim’ diyor. Hay hay, gelsin. Hatta 10 bin kişiyle gelirse daha çok seviniriz. Ben önceden açıkladım. ‘Her adayla ilgili olarak bir kamuoyu yoklaması yapacağız’ dedim. Sayın Sarıgül bu yoklamalarda hep önde çıkıyor... Ama öncelikle Sayın Sarıgül’ü partimizde üye olarak görmek istiyoruz...”
Sarıgül CHP üyesi olmadığı gibi Büyükşehir adaylığına da fazla niyetli görünmüyor. CHP ise onun adını anketlere koyup diğer adayların önünü kesiyor. Kendisini Sarıgül’e muhtaç konuma sokuyor? Nedense...
Eskişehir Barosu, “Türklük ve Türk milleti kavramları bir çimentodur” diyor. Müteahhit işte bu yüzden çimentodan çalıp binayı yıkmaya çalışıyor...
* * *
Orhan Pamuk, “Ben ailemin idiotuydum” demiş.
Ah be Orhan Pamuk, keşke hep öyle kalsaydın!
Fahrettin Fidan
Samsun
Samsun Vali Yardımcısı Mesut Taner Genç, Sinop ve Samsun olaylarını bir sosyal paylaşım sitesinde:
“Milliyetçiliği ayaklar altına aldık diyenlerin ayaklar altına alındığının ispatı” sözleriyle yorumluyor... Kime yanıt bu mesaj? Başbakan Erdoğan’ın şu sözlerine kuşkusuz:
“Kimse bizim karşımıza Kürtlükle, Türklükle çıkmasın. Biz her türlü milliyetçiliği ayaklarının altına almış bir iktidarız.”
Bakalım ne olacak?
