Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Bir inek, bir beygir, bir eşek çiftlikte birikte yaşarken sıkıldılar, dağılıp insanların ne yaptıklarını öğrenmeye ve beş yıl sonra buluşmaya karar verdiler...
Beş yıl sonra buluşma yerine önce inek ile beygir geldi.
Ikisi de perişan bir halde, zayıflamış, dişleri dökülmüş, adeta çökmüşlerdi.
Beygir sordu: ‘Nedir bu halin kız inek?
İnek iç çekerek anlattı:
- Merhametsiz insanlar beni durmadan birbirlerine sattılar. Alan sütümü sağdı, alan sütümü sağdı, sonunda kesiyorlardı ellerinden zor kaçtım...
Sonra beygir anlattı:
- Benim de ağzıma bir demir parçası geçirdiler, ağzımı açamadım. Üzerime bindiler. O indi öbürü bindi, o indi öbürü bindi... Canımı zor kurtardım yav inek kardeş...
Ve uzaktan eşek gözüktü.
Eşek; ıslık çala çala, etrafa çifte ata ata geldi. Mutluydu.
Şişmanlamıştı, tüyleri parlıyordu... Üzerinde lacivert takım elbise vardı...
Öyküsünü anlattı:
- Bir memlekete vardım, birisi bağırdıkça insanlar onu alkışlıyordu. Ben de yüksekçe bir yere çıkıp anırdım. Duyan benim yanıma koştu, duyan koştu...
- Sonra?...
- Sonra beni başkan seçtiler...
- Sonra ne yaptın?
- Bir şey yapmama gerek kalmıyordu, ben bağırdıkça onlar ‘Memleket seninle gurur duyuyor’ diye alkışlıyordu. Önüme ziyafet sofraları kurdular. Yedim bağırdım, yedim bağırdım...
- Pekiii... Senin eşek olduğunu anlamadılar mı?..
Eşek yanıtladı:
- Çoğunluk anlamayacak şekilde eğitilmişti. Bir kısmı anladı ama diğerlerine anlatamadı...

Haberin Devamı

Türkiye’yi ziyaret eden Amerikalı bir gazeteci, “Ankara’da kendimi AB adayı bir ülkede değil, Kahire’de hissettim” demiş.
Biz de ona kahroluyoruz ya zaten...
Haldun Ertem

Nikâh
Yeğenim, Radikal ekonomi yazarı Esin Çetinel dün Ayhan Özbek ile evlendi. Kendilerine uzun ömür ve mutlu bir yaşam diliyoruz...
Nikâh dün saat 13:00’te Kadıköy Evlendirme Dairesi’ndeydi... Kadıköy’de miting varmış. Gereken uyarılar yapılmadığı için trafik her yanda kilitlenmişti. Biz eşimle nikâha yarı yolu yürüyerek ancak yetişebildik. Sezen yengem, Aziz ve Saim dayılarım, diğer yeğenim Figen nikâh dairesine 20 dakika ötede oturuyorlar. Bir saat kala yola çıkmışlar. Nikâha yetişemediler. Nikâh memurundan nikâhı geciktirmesini istedik. Ancak 20 dakika geciktirebildi. Çünkü sırada başka nikâhlar vardı. Yengem ve dayılarım salona ancak nikâh bittikten sonra girebildiler. Yıllardır kızlarının evleneceği günü beklemiş olan yaşlı başlı insanlar onu nikâh masasında imza atarken göremediler. Şans mı diyelim.. Şehir olmaktan çıkmış bir şehrin ve yöneticilerinin insanlara oyunu mu?

Haberin Devamı

İnsan dünyaya bir defa gelir.
Adam gibi yaşarsa bir defa gelmek yeterlidir.
Joe E. Lewis

Özür
Efendim Türkiye Ermeni soykırımını tanıyıverse, özür dileyiverse ne olur?
Özür dilemek erdemdir. Büyüklüktür.
Biz bu büyüklüğü gösterirsek ne kaybederiz?
Ermeni diyasporasının tavladığı özürcü aydınlar bu havadalar.
Şimdi de... Pan Armenian web
sitesinde 28 Mart 2007 tarihinde
yayımlanmış olan Avrupa Ermeni
Federasyonu Başkanı Hilda
Çoboyan’ın sözlerini birlikte okuyalım:
- Türkiye soykırımı tanırsa artık devlet olarak
hayatını sürdüremeyecektir. Bütün dünya, Türkiye’ye soykırım suçu
işlemiş ve Ermenistan başta olmak üzere komşularına karşı tehdit oluşturan bir ülke olarak bakacaktır. Mevcut Türk yöneticilerinin 20. yüzyılın başında cereyan etmiş olan olaylarla ilişkilendirilemeyeceği, tarihi olayların tarihçilere bırakılması
gerektiği konuşuluyor. Bu yanlış bir bakış açısı...
Modern Türkiye’nin Osmanlı İmparatorluğu’nun devamı olduğu, Cumhuriyet’in kurucusu Kemal Atatürk’ün Ermeni milletinin dışarı atılmasından sorumlu olduğu biliniyor...

Haberin Devamı

Gökçek’e yakıştı!
Günün adamı Melih Gökçek, geçen cuma günü düzenlediği basın toplantısında envai çeşit iddiada bulundu... Biri de şuydu..
Efendim Aydın Doğan, bir süre önce Ankara’da gruba bağlı gazete ve televizyon temsilcileriyle yemek yemiş... Yemek sırasında Çankaya Belediye Başkanı Muzaffer Eryılmaz’ın, ‘Yamyamlara para yetiştiremiyorum’, lafını hatırlatarak, grubun medya temsilcilerine:
- Bunun üzerine gitmediniz. Melih Gökçek aynı şeyi yapsaydı manşetten indirmezdiniz, diye sitemde bulunmuş...
Bunun üzerine Milliyet Temsilcisi Fikret Bila, söz almış:
- Elimizde bir tek kale kaldı... Çankaya’ya da yüklenelim, orayı da mı kaybedelim?
diye cevap vermiş...
Arkadaşımız Fikret Bila, Melih Gökçek’in basın toplantısında böyle bir iddiada bulunduğunu öğrenince hemen telefona sarıldı, kendisini aradı. Aydın Doğan ile arasında böyle... Hatta dolaylı da olsa bu anlama gelebilecek türden bir konuşmanın kesinlikle geçmediğini söyledikten sonra sitemini dile getirdi.
- Bu iddiayı ileri sürmeden önce keşke beni arayıp bir sorsaydınız Sayın Gökçek, dedi.
Gökçek’in bu siteme yanıtı ne mi oldu?
- Gazeteciler de muhataplarına sormadan bir sürü şeyler yazıyorlar. Aynı şeyi bir defacık da ben yapmışım, n’olmuş ki yani?
Başkenti bu ciddiyet düzeyi yönetiyor işte...