Metin Uyar

Metin Uyar

metin.uyar@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Yazar Ayşe Erbulak ve aktör eşi Özden Özgürdal geçtiğimiz ağustos ayında fazla kilolarından kurtulmaya karar verdiler. O günden sonra da ne diyeti ne de sporu hayatlarından eksik ettiler

Geçtiğimiz pazar günü Milliyet Cadde’de Eda Üstün’ün yerli Agatha Christie olarak anılan Ayşe Erbulak’la röportajını okudum. Erbulak röportajda, 14 kilo verdiğini de söylüyordu. Hemen Erbulak’ı aradım, “Nasıl gitti bu kilolar?” diye. Meğer eşiyle geçtiğimiz ağustosta yaşam tarzlarını değiştirmeye karar vermişler. O günden beri de ne diyeti ne de sporu hayatlarından eksik etmişler. Sonuç ise istedikleri gibi olmuş. Ayşe Erbulak dört ayda 14 kilo vermiş, aktör eşi Özden Özgürdal ise 12.5 kilodan kurtulmuş. Ünlü çiftle bu kilo verme sürecini konuştuk.

-Sizi diyete başlatan asıl itici faktör ne oldu?

Ayşe Erbulak:Bu benim 348 bininci falan diyetim. Bugüne kadar hep diyet yaptım. Bunun farkı şu; ilk defa gerçekten yaşam tarzımı değiştirmeyi istedim. Çünkü annemlerin Ayvalık’taki iki katlı evinde merdivenleri çıkarken ciddi şekilde tıkandım ve o bir kat merdiveni bile çıkamadım.

Özden Özgürdal:Benim için bu bir yüzleşme. Ne kadar kaçmak isteseniz de yaptığımız işin gereği kamera bunu çok net yüzümüze vuruyor. Tek başıma bu mücadeleye girsem, büyük ihtimalle başarılı olamazdım, çabuk vazgeçerdim. Ayşe’yle birlikte yol alınca güçlendik.

“Keyifli bir oyuna dönüştürdük”

Ayşe Erbulak eski hali için “Üçüncü derece obezdim ve bunun hiç farkında değildim” diyor. Özden Özgürdal ise başarılarının sırrını şöyle açıklıyor: “Biz buna bir proje olarak baktık. Böyle bakınca disiplin ve düzen bizim için olmazsa olmaz oldu.”
“Kendimizden geçmiş bir şekilde yiyorduk”

-Öncesinde obez miydiniz?

Ayşe E.: Üçüncü derece obezdim ve bunun hiç farkında değildim. Şu an fotoğraflardaki o halime bakınca inanamıyorum. Kıtlıktan çıkmış gibi, kendimizden geçmiş bir şekilde yiyorduk.

Özden Ö.: Yürürken veya yüzerken tıkanıyorduk. Çekimde kostümü giyerken o kostüm bir türlü üzerime oturmuyordu. Ayrıca şekerim ve tansiyonum ciddi bir şekilde yükselmişti. Kesin olarak bu duruma dur deme kararını aldık.

-Kararı herkes alıyor da sürdürmek zor; onu nasıl başardınız?

Özden Ö.: Biz buna bir proje olarak baktık. Böyle bakınca disiplin ve düzen olmazsa olmazımız oldu.

Ayşe E.: Yavaş ve kalıcı kilo vermeyi hedefledik. Yaşam şeklimizi değiştirmeye karar verdik.

-Yaşam tarzınızı nasıl değiştirdiniz?

Ayşe E.: Biz zaten erken yatan, erken kalkan, çok gece hayatı olmayan insanlarız. Bunlarda sorun yoktu. Biz yeme alışkanlıklarımızı değiştirdik ve hayatımıza sporu alışkanlık olarak ekledik.

-Diyetisyenden destek aldınız mı?

Ayşe E.: Tabii, diyetisyenimiz üç ana, dört de ara öğün verdi. İlk öğünümüz sabah kalkar kalkmaz başlıyor. İki kuru hurma veya ceviz yiyor, hemen üzerine de bir bardak ılık su içiyoruz. 9.00 gibi kahvaltı ediyoruz. 10.30 gibi de bir porsiyon meyve yanında badem veya cevizden oluşan ara öğünümüz oluyor.

Özden Ö.: 12.30-13.00 arasında öğle yemeğimizi yiyoruz. Öğlen öğününde protein kaynağı olarak bir et yemeği veya baklagil, yanında salata ve çorbamız oluyor. 15.30-16.00 arasında da yoğurt, iki kepekli galeta veya tosttan biri ile bir bitki çayından oluşan ara öğünümüz oluyor.

-Akşam neler yiyorsunuz?

Ayşe E.: 19.00-19.30 arasında bir sebze yemeği, bir dilim tam buğday ekmeği, salata ve beyaz peynir yiyoruz. Onları bruschetta gibi hazırlıyorum kendime. 21.30-22.00 arasında ise son öğünümüzü yiyoruz. Yaban mersini gibi bir meyve, lor peyniri ve galetadan oluşuyor. Onu da cheesecake gibi hazırlıyorum. Son öğünü çok seviyorum, anlatırken bile ağzım sulanıyor.

-Haftada kaç gün spora vakit ayırıyorsunuz?

Ayşe E.: Haftada iki gün pilates reformer yapıyoruz. Bir gün de sahilde 50 dakika yürüyoruz. Yağmur, çamur, kar fark etmiyor. Sonunda ayakkabılarımızı çıkarıp çimene basıyoruz.

Özden Ö.: Biz bunu birlikte keyif aldığımız bir oyun haline dönüştürdüğümüz için de bu süreci avantaja çevirebildik. Eğlenerek motive oluyor, motive oldukça irademizi koruyor ve kilo veriyoruz

Ayşe E.: “Topuklu ayakkabı giyebilmeye başladım”

-Sürecin sonunda nasıl bir değişim hissettiniz?

Ayşe E.: Diyete başladığımda benim göbek bölgemde 15 kilo yağ vardı, şu anda 8 kilo var. Kollarım ve bacaklarımdaki yağların kasa dönüştüğünü görebiliyorum. 44 bedenden 36 bedene düştüm.

Özden Ö.: Ben “Kertenkele” dizisine başladığımdan bu yana 13’üncü bölümü bitirdim. İlk set günümde başlamıştık spor ve diyete. 56 beden takım elbiseyle başladım. Şu anda 52 bedene indim.

-Sosyal hayatta ne gibi değişimler oldu?

Ayşe E.: Biliyorsun kadınların ayakkabı merakı vardır ama ben topuklu ayakkabı giyemiyordum. Artık hep babet giymek zorunda değilim. Arada şık bir topuklu ayakkabı giyebiliyor olmak hoşuma gidiyor.

Ayşe E.: “Hoca günlük yaşantımıza uygun spor yaptırıyor”

-Diyetinizde yasak var mı?

Ayşe E.: Var ama kendimize bunu çekilmez bir diyet şekline dönüştürmüyoruz. Yasaklı bir yiyeceği canımız çekince hemen diyetisyenimize söylüyoruz. Onu yediğimizde diğer öğünlerden bazı azaltmalar yapıyoruz.

-Sporun da etkisi yadsınamaz değil mi?

Ayşe E.: Elbette spora biz diyetle aynı gün başladık. Eskiden spora başlasam da devam edemiyordum. Çünkü fıstık gibi vücudu olan bir spor hocasının arkasında yaptığı şahane hareketleri yapamıyordum. Yanında süper yapan insanlara da gıcık oluyordum. Bırakıp seyretmeye başlıyordum. Kadınların çoğunun da sporu bırakmasının sebebi budur.

-Peki bu sefer ne farklı oldu da spora devam edebildiniz?

Ayşe E.: Bu sefer bir hocayla özel çalışıyoruz. Bize günlük yaşantımıza uygun spor yaptırıyor.