Metin Uyar

Metin Uyar

metin.uyar@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

1 Ekim Dünya Yaşlılar Günü nedeniyle yaşlılığı gündemimize aldık. Aslında dünyada bu konu gündemden hiç düşmüyor. Çünkü doğuşta beklenen yaşam süresinin hızla artmasıyla, toplumlarda yaşlı nüfus oranı tahminlerin çok üzerinde artıyor. Yaşlılık beraberinde getirdiği hastalıklarla ciddi bir sosyal ve ekonomik yüke sebep olduğu için politika geliştiriciler konuyu nasıl yönetecekleri üzerine stratejiler geliştiriyor. İleri yaşlarda daha sağlıklı, kaliteli ve mutlu yaşamın sırrı üzerine araştırmalar da hız kesmeden devam ediyor.

Haberin Devamı

“Artık biyolojik yaşı esas alıyoruz”

Sosyal hayata karışmalı

Dünya Sağlık Örgütü’ne göre 65 yaşın üzerindeki herkes yaşlı olarak değerlendiriliyor. 65-74 arası yaşlılığın gençlik dönemi, 75-84 arasına yaşlılığın orta yaşlılık dönemi, 85’in üzeri ise ileri yaşlılık dönemi olarak sınıflandırılıyor. İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Geriatri Bilim Dalı’ndan Prof.Dr. Mehmet Akif Karan “Şu anda Türkiye’de yaşlıların nüfustaki oranı yüzde 8’in üzerine çıktı. Bu rakam önemli çünkü bir toplumda yüzde 7’nin altında yaşlı varsa o topluma genç nüfusu var deniliyor. Türkiye genç nüfustan çıktı, orta yaşlı bir nüfusa geçti” diyor.

İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Geriatri Bilim Dalı’ndan Prof. Dr. Ülev Deniz Erdinçler toplumumuzda yaşlılara saygı gösterildiğini ancak bu iyi niyetin yaşlıları hareketsizliğe iterek olumsuz sonuçlar doğurabildiğini anlatıyor. Erdinçler “Yaşlı da kalkıp suyunu kendi almalı, evde temizliğini, yemeğini, dışarıda alışverişini yapmalı” diyor ve yaşlıların hareket etmeleri ve sosyal hayata karışmaları için teşvik edilmesi gerektiğini anlatıyor. Her iki uzman da sudoku çözmek gibi zihinsel egzersizlerin, sosyalleşmenin, üretkenliğin daha sağlıklı ve kaliteli bir yaşlılığın kapılarını araladığını vurguluyor.

Protein ihtiyacı artıyor

Prof. Erdinçler bu dönemde kas kaybını önleyebilmek için yaşlılara proteinden zengin bir diyetle kendi vücut ağırlıklarını kullanarak yapacakları direnç egzersizleri önerdiklerini vurguluyor. Prof. Karan doktor kontrolünde yaşlıların ihtiyacına bakılarak D vitamini ve kalsiyum takviyesinin gerekli olduğunu anlatıyor. Prof. Erdinçler ise ek olarak yaşlılık döneminde B12 vitamininde eksilmeyle sık karşılaşıldığını söylüyor.

Haberin Devamı

“Yaşlılar için yaşam merkeerzli kurulmalı”

Prof. Erdinçler “Nasıl çocuklar için parklar yapılıyorsa, her mahallede yaşlılar için de yaşam merkezleri olmalı. Bu merkezlerde yaşlılar birbirleriyle sohbet etmeli, tavla ve satranç gibi oyunlar oynamalı, birlikte egzersiz yapmalı, korolara katılmalı” diyor. Prof. Karan da “Yaşlıların kültürel veya turistik gezilere çıkmaları, sosyal sorumluluk projelerine katkı vermeleri sağlanırsa başkalarına bağımlı yaşama oranları azalır” diyor.

“Geçmişe kıyasla kendimi daha güzel buluyorum”

Öneriler kadar iyi örnekler de motive edici oluyor. Bu nedenle 73 yaşında sağlıklı, fit ve güzel görünümüyle sağlıklı yaş almanın rol modellerinden olan Nebahat Çehre’ye ulaştım. İyi yaş almanın püf noktalarını sorduğumda sağlıklı beslenmenin olmazsa olmazı olduğunu anlatıyor Çehre. Mevsimine göre meyvesini, sebzesini, balığını yediğini söylüyor. Biz konuşurken de evinde turşu kuruyordu. Çehre “Asla katı bir diyet yapmıyorum. Hatta bazen çıldırıyorum dondurmalar, tatlılar da yiyorum ama ideal kilomun iki kilodan fazla üzerine hiç çıkmıyorum. İki kilo sınırı koyunca ideal kiloyu korumak daha kolay oluyor” diye de ekliyor. Sağlıklı yaş almanın bir diğer püf noktasının ise hayata güzel bakmaktan ve sosyallikten geçtiğini anlatıyor. “Arkadaşlarım psikologlarım gibidir. Birlikte sinemaya gideriz, sosyal sorumluluk projelerine katkı sağlarız. Sevilmek, aranmak yalnız hissetmemi engelliyor ve dinç tutuyor” diyor.

Haberin Devamı

45 dakika egzersiz

Her sabah 45 dakika egzersiz ardından da mutlaka kahvaltısını yaptığını, imkan buldukça da açık havada yürüdüğünü söylüyor. Çehre yaşı sınır olarak görmediğini hatta yaş almanın güzel bir şey olduğunu söylüyor. “Her yaşın tadını çıkarmak lazım. Yaşım geçti onu giymem dememeli. Gülünç olmadığı sürece her şey giyilebilir” diyor. Hatta 15 yaşında Türkiye Güzeli seçilen Çehre “Geçmişe kıyasla kendimi daha güzel buluyorum. Çünkü artık güzelliğin yanında yaşla gelen doluluk var” diye de ekliyor. Güzelliğinin sırrını sorduğumda ise “Hiç cilt bakımı yaptırmadım ama kalkınca yüzümü yıkarım, durulamam. Toniğimi nemlendiricimi sürerim. Bir de stresten mümkün olduğunca kaçmaya çalışıyorum” diyor.