Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Demokrasilerde muhalefet partisi yaptığı görev yüzünden eleştirilmez. Ama beklenen verimliliği göstermiyorsa pekâlâ eleştirilir...
Konumuz anlaşıldığı gibi yine CHP. Genel Başkanı Kılıçdaroğlu diyor ki:
- Bana 4 yıl verin, başarılı olamazsam 4 yıl sonra emaneti geri alın...
Demokrasilerde böyle talep olmaz...
Parti lideri iktidara geldiği takdirde neler yapacağını anlatır... Halk ikna olursa ona 4 değil, 40 yıl avans da verir...
Kılıçdaroğlu istediği 4 yılda neyi nasıl yapacak? Halk bu sorunun cevabını bekler...
Efendim iktidara gelirsek sosyal yardımları iki katına çıkaracağız...
İstanbul’da adam başına yıllık gelir 35 bin dolar olacak...
Güzel vaatler bunlar... İyi de kaynağı nereden bulacaksınız.
Vaatlere muhatap olan kitleler bunu da bilmek ister...
CHP ne yapmalı diye sık sık soruluyor... İşe yurt çapında mini kurultaylarla başlanmalı... Halkın ve sivil toplum kuruluşlarının görüşü alınmalı. Daha sonra uzun sürecek bir büyük kurultayda bir iktidar programı hazırlanmalı... Parti kadroları bu programı özümsemeli.. Benimsemeli... Program halka anlatılmalı, ikna edilmeli.
Bu arada parti içi demokrasiye aykırı uygulamalara son verilmeli.
İktidar yürüyüşü böyle başlar. Bu hazırlıklar yapmazsanız iktidara yine gelirsiniz belki... Ama orada 4 yıl değil, 4 ay bile tutunamayabilirsiniz.

Haberin Devamı

Yakar koltuk

Kuralcılığa devam!

Arkadaşımız, İzmir Milletvekili Mustafa Balbay geçen gün Foça Açık Cezaevi’nde 4 aylık cezasını çekmekte olan Prof. Rennan Pekünlü’yü ziyaret etti, gözlem ve izlenimlerini köşesinde yazdı. Yazmadıklarını da dün bize anlattı.
“Rennan Hoca, Anayasa, yasa ve kuralları savunduğu için cezaevine atıldı. Ama öyle anlaşılıyor ki bu yüzden cezaevine gönderilmesi onu hiç etkilememiş. Şimdi de cezaevinde, ucu kendisine dokunsa bile kuralcılığını koruyor, ayrıcalık ve torpil asla kabul etmiyor. Örneğin, ziyaret günleri, görüşme saat ve süreleri belli. En yakını bile olsanız, en uzak yerden bile gelseniz hocaya o kuralı çiğnetemiyorsunuz. Kuralcılığını birlikte yattığı cezaevi arkadaşlarına da kısa sürede kabul ettirmiş, onlar da hocayla cezaevi kuralları dahilinde görüşüp sohbet edebiliyorlar. Görüşmemizde kendisine, ‘Yahu Hocam, kuralcılığın yüzünden hapse atıldın, hâlâ kuralcısın’ diye takıldım, karşılıklı gülüştük. Ha, hoca bilimsel çalışmalarını da aynen sürdürüyor. Uzaybilim terim ve kavramlarının öz Türkçeleri bulup bunu kitaba dönüştürecek.”

Haberin Devamı

TEZEL

Sosyal güvenlik uzmanı yazar Ali Tezel, Habertürk gazetesinde vatandaşı sosyal hakları konsunda aydınlatıyordu. İşten atıldı. Durumu Twitter’dan şöyle ilan etti:
“Habertürk beni Facebook ve Twitter’daki paylaşımlarım için işten attı... Sus dediler gerçekleri söyleme dediler ama dayanamadım.”
Ne diyormuş Twitter’da diye bir göz attık mesajlarına....
Mesela:
“Bu ülkede namuslu dürüst ve ahlaklı olanlar için yeni bir partiye ihtiyaç var” gibi mesajlar atmış...
Medya öyle bir yere geldi ki... Maaş aldığın yerde ifade özgürlüğünü kısıtladıkları gibi seni başka ifade alanlarında da susmaya mahkûm ediyorlar. Üstelik, işten atılınca başkası da seni işe almaya korkuyor. Sanki Nazı Almanyası...

Haberin Devamı

Bedelli askerlik çıktı! Alavere, dalavere para bulamayan Mehmet nöbete!
Akif Kökçe

GEZİCİ

Artık adaletin son kalesi sayılan Anayasa Mahkemesi “İstanbul Askeri Casusluk, Fuhuş ve Şantaj” davasını aylardır karara bağlamadı.
Davanın görüşülmesi için Anayasa Mahkemesi’ne 6 Ocak 2014 tarihinde başvurulmuş.
Aradan geçen 11 ayda Anayasa Mahkemesi üyeleri...
(04.04.2014 Bosna Hersek)
(08.05.2014 Pakistan)
(22.05.2014 Avusturya)
(12.06.2014 Karadağ)
(12.09.2014 Moldova)
(19.09.2014 KKTC)
(23.09.2014 Makedonya)
(03.10.2014 Güney Kore)
(04.11.2014 Ermenistan) ziyaretlerini yapmışlar.
Üyeler üzerinde “Gezi yükü” epey fazla...
Askeri casusluk davasına galiba biraz da o yüzden sıra gelmiyor.