Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Kendisini “Eski CHP’li” olarak tanıtan okurumuz, “Şu günlerde özür dilemek moda ya, ben de Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu’ndan özür diliyorum” dedi telefonda. Özürün konusu mu? Anlattı:
- Efendim, pek çok kişi gibi ben de Genel Başkanımızı gündem yaratamamakla... Tayyip Erdoğan’ın yarattığı gündemin peşine takılıp sürüklenmekle eleştiriyordum. Artık eleştirmeyeceğim. Çünkü nihayet biz de gündem yarattık ve Tayyip Erdoğan günlerdir bizim yarattığımız gündemin peşine takılmış gidiyor.
- Nedir o?
- Tabii ki Dersim olayı. Genel Başkanımızın özel ısrarla milletvekili yaptığı Hüseyin Aygün öyle bir gündem yarattı ki o kadar olur. Kemal Bey, Aygün’ü hiç kuşku yok Dersim’i gündeme getirmesi için Meclis’e taşımıştı. O da görevini bilhakkın yaptı...
* * *
Atatürk diktatör mü değil mi diye ufaktan başlayan tartışmaların yerini aniden Dersim aldı. Şimdi Dersim üzerinden Atatürk ve Cumhuriyet tarihi yargılanıyor.
Başbakan Erdoğan ile Kemal Kılıçdaroğlu karşılıklı birbirini suçluyor sanılırken iki lider mükemmel bir uyum sergilemeye başladılar...
Erdoğan devlet adına özür diledi...
Kılıçdaroğlu, “Özür yetmez sürgüne gönderilenlerin toprakları da iade edilmelidir” diyerek öneriyi tamamladı...
Ve hemen ekranlarda ve sütunlarda malum konu gündeme geldi:
- Devlet Ermenilerden de özür dilemelidir...
Kılıçdaroğlu’nun “toprak iadesi” önerisi üzerine de Onur Öymen anımsattı:
- Bu durumda Ermeni diasporası da toprak talebini gündeme getirecektir...
Ayaküstü kurnazlıkların yarına dönük zararlarını hesap etmek bu kadar mı zor?

Haberin Devamı

Vahdettin Havalimanı
Bütün sorunları çözümledik sıra havalimanına geldi. Dersim’i bombaladığı gerekçesiyle Sabiha Gökçen’in adının havalimanından kaldırılması gündemde.
AKP’nin asabi çocuğu Mehmet Metiner önce davrandı, havalimanı için Turgut Özal ve Muhsin Yazıcıoğlu isimlerini önerdi. Ancak Başbakan’a yaranayım derken tersi oldu... Erdoğan grup toplantısında Metiner’i:
- Sen bu işlere daha fazla girme, diye fırçalayıp susturdu.
Peşinden yazar Cengiz Çandar şu parlak öneriyi yaptı:
“Dersim katliamındaki rolüyle ‘kötü simge’ olan Sabiha Gökçen adı, İstanbul’daki havaalanının önünden kaldırılmalı, havaalanına Hrant Dink’in adı verilmelidir...”
İyi fikir... Olmadı havalimanına Cengiz Çandar’ın adı verilmelidir!
Alanla ilgili son öneri BDP’den geldi. Sırrı Sakık havalimanına, Dersim isyan lideri Seyit Rıza’nın adının verilmesini önerdi. Dikkat edilirse sürekli olarak Atatürk’ün çevresi topa tutuluyor. Yakında sıra Mustafa Kemal’e de gelecek... Bir okurumuz öneride bulunuyor:
- Atatürk Havalimanı’nın adı Vahdettin Havalimanı olarak değiştirilmelidir.
Bu öneri üzerinde de düşünülmelidir!

Haberin Devamı

Tarım sınavı
Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu’nun 19 Kasım 2011 tarihinde Ankara’da yapılan Uzman ve Destek Personel Alımı Seçme Sınavı’nda adaylara Saat 9:30’da salonda “Hazır olun” deniyor... Buna rağmen sınav 3 ayrı saatte 11:15, 11:30 ve 12’de ayrı saatlerde yapılıyor.
Milletvekili Muharrem Işık bu rezaletin sebebini soruyor... Her sınav ayrı rezalet artık. Ve kimse hesap vermiyor. Bakalım Işık yanıt alabilecek mi?

Haberin Devamı

ÖZÜR...
Başbakan Erdoğan kürsüden bazı kâğıtlar gösteriyor.. Bunların tarihi belge olduğunu söylüyor. Kendisi okuyor. Dersim’de bir “katliam” olduğuna karar veriyor. Ve açıklıyor:
“Dersim için devlet adına özür diliyorum...”
Böyle bir şey olabilir mi? Olur da şöyle olur: TBMM’de bir komisyon kurulur. Arşivler açılır. Tarihçiler toplanır. Dersim araştırılır. Ortaya çıkan gerçeklerin ışığında bir özür söz konusu olabilir. Onu da devlet adına Cumhurbaşkanı yapabilir. Başbakan böyle bir konuyu kendi başına karara bağlayıp özür dileyebilir mi?
İkincisi... Olay özür dilemekle bitmez. Eğer özür dileyecek bir şey varsa, hak iadesi gibi uygulamalar da gündeme gelir. Bunlar ciddi konular...

Başbakan, 1935’teki Dersim olayı için devlet adına özür diledi...
Bakalım ilerde bugünkü hukuk cinayetlerinden dolayı hangi başbakan devlet adına özür dileyecek...
Haldun Ertem

AST - ÜST
Cumhurbaşkanı Gül’ün Londra’da İngiliz Başbakanı Cameron’u ofisinde ziyaret etmesi dikkat çekmiş. Emekli diplomat CHP İstanbul Milletvekili Osman Korutürk dedi ki:
“Bizde ve dünyada kural makamca altta olanın üstte olanı ziyaret etmesidir. Cumhurbaşkanı Gül, Başbakan’ın ofisine gitmek yerine onu Büyükelçilik ya da gecelediği mekânda kabul etmeliydi...”

Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, “Bankalar işlem ücretinde insaflı olsun” demiş.
İnsaf çağrılarıyla bankaların insafa geldiği nerede görülmüş ki!
Fahrettin Fidan

ŞİŞLİ
Şişli Belediyesi CHP’li Meclis Üyesi ve Çevre Platformu Sözcüsü Dursun Çaltı, Başbakan Erdoğan’a bir mektup yazarak bunu Cumhuriyet’te ilan olarak yayımlattı... Çaltı mektubunda özetle diyor ki:
“Mecidiyeköy’de Başbakanlığa bağlı TOKİ’nin maliki bulunduğu Ali Sami Yen Stadı ve Likör Fabrikası’nın bulunduğu 60.000 metrekarelik arazide gökdelen inşa etme çabası inatla yürütülüyor.
Bu uygulama başlarsa, beklenen İstanbul depreminde, Avrupa yakası toplanma merkezi ve çadır kuracağımız bu denli büyük bir başka arazi de kalmayacak.
Kurtulsak da öleceğiz yani...
Lütfen, TOKİ’ye talimat verin... Gökdelenlerden vazgeçsin. Bölge yeşil alan ve depremde toplanma üssü olarak kalsın.”