İzmir’in ekabir takımı, yani her yerde sözü geçen insanlar...
İki ay içinde iki ‘turizm zirvesi’ yaptı.
Turizm Bakanı, yoğun programına rağmen ikisine de katılma nezaketini gösterdi.
Ne yazık ki ikisi de fiyasko oldu.
Bir arpa boyu yol alınamayan, somut hiçbir sonucun çıkmadığı bu iki organizasyon...
Aslında bir tek şeyi ortaya koydu.
İzmir’in nasıl bölündüğünü, nasıl kutuplaştığını.
* * *
O zaman, kamuoyunu bu ‘zırva’larla meşgul eden biz gazetecilere...
“Aranızdaki meseleleri halletmeden...
Önceliklerinizi iyi belirlemeden...
İyi hazırlanmadan...
Zirve-mirve yapmayın kardeşim” demek...
Anamızın ak sütü gibi helaldir.
Bu, aptallık değil de nedir?
Aydın ya Aydın...
Şurası, burnumuzun dibi.
Dağlık değil, taşlık değil.
Ovaya kurulu bir kent.
Yıl 2010, yağmur yağıyor, düzü sel alıyor!
Gencecik bir insan; üstelik de hamile.
Sulara kapılıp can veriyor.
Sonra, ortalığı velveleye veriyoruz.
Vay efendim kimdir bunun sorumlusu!
Kim olduğunun ne önemi var?
Her yerde, her zaman aynı. ok!
Yöneten de yönetilen de sorumsuz, kendini bilmez.
Böyle sürdükçe...
Yıl 3010 da olsa, bu memlekette ‘ortaçağ görüntüleri’ bitmez!
‘Aptallıktır’ bunun adı, başka birşey değil.
Özay Şendir
Özgür Özel, yandaş mı oldu?
26 Nisan 2024
Güneri Cıvaoğlu
Katar arabuluculuktan çekilirse…
26 Nisan 2024
Cem Kılıç
İklim değişikliği işte ‘büyük risk’
26 Nisan 2024
Didem Özel Tümer
Türkiye, NATO Genel Sekreter adaylarına ne söylüyor?
26 Nisan 2024
Abbas Güçlü
Atama, obezite ve boşvermişlik
26 Nisan 2024