Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

DTP Milletvekili Sırrı Sakık partisinin Çanakkale kongresinde konuşuyor:
“...Çanakkale’de ölenler ortak vatan için mücadele ettiler. Ama ne yazık ki, 1921’de Anayasa’da ‘Bu vatan Kürtler’in ve Türkler’in ortak vatanıdır’ diyen Mustafa Kemal ve arkadaşları, 1924’te ret ve inkâr politikalarıyla, Çanakkale’de toprağa gömülenlere ihanet ettiler. 1924’te tek ırk, tek dil yarattılar.”
Sırrı Sakık “yalan ile yanlış”ı karıştırıp ortaya servis yapıyor.
1921 Anayasasında “Bu vatan Türklerle Kürtlerin ortak vatanıdır” diye bir ibare yoktu. Sadece 11. maddede illere “mahalli işlerde” özerklik tanınıyordu.
16 Ocak 1923 günü İzmit’te yaptığı basın toplantısında Atatürk o yüzden şöyle der:
“Ayrı bir Kürtlük düşünmektense, anayasamız gereğince zaten bir tür mahalli özerklikler oluşacaktır. O halde hangi vilayetin halkı Kürt ise onlar da kendi kendilerini özerk olarak idare edebileceklerdir.”
1924 Anayasası’nda illerin özerkliği kaldırıldı..
Şu hüküm konuldu:
“Türkiye ahalisine din ve ırk farkı olmaksızın vatandaşlık itibariyle Türk denilir”
Bu madde ile ne Kürtler ne diğer etnik topluluklar inkâr edildi. Anayasada “Türk” sıfatı açıkça Türkiyeli anlamında kullanıldı 1921 ile 1924’ün farkına gelince... Temmuz 1923’te Lozan imzalanmış, ulus devletin kuruluş süreci başlatılmıştı. Dış faktörler değişmişti. Hukuki ve anayasal yapı ona göre oluşturuldu.
Ortada ihanet falan yok, geleceğin o günkü koşullara göre yeniden çizilmesi var.
Ülkenin temel değerlerine insafsızca saldıranların barış, kardeşlik, uzlaşma sloganları bize hiç inandırıcı gelmiyor...

Haberin Devamı

İstanbul’da Formula -1 yarışında tribünler boş kalmış.
Vatandaş her gün cadde ve otoyollarda gördüğü manzara için boşuna zahmete girmek istemedi anlaşılan...
Haldun Ertem

Kaymakam sınavı
Türk İdareciler Derneği İzmir Şubesi’nden telaşlı bir uyarı geldi... Deniyor ki:
“Kaymakam adayı yazılı sınavının ÖSYM’den alınarak İçişleri Bakanlığı’nca yapılması için yasa tasarısı hazırlandığı öğrenilmiştir.
Bu girişim son derece yanlış ve tehlikelidir.
Mülki idare amirleri iktidar partisini değil, devleti temsil ederler. Bu nedenle başarılı ve yetenekli gençler arasından objektif ölçülerle seçilmeleri çok önemlidir. Tasarıdan derhal vazgeçilmeli halen uygulanan ÖSYM sistemine devam edilmelidir.”
Uyarı CHP ve MHP’nin dikkatine sunulur...

Haberin Devamı

Bravo Arınç’a...
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın RTÜK Başkanı’na yönelik “İstifa et” çağrıları takdir topluyor. Ancak okurumuz Ercan Düz’ün kafasına başka bir şey takılmış:
“Başta Cumhurbaşkanı ve Başbakan olmak üzere AKP’li pek çok bakan ve milletvekili hakkında adi suçlardan açılmış, ancak dokunulmazlık nedeniyle bekletilen davalar var. İki günde bir Zahid Akman’ın istifasını isteyen sayın Bülent Arınç’ın onlara da ‘Hakkınızda böylesine davalar varken o koltuklarda oturmaya devam edemezsiniz, istifa edin, yargılanıp aklandıktan sonra gelin’ demesi gerekmez mi? Ak olmayan bir tek Zahit Akman mı?”

Gavur demeyin!
Yılmaz Esmer dostumuzun yürüttüğü “Radikalizm ve Aşırıcılık” anketinin sonuçları hayli gürültü kopardı. Halkın yarıdan çoğunun Hıristiyan ve Musevilerle komşu olmak istememesi, mayo giyen kadının günah işlediğini düşünmesi, kadının erkeğin sözünden çıkmaması gerektiğini söylemesi vb. şaşırtıcı bulundu.
Aslında önceki yıllarda yapılan anketler de benzer sonucu vermişti.
Şaşırtıcı olan belki de bu konularda ilerleme sağlanmamasıydı.
Bu tür anketler ne işe yarıyor?
Kuşkusuz toplumun kendini daha iyi tanımasını sağlıyor...
Ancak bir yandan da toplumdaki güvensizliği büyütüyor.
Peki bu çarpık tabloyu düzeltmek için kim ne yapıyor?
Metin Yaykınlıoğlu dostumuz anımsatıyor...
1829 yılında “Tanzimat” ilan edilince Batılılaşma yoluna çıkılmış, halkın tepkilerini kontrol etmesi için, bir rivayete göre sokaklarda:
- Ey vatandaş bundan sonra gavura gavur denmeyecek, diye bağıran tellallar dolaştırılmıştır.
Günümüzde toplumdaki aşırılıkların giderilmesi için bu kadarcık bir çabaya bile rastlanmıyor. Tam tersine kimi dinsel gruplar bu düşmanlıkları ve ilkellikleri din adına körüklüyor. Bizler de sonuçları gördükçe şaşırıp duruyoruz...

Haberin Devamı

Obama’yla Sarkozy, Türkiye konusunda anlaşamamış.
Türkiye konusunda biz Türkler kendi aramızda anlaşamıyoruz ki onlar anlaşsın...
A. Nedim

Trueblue hikâyesi
Kapısında “Kadıköy Belediyesi” yazan Fenerbahçe’deki Trueblue adlı kafe restoranda bir bardak çayı 5 liraya içtiğimizi yazmıştık. Bu yazı üzerine Kadıköy Belediyesi AKP grubu bir soru önergesi verdi. Soruda tesisin CHP il yöneticisi Şaban Uğur Göksoy ile CHP İstanbul il sekreteri Mehmet Uğur Afacan’ın ortağı olduğu şirket tarafından işletildiği belirtiliyordu. Gelişmeler üzerine Kadıköy Belediye Başkanı Selami Öztürk’ün anlaşmayı iptal ettiği bildiriliyor. Çok iyi... Tesis, insanların fakiriyle zenginiyle bir bardak çayı kazıklanmadan içeceği bir sosyal mekâna dönüştürülürse çok iyi olur...