Özay Şendir

Özay Şendir

ozay.sendir@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Ertuğrul Özkök, geçen hafta köşesinde, 15 Temmuz kahramanı, şehit Ömer Halisdemir’in bir fotoğrafını yayınlandı.

Fotoğraftaki Atatürk resminin altında Kamâl Atatürk yazdığına dikkat çekti.
Sonra da “Belli ki Pakistan’a gittiğinde çekilmiş” diye devam etti. Yazıyı okuyanlar Mustafa Kemal Atatürk’e Pakistan’da Mustafa Kamâl Atatürk dendiğini sandılar.

Oysa konunun Pakistan ile hiç alakası yok.

Atatürk, Arapça kökenli Kemal yerine, adını “Kamâl olarak değiştirmiş, son kartvizitini de Kamâl Atatürk diye bastırmıştır.

11 yıl boyunca Atatürk’ün yanında hizmetli olarak çalışan Cemal Granda, 1973’te basılan ‘Atatürk’ün Uşağı İdim’ kitabında anlatır bunları. O kitapta tam tarih yok ama Şubat 1935’te Kamâl adının Türkçe ordu ve kale manasına geldiğini duyurur Anadolu Ajansı.

Haberin Devamı

Sonra Mayıs 1935’te toplanan CHP 4. Büyük Kurultayı’nda parti programı esasları ‘Kamâlizm prensipleridir’ ifadesi yer alır.

Alman Tarihçi Herbert Melzig’in 1937 basımı kitabının adı da Kamâl Atatürk’tür.
Atatürk’ün adının Kemal ya da Kamâl olmasının hiç önemi yok aslında, önemli olan yaptıkları ve bize bıraktıkları.

Ancak bir nokta daha var ki mutlaka yazmalıyım:

Cemal Granda, kitabında, Atatürk’ün, Ata diye anılmaktan hiç hoşlanmadığını anlatmış.
İki de bir ‘Ata’, ‘Atam’ lafını kullanmayı marifet sayanlara önemle duyurulur..

YASA VAR UYGULAMA YOK

Best FM programcısı Cem Arslan, eski arkadaşımdır, dün sırtının resmini yolladı bana.
Yukarıdan aşağıya hemen her santimi dikişli bir sırt fotoğrafı, sayfada kullansam mideniz bulanır.

Cem’e bıçakla saldıran ve daha önce de benzer suçları olan kadın, şizofreni raporu olduğu gerekçesiyle serbest bırakıldı.

Oysa Şizofreni Dostları Derneği, suç işleyen şizofreni hastasının yüksek güvenlikli sağlık kurumlarında koruma ve tedavi altına alınacağını yazıyor. Yasaya göre, toplum açısından tehlikesi ortaya kalkıncaya kadar bu hastalar akıl hastanesinde tutulabilir, serbest kalmalarına da mahkeme karar verir.

Ne garip, Türkiye’de insanları korumak için yasalar var ama uygulaması yok.

Haberin Devamı

HDP NE ZAMAN ÖĞRENDİ ACABA?

Dün, teröre, 18 vatan evladını şehit verdik, bir gün konuşup, sonra normal hayatımıza devam edeceğiz.

Mayıs ayında gözaltına alınıp, infaz edildiği söylenen DBP Şırnak yöneticisi Hurşit Külter’iyse aylarca konuşmuştuk.

Külter, Cuma günü Kerkük’te ortaya çıktı, yer yer Rambo filmi senaryosunu hatırlatan bir açıklama yaptı.

Devlet adına birilerinin gözaltında insanları infaz etmediğini anlamak adına Hurşit Külter’in hayatta olması sevindirici.

Peki Hurşit Külter’in hayatta olduğunu HDP yönetimi de bizimle aynı zamanda mı öğrendi acaba?

Arşiv tarayınca ağustos sonundan bu yana parti yönetiminde olanlar tarafından yapılmış tek bir açıklama bulamadım.

HDP’nin internet sitesinde Selahattin Demirtaş’ın, eylülde gerçekleştirdiği, Brüksel ve Berlin temaslarına dair haberleri okudum. Demirtaş o ziyaretlerde Hurşit Külter konusunu hiç açmamış.

Konuşma genel olsa anlardım ama değil.

Mesela, Brüksel’de, tutuklanmasının üzerinden 163 gün geçmesine rağmen mahkeme karşısına çıkarılmayan DBP Eşbaşkanı Kamuran Yüksek’ten söz etmiş Demirtaş.
Oysa gözaltına alınan birinin kaybedilmesi insan hakları açısından çok daha vahim bir durumdur.

O yüzden bu tercih garip geldi bana.

Her neyse, HDP, Hurşit Külter konusunda tüm sürece dair bir açıklama yapmalı ve hatta “Tüm Kürtlere gözdağı” cümlesi için de iki kelam etmeli.

En azından Hurşit Külter için sokağa çıkıp, gaz yiyen, gözaltına alınanlara böyle bir borçları var...

Haberin Devamı

“APTAL GİBİ HİSSETMEDİM”

Bizim memlekette devlete borcunu ödeme nasıl olsa af çıkar diye bir inanış var ya, bu kez tam aksi oldu.

Bağ-kur borcunu ödemeye giden bir arkadaşım düzenli ödeme yaptığı için indirim aldığını öğrendi bu hafta.

Rakam çok önemli değil, önemli olan borcunu hep zamanında ödeyen birinin “İlk kez kendimi aptal gibi hissetmedim” demesiydi.

Çok iyi ve özendirici bir uygulama olmuş bu.