Yazarlar MY - ABD - TC

MY - ABD - TC

10.12.1997 - 00:00 | Son Güncellenme:

MY - ABD - TC

MY - ABD - TC

Talat HALMAN

BAŞBAKAN Mesut Yılmaz (MY), Amerika Birleşik Devletleri'nde (ABD), gelecek hafta, Türkiye Cumhuriyeti (TC) için "hayati" önem taşıyan görüşmeler yapacak.
ABD için önemli, çünkü Irak'ta Saddam Hüseyin'e karşı tasarlanan herhangi bir hareket bakımından TC'nin işbirliği ve desteği - zorunlu olmasa bile - yararlı... Orta Asya / Rusya / Ortadoğu enerji kaynaklarının ABD çıkarları doğrultusunda kullanılması için Türkiye'den beklentiler var.
TC Washington'un ocağına düşmüş durumda. 1998'de ödememiz gereken borçların baskısından bizi belki ABD kurtarır diye umutlar içindeyiz. Dünya Bankası ve / veya IMF imdadımıza gelecekse ABD'nin yardımı olabilir bu yolda. Ya doğrudan doğruya Amerika'nın mali kurtarma hareketi? Kimbilir? Kıbrıs ve Kürt milliyetçiliği sorunlarında Washington'un isteklerini yumuşatmak mümkün olacak mı? İnsan hakları ihlallerimize yöneltilen itirazlar nasıl göğüslenecek? AB'ye tam üyeliğimiz için "Büyük Ağabeyimiz"den destek umutlarımız?
Bu dönemeçte MY ve Türk diplomasisi, ABD karşısında çetin bir sınav verecek. Washington'a niçin bu kadar bağlıyız? Büyük uluslararası sorunlarımızda niçin hep Amerikalılardan medet umuyoruz? Orası pek belli değil. Belki de elli yılın alışkanlığından kurtulamadık da ondan. Kıbrıs'ta herhangi bir çözüm için Amerika'ya tabi olmamız şart mı? Neden hep ricacı olarak gidiyoruz Washington'a, Clinton'a, Pentagon'a?
İktisadi bunalımlarımız yüzünden hep yardıma, mali desteğe, borca, krediye muhtacız da ondan.
Peki, böyle bir handikabı avantaja dönüştürmemiz mümkün değil mi? Kore'nin yaman sıkıntılar yaşarken ABD, IMF ve Dünya Bankası'ndan 55 milyar dolar sağlaması, bize niçin örnek olmuyor? (Bu miktarın 5 milyar dolarının doğrudan doğruya ABD tarafından verilecek olması ilginçtir.) Biz niçin Kore kadar olamıyoruz? Mısır, Polonya ve başka birkaç ülke, borçlarını ya tecil ya da iptal ettirdiler. Biz bunu bile sağlayamadık.
MY, haftaya ABD'den TC için bir şey elde edebilecek mi? Bugün, "İnsan Hakları Günü"... MY, ABD'ye gideceği için değil, TC kendi insanlarının haklarına saygı göstermekle görevli olduğu için, siyasal inançları, düşünceleri, yayınları yüzünden hapsedilmiş herkes serbest bırakılmalı, her türlü faşist yasaya son verilmeli... Başbakan, ABD'ye ve AB'ye göğsünü gere gere gidebilmeli. TC hep fakir ve faşist olmaktan kurtulmalı artık.

ABD üniversitelerinde Türk kürsüleri kurmak, devletimizin baş tacı ettiği bir politika oldu son yıllarda... Devlet ile özel sektör el ele verip bedeli 1.5 milyon ile 3 milyon dolar arasında değişen kürsüler yaratıyorlar. Üniversiteler memnun. Çünkü parayı bankaya yatırıyorlar, faizini kullanarak bir profesörün maaşını ödüyorlar. Üniversitenin ödemesi gereken maaş, böylelikle Türkiye'den sağlanmış oluyor. Ülkemizin parasını verimsiz ve yanlış harcamak böyle olur işte. Aynı paranın faizini Türkiye'ye ilişkin eğitim görecek öğrenciler, burs için kullanmak, kat kat yararlı olur. Her yıl, düzinelerle Türkiye uzmanı yetiştirilir, yayınlar, kültürel ve bilimsel etkinlikler yapılabilir. Düzinelerle yabancı öğrenci Türkiye'de okutulabilir. Gel gör ki, devlet bu kürsüleri ABD'de kurulmuş üsler gibi görüyor. Özel sektör de böylelikle Türkiye tanıtıldı, ün ve prestij kazandı sanıyor.
Bir de Los Angeles'ta fetih harekatı yaparak, oradaki California Üniversitesi'nde (UCLA) zafer kazanmaya kalkıştılar. Türk kürsüsü kurulması için devletimiz, 1 milyon dolar bağışta bulunmayı önerdi. Los Angeles, Türk düşmanlarıyla dolu. UCLA Ermenilerin Türkiye'ye yönelttiği kin kampanyasının üslerinden biri. Üniversitenin tarih bölümü, geçen cuma günü, 17 oya karşı 18 oyla, önerilen bağışı reddetti. Ve bütün bunlar olurken yine ABD basınında Türkiye aleyhinde yaman yayınlar yapıldı. TC kendi parasıyla rezil oldu!



Yazara Email T.Halman@milliyet.com.tr