Şirince’de hüzünlü bir gün

13 Ağustos 2020

Mülkiye mezunu, profes-yonel turist rehberi, turizm işletmecisi, koleksiyoner Ahmet Koçak arkadaşımızı genç yaşta kaybettik. Kendisiyle son olarak Kemeraltı Çarşısı’nda buluşup sohbet etmiş, arkasından yine Kemeraltı Çarşısı’yla ilgili bir etkinliğine katılmıştık. Diğer meslektaşları gibi araştırmayı seven, dostluğa önem veren bir insandı. İlgisini çeken konuları derinlemesine araştırır, sorduğu soruların yanıtlarını defterine not eder, turizme ve kent tarihine ilgi gösterirdi. Rehberliğinde Şirince’yi gezip, anlatacağı mübadele öykülerini dinleyecek, kafesinde hazırladığı dondurmalı irmik helvasını tadacaktım, ancak kısmet olmadı. Ahmet Koçak arkadaşımıza son görevimizi yapmak için Şirince’ye bu kez davetsiz olarak, turist rehberi-yazar Mehmet Gülümser’le gittik. Şirince’de ektiği ağaçları, hayata geçirdiği tesisleri gördüm. Manolis adlı kafesinin karşısındaki Merkez Camii’nin avlusunda Mülkiyeli, turist rehberi arkadaşlarıyla, sevenleriyle buluşup acımızı paylaştık...




Notları kitap olsun

Yokuşlu yolları, alaturka

Yazının Devamı

Çözüm bekleyen konular

6 Ağustos 2020

TCDD tarafından Konak Belediyesi’ne devredilen Kemer Tren İstasyonu’nun “Uyuşturucu Bağımlıları Tedavi Merkezi” olması haberini duyunca şaşırdım. İzmir-Aydın güzergâhında demiryolu taşımacılığına hizmet vermiş istasyonun tedavi merkezine dönüştürülmesi doğru bir seçim mi? Konuyla ilgili olarak Tepecikli (Yenişehir) dostlarıma düşüncelerini sordum, suratları asıldı haber hoşlarına gitmedi.





İsmi olumsuzluklarla anılan semtlerinde tedavi merkezi olması halinde “Tepecik’in yıllardır kanayan yarasının daha da büyüyeceğini, bölgeyi daha da itici ve korkulur hale getireceğini söylediler. Ben de Tepecikli dostlarım gibi lojmanı, çeşmesi, sundurması, büfesi, ambarı, gar şefi odası ve unutulmaz hatıraları olan tarihi istasyonu kültür merkezi veya müze olarak görmeyi arzu ediyorum. Uyuşturucu Bağımlıları Tedavi Merkezi kurulsun, ama Türkiye’de ilk inşa edilen Kemer Tren İstasyonu’na değil…

Yazının Devamı

İstanbul’dan İzmir’e TCDD Matbaası

23 Temmuz 2020

Bir zamanlar 20 idari, 126 teknik olmak üzere 146 çalışanı olan İzmir TCDD Matbaası’nda idari personel olarak çalışan ve buradan emekli olan Mehmet Akif Omaç’la konuştum...

“İstanbul’da faal olan Haydarpaşa Demiryol Matbaası’nın makineleri, 1940’lı yıllarda İzmir’e getirilip dönemin modern makineleriyle takviye edilerek faaliyete geçirildi. Matbaada TCDD dışında, Belediye, PTT, Bağkur ve Silahlı Kuvvetler olmak üzere çeşitli kurumların matbu evrakı basılırdı. Arkadaşlık ortamı çok iyiydi, dostluğun zirve yaptığı bir yerdi, mutluluğu ve hüznü birlikte paylaşırdık. Lokalimizde düğün ve nişan törenleri yapılırdı. Küçük bir veleybol sahamız ve yemekhanemiz vardı. Düğünlerimizi de orada yapardık. Saat 07.25’te sigarayı söndür borusu çalar, kartlarımızı basıp işimizin başına giderdik. 07.30’da işbaşı sireni çalardı. Güzel anılarımız oldu. Matbaada o yılların gözde baskı dizgi makineleri aralıksız çalışılır, uzmanlar, ustalar, işçiler ve işçi yardımcıları görev

Yazının Devamı

Perperene’nin yılanları

16 Temmuz 2020

Profesyonel turist rehberi araştırmacı yazar Mehmet Gülümser’in daveti üzerine tarih sever dostumuz Hikmet Örde ile birlikte Kozak Yaylası’nı, Perperene antik şehrini görmek için Bergama’ya gittik.

Geziye Yukarıbey, Aşağıbey, Demircidere, Çamavlu, Hacıveliler köylerini ziyaret ederek başladık. Köylüler önceki aylarda topladıkları kozalakları yere sermiş güneşin altında çalışıyorlardı. Çamavlu’da granitlere şekil veren naif heykeltıraşın yaptığı çeşmelerden su içip, mola verdiğimiz yerde cömert köylülerin ikram ettiği çam fıstığının tadına baktık. Çam ağaçlarıyla kaplı ormanda, Kozak’ın topografyasına farklı özellik katan doğa harikası granit tarlalarında dolaşmak keyifliydi. Mehmet Gülümser dostumuz bitip tükenmeyen bir enerjiyle bizlere yolda Kozak’ın halısını, kilimini, türkülerini, oyunlarını, geleneklerini, kozak toplamayı, ayıklamayı, hayvancılığı, bağcılığı, insan öykülerini, söylencelerini anlattı. Gidemediğimiz Okçular, Bağyüzü, Tıfıllar,

Yazının Devamı

Bir defterin ardından

9 Temmuz 2020

Altınordu Spor Kulübü’ne ait kupa, şilt, lisans kartları gibi kıymetli belge ve objeler, Osmanzade Yokuşu’nda, bir zamanlar yerinde Üsküdarlı Medresesi olan eski kulüp binasında muhafaza ediliyordu. İç ve dış göçler nedeniyle taraftar, yönetici ve sporcuların bölgeden ayrılmasıyla, kulüp binasında eski hareketlilik ve güvenlik kayboldu. Bu nedenle, arşiv belgelerinin korunmasında ciddi sıkıntılar yaşandı. Yıllardır kapalı kalan kulüp binasında yaşanan olumsuzluklar yüzünden arşivde bulunan belgelerin bir kısmı, korunmak üzere kulübe gönül vermiş eski yöneticilere ve taraftarlara emanet edildi. Koruyanların vefat etmesi veya başka nedenlerle, sahipsiz kalan birçok belge ve obje bitpazarında satılığa çıkarıldı... 2017 yılında Altınordu Spor Kulübü yöneticilerine, kulüpte olması gereken, içinde önemli yazışmalar, kulüp kararları ve bir Arjantin takımının Altınordu’ya maç teklifinde bulunduğu damgalı mühürlü mektubun olduğu, 450 adet kıymetli evrakın İstanbul Sahaf Fuarı’nda satılığa

Yazının Devamı

Teneke minareler…

2 Temmuz 2020

Onarım bekleyen Hatuniye, Faikpaşa, Pazaryeri, Ali Reis Camilerinin restorasyonu hakkında bilgi almak için arkadaşlarla birlikte İzmir Vakıflar Bölge Müdürü Muzaffer Ataseven’i makamında ziyaret ettik. Vakıflar Bölge Müdürü’ne, Altınordu Mahallesi’nde Şeyh Camii’nde yapılan onarımın proje dahilinde, koruma kurullarının izniyle yapılıp yapılmadığını, bir zamanlar vakıf malı olan şimdi satılığa çıkan Merdivenli Medrese’yi, defineciler tarafından tahrip edilen türbeleri, bakımsız sebil ve çeşmeleri, cami ve mescitlerde kullanılan kalan eşya ve objeleri, hamam zengini kentte bir hamam müzesinin olmadığını, Ali Paşa ve Hisar Camii avlusunda bulunan şadırvanların durumunu, vakıf eserlerinin özgünlüğünü bozan özensiz ilaveleri, Başdurak ve Mısri Dergâhı akaretlerini örnekleyerek sorular sordum. Yılların ihmaline uğramış binlerce eserin bulunduğu İzmir’de Bölge Müdürlüğü yapmak kolay değil. Ayrıca bütün olumsuzlukları 1 yıldır görev yapan Vakıflar Bölge Müdürü’nün

Yazının Devamı

İzmir’in UNESCO Dünya Miras Listesi adaylığı

25 Haziran 2020

Öğretim Görevlisi, Trakya Üniversitesi Yüksek Öğretimde Kalite ve Dijital Dönüşüm UNESCO Kürsüsü Strateji ve İş birlikleri Koordinatörü UNESCO Dünya Miras Bergama Çok Katmanlı Kültürel Peyzajı Alan Başkanı, Yaşagül Ekinci ile İzmir’in UNESCO Dünya Miras Listesi Adaylığı konusunu konuştum.

“UNESCO Dünya Miras Listesi her ülke ve her bir şehir/bölge için bir prestijdir. Çok üstün ve kamusal fayda amaçlayan, üstelik hedef kitlesi toplumun tümü, insanlığın tümü ve hatta şu anda hayatta olmayan gelecek nesillerdir. “Miras Yönetimi” her yönü ile bir kamu görevidir.  Mirasın bileşenleri mirası değerli kılan tüm sanatsal, mimari, tarihsel, teknolojik, doğal ve geleneksel öğelerdir. Bu kapsayıcılığı nedeniyle miras yönetimi tüm dünyada kamusal bir sorumluluktur. STK ve halkın süreçlere katılımı ve sürecin şeffaflık ile sürdürülmesi gerek “korumanın bütüncüllüğü” açısından ve

Yazının Devamı

Kolay gelsin

18 Haziran 2020

Aldığım davet üzerine, Türkiye Meclis Üyeleri Birliği İzmir Konfederasyonu Genel Başkanı Yalçın Kocabıyık’ın düzenlediği basın toplantısına katıldım. Toplantı bu kez Konak Atatürk Meydanı’nda veya Alsancak’ta değil, Basmane Altınpark’ta yapıldı ve Amerika’da yaşanan ırkçılık protesto edildi. Yalçın Kocabıyık, konuşmasında siyahilere yapılan zalimlikleri kınadı. Basın toplantısına, STK’lar dışında bölgede yaşayan, göç yolculuğuna çıkmış Afrikalıların katıldığını gördüm.

Geçen haftaki yazımda “Mavi Kortijo, kadınlar yurdu olsun. Dil, din, ırk ayrımı yapılmadan, ihtiyacı olan yoksul kadınlara açılsın” demiştim. Bahsettiğim kadınların içinde Afrikalı anneler de vardı. Onların sağlık, beslenme, barınma sorunlarını, yaşadıkları mekânların başta tahtakurusu olmak üzere haşerelere karşı ilaçlanması konusunu takip ediyorum...

10 yıl önce Basmane Günleri’nde bir ilki gerçekleştirip Afro Türklerin sorunlarını tartıştığımız panele, Afro Türkler Dayanışma Derneği Başkanı Mustafa Olpak ile

Yazının Devamı