Erdem, ya da eski dille söylersek
"fazilet" nedir?
- Zor durumda olana karşılık beklemeden iyilik yapmak, diyor
Voltaire...
Ve ekliyor:
- Bir insan tek başına kaldığında onun iyi ya da kötü olması söz konusu değildir. O insan belki zararsız olabilir ama bunu yeterli saymak ne akla ne erdeme uygun değildir...
Soruluyor:
- İnzivaya çekilerek yaşamış, kilise tarafından kutsanmış Aziz Pavlus erdemli değil midir?
- Hayır... Kişinin dinsel inançları ve ibadeti kendini ilgilendirir. Gerçek erdem insanları sevmek ve karşılıksız iyilik yapmaktır...
***
Günümüzde sevgi sözcüğü pek sık kullanılır oldu. İnsanları seviniz... İnsanlara onları sevdiğinizi söyleyiniz... Sevgi herşeyin temelidir... vb...
İnsanlara sevginin önemini anımsatmak iyidir... Ancak sevgi yalnızca lafla olmaz... Eğer olsaydı en sevgi dolu insanlar radyo DJ'leri olurdu... Çünkü iki sözün biri:
- Sizi çok seviyoruuuuz, diyorlar dinleyenlerine...
Peki başka? O kadar işte...
Sevgi emektir.. Sevgi çaba içerir...
Kemal Atatürk ne yanındakilere, ne halkına durup durup
"Sizi çok seviyorum" demezdi... Bayan
Curie, Edison veya
Pasteur de herhalde bu sözcüğü pek sık telaffuz etmediler. Öte yanda
Hitler sevgilisi
Eva Braun'a mutlaka sık sık:
- İch liebe dich, yani
"seni seviyorum" demekteydi...
Atatürk sevgisiz,
Hitler sevgi dolu muydu?
Sevgi görevdir... Sorumluluktur... Sevgi başkalarına birşeyler vermektir.
Sevgiyi laftan öte, tavırla göstermek esastır...
Genetik bakış!
İnsan gen haritasını
"yüzde 98" oranında çözen bilim adamlarının hala çözemediği mesele... Niçin erkeklerin istediği şey, kadınların istediği şey değildir?..
Dr.
Dean Hammer genetik şifreler üzerinde çalışan ABD'li bir bilimadamı.. Kadın ve erkek ruhunu farklılaştıran genetik sırrı o da çözememiş.. Ama sırrın kendisini herkesin anlayabileceği bir dille hikaye etmeyi başarmış..
Peter Copeland ile birlikte kaleme aldığı
"Genlerimizle Yaşamak" adlı enfes kitapta (Evrim Yayınları), kadın ve erkek davranışları arasında
"yetiştirilme tarzı" ve kültürel oluşumla açıklanamayacak farklılıklar olduğunu, bunun büyük ölçüde genetik şifrelerle ilgili olduğunu anlatıyor... Birkaç küçük paragrafı dikkatlere sunalım:
...Erkek stratejisi, birçok farklı partnerle, mümkün olduğunca çok cinsel birliktelikte bulunmaktır. Kadınlar için ise seçici olmak ve sadece çocuklarına dayanak olacak bir erkekle seks yapmaktır. Genç erkekler partner arayışındayken kadınlar ilişki konusunda daha fazla endişelenir,
"Bay Doğru"yu bulma ve evlenme amaçlı romantik
"iş" ile ilgilenir. İlgi çekici biçimde homoseksüeller bile cinsiyet farklılığından kaynaklanan bu özelliği (erkek veya kadın oluşlarına göre) aynen gösterirler. (..) Bir erkek barda, ırmak kenarında veya bir Meksika köyü meydanında gezinirken genç, güzel ve diri vücutlar, leziz dudaklar, şehvetli göğüsler arar. Playboy fantezisi sanmayın bu lafı.. Dr.
Davit Buss ve meslektaşları, bunun 37 farklı toplum için geçerli olduğunu ispatladı. ABD'de erkekler kendilerinden ortalama 3 yaş genç olan kadınlar ararlar. Kadınlar ise
Cher gibi istisnalara rağmen tam aksini tercih eder. 37 ayrı kültürün hepsinde; İran'da, Fransız Kanadalılar arasında, hatta Tiwi kabilesinde, kadınların kendilerinden daha yaşlı erkeklere arzu duydukları görüldü. Bu, kadının bir erkekte aradığı şeyin, yaşla birlikte biriken nezaket ve mali olanak olduğu teorisinin ispatıdır. Bir kız evlat, parasal olarak
"iyi" bir aileden gelen erkekle evlenirse bunda bir anormallik görülmez. Fakat erkek bir kadının parasının peşinden giderse
"jigolo" denir. (..) Kadının genleri ona, bir çocuğu yetiştirecek mali olanaklara sahip bir erkek seçmesini söyler...
Temmuz hüzünleri
Temmuz ayı iki acı kaybı anımsatır bizlere...
Soylu devlet adamı
Hasan Esat Işık'ı 11 yıl önce 2 Temmuz'da kaybetmiştik. Yazar
Teoman Erel arkadaşımızı 6 Temmuz'da...
Büyük Devlet Adamı
Işık'ın adı hala ona yakışır bir yere verilmedi.
Teoman Erel'in adı ise Çankaya Belediyesi tarafından Çankaya Oran yolundaki Sancak Mahallesi'nde düzenlenen bir parka veriliyor.
Parkın açılışı 4 Temmuz'da saat 11'de yapılacak. Tüm sevenleri davetli.
İki sevgili insanı saygıyla anıyoruz...
Usta ve çırak...
Olayı dün özetledik...
Tello Gönenç, geçenlerde
Ahmet Özal'ın evini soymuş... Çok geçmeden yakayı ele vermiş. Yüzleştirme sırasında
Ahmet Özal'ın elini öpüp özür dilemiş...
Ali Sirmen dün telefonda:
- El öpme hikayesini okuyunca rahmetli
Uğur'u anımsadım, dedi...
- Neden?
-
Uğur durduk yerde
"Hadi gidip Çetin Altan'
ın elini öpelim" derdi.
Nedeni sorulduğunda şöyle dermiş
Uğur Mumcu:
- Adettir... Genç pehlivanlar zaman zaman ustalarının elini öper...
Ahmet Özal evini soyan hırsızı affetmiş...
Ona affetmek değil aklamak denir...
Dr. Bekir Ceylan
Yazara E-Posta: m.asik@milliyet.com.tr
