Şehir magandası

       Toplum olarak magandalığın hangi noktasındayız?.. Öğrenmek istiyorsanız İlknur Demircan'ın gönderdiği mektubu birlikte okuyalım:
       "Dün akşam bir arkadaşımızın evinde bebeğimizle birlikte Galatasaray - Leeds maçını seyrediyorduk. Penaltıdan atılan golden sonra evde bir sevinç havası eserken dışarıdan gelen silah sesleriyle irkildik. Bebeğimiz korkudan uykusundan ağlayarak uyandı. Maç sonrası arabamıza bebeğimizi yerleştirmeye çalışırken içerde tuhaf bir pırıltı farkettim. O an beynimden vurulmuşa döndüm, çünkü atılan kurşunlardan birisi ön camın şoför mahallinin tam ortasına isabet etmis. Yani eğer biz o an arabada olsaydık kafaya gelen bir kurşunla kesin ölüm olabilirdi... Biraz zaman geçip kendimize geldikten sonra polisi aramaya koyulduk, zabıt tutturmak için... İki saatten önce gelemeyeceklerini söylediler. Otoparkta ne yapacağımızı düşünürken yukarıdan bir ses bize "Geçmiş olsun" dedi ve "biraz yukarı gelebilir misin?" diye seslendi. Sonuç olarak silahı atan insanlar onlardı ve hasarı tazmin edeceklerini söyleyip özür diliyorlar, işe polisin karıştırılmamasını istiyorlardı.
       HASARIN TAZMİNİ... Olay bu kadar basit... Bu ilkellik ölümle sonuçlansaydı, hasar nasıl tazmin edilecekti bilemiyorum... Halen kendimize gelebilmiş değiliz. Kısacası ben "şehir magandaları"nın bu kadar içimizde olduğunu bilmiyordum..."

Devler devrildi

       Juventus, Ajax, Anderlecht, Atletico Madrid, Benfica, Werder Bremen, Lyon, Nantes, Kaiserslautern, Celta Vigo, Lens, Monaco, Parma, Roma, Mallorca, Bologna, Deportivo, West Ham United, Borussia Dortmund... Bunlar Galatasaray'la birlikte UEFA kupasına katılmış ve elenmiş Avrupa devlerinden sadece birkaçı... Herbiri transfere trilyonlar harcayan, futbolu bilim haline getirmiş ünlü kulüpler...
       Hepsini ezdi geçti Galatasaray topu topu 20 milyon dolarlık kadrosuyla...
       UEFA Kupası'na katılan tam 104 takımın önüne geçti. Futbol tarihinin en zor maçlarından birini de önceki gece oynadı... Ondan da zaferle çıktı... Yalnızca olumsuz koşullara rağmen değil.. Türkiye'ye rağmen atladı turu... Siyasetçi ve medyatörlerin elbirliğiyle yarattığı arabesk havaya da yenilmedi. Ne kadar kutlasak azdır. Yalnızca futbol başarısı olarak değil. Bir uygarlık ve çağdaşlık başarısını da futbola ekledikleri için... Aklı başında insanların ciddi ve akıllı çabalarla dünya çapında başarılar yakalayabileceğini tüm ülkeye gösterdikleri için... Bir okurumuzun Fatih Sultan Mehmet'ten esinlenerek Fatih Sultan Terim diye adlandırdığı başarı abidesine ve öğrencilerine bundan sonrası için de başarılar diliyoruz.

Konuşma üzerine...

       Sokrates sıradışı çirkinlikte bir adamdı, garabet denilebilecek bir görünümü vardı. Buna rağmen iki insanın karşılıklı konuşma yoluyla birbirlerinin gözünde nasıl güzelleşebileceğini gösterdi.
       ...Bir ömür süren araştırmaların sonunda Deborah Tannen'in vardığı sonuç, kadın ve erkeğin birbirlerini anlamasının mümkün olmadığı, konuşurken bütünüyle başka şeyler anlatmaya çalıştıklarıdır. Kadınlar konuştukları insandan destek beklemektedirler, oysa erkekler sorunlara çözüm bulmak peşindedir...
       ...İnsanlar her zaman beklenildiği gibi davranan yaratıklar olsalardı, konuşmanın anlamı kalmazdı; çünkü konuşmayı ilham eden şey, aramızdaki farklılıklardır.
       İnsanların eşit olmaya başlamaları ancak konuşmayı öğrendiklerinde mümkün olacaktır.
       (İnsanlığın Mahrem Tarihi - Theodore Zeldin / Ayrıntı Yayınları)

       Yaşam kısa, sanat uzun; fırsat geçici, görgü ve deneyimler aldatıcı, yargı güçtür.
       HİPPOKRATES

Kaç İsviçre frangı?

       Önceki gece, Galatasaray maçının sona ermesiyle birlikte, televizyon kanalları Anadolu Ajansı'nın geçtiği son dakika haberlerini aktarmaya başlıyor. Galatasaray finale yükseldiği için UEFA'dan 3 milyon 300 İsviçre frangı prim almaya hak kazanmış...
       Şampiyon olursa 400 bin İsviçre frangı daha alacakmış.
       Aynı haber ertesi gün de gazetelerde yer alıyor.. Çoğunda bu kadar frangın ne kadar TL ettiği belirtilmiyor. Dolar olsa şıp diye rakamı çıkarırız! Ama frank hesabını şimdilik kafadan yapamıyoruz. Ve merak ediyoruz... Kendi parasını kayda değer bulmayan, başka ulusların para birimleriyle konuşan kafalar, bir holigan Türk parasına hakaret edince neden ortalığı ayağa kaldırır?..
       (Not: 1 Frank = 358 bin TL)

       Dünyanın en zor şeyi başkalarının düşünmeden söylediklerini düşünerek söyleyebilmektir.
       ALAIN

Bravo beyefendi

       TBMM Başkanlık Divanı toplanıyor ve karar alıyor:
       - Eski Meclis başkanlarına birer özel otomobil ve şoför tahsis edilmesi...
       Karar 12 Nisan 2000 tarihli bir yazıyla eski başkanlara bildiriliyor.
       Yazıyı alan eski başkanlardan Necmettin Karaduman şu yanıtı yazıyor:
       "Başkanlık Divanı'nın bu kararını teşekkürle karşılamakla beraber ülkemizin bugünkü koşullarında israfa yol açacak böyle bir uygulamayı uygun görmemekteyim. Bu nedenle önerilen aracı kabul edemeyeceğimi belirtmek isterim. Saygılarımla..."
       Türkiye'nin onca meselesini bir yana bırakıp "Kendimize devlet kesesinden daha ne yontarız?" hevesleri peşinde olanlara anlamlı bir ders vermiş Sayın Karaduman... Bu asil davranışın TBMM'de bir yankısı olmayacaksa da... Halk katında değeri olacaktır. Kutluyoruz kendisini.

Şık bir deyim

       Sevgili Ebru Çoker Galatasaray'a yeni bir ad yakıştırmış:
       "Hagi Gölü Balesi"


Yazara E-Posta: m.asik@milliyet.com.tr