Özay Şendir

Özay Şendir

ozay.sendir@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

William Shakespeare’in en bilinen eserlerinden birisidir “Venedik Taciri”. Bir komedi olan ama içinde tragedya unsurları da taşıyan bu eser garip bir şekilde Venedik Karnavalı’na benziyor aslında. Kahkahalar arasına sıkışmış bir hüzün, çaresizlik, tüm umutların tükendiğini düşündüğün bir an yaşanan bir mucize...

Venedik Karnavalı’na dair bilinen ilk yazılı kayıt 1094 yılına ait. Aslında o dönem bir karnavaldan söz edilmiyor kayıtta. Hıristiyan inancına göre, Paskalya öncesi 40 gün süren ve günde sadece bir öğün yemek yenen Büyük Perhiz öncesi halkın doyuncaya kadar eğlendiği bir etkinlikten bahsediliyor.

Haberin Devamı

Sonra iki asır geçiyor ve 1296’da Venedik Cumhuriyet Senatosu, Büyük Perhiz’den önceki son günü tatil ilan ediyor... Eğlenceler, akrobat gösterileri, müzisyenler o kadar kısa sürede ünleniyor ki zaman zaman eğlencelerin dört ay öncesinden başladığına dair kayıtlara bile rastlanıyor.

Ama sonrası o kadar parlak gitmiyor hikayenin... 1797’de önce Napolyon yönetimindeki Fransız ordusu işgal ediyor Venedik’i ve karnaval yasaklanıyor. Fransızlar gidince Avusturya işgali başlıyor ve karnaval yasağı yine devam ediyor.

İlginçtir yine tam iki asır boyunca unutuluyor karnaval. Sonra 1979’da şehrin kalkınması için canlandırılmasına karar veriliyor ve o günden beri de gündem oluyor.

Türk’ün uçuşu

Venedik Karnavalı’nda eğlencenin doruğa çıktığı gün Festa Del Marie diye bilinen Meleğin Uçuşu günüdür. Çoğu kişi bilmez ama bu etkinliğin ilk adı Svole Del Turco yani Türk’ün Uçuşu olarak geçer kayıtlarda.

Venedik Taciri’nden Venedik Karnavalı’na

1500’lü yılların ortalarında Türk bir akrobat, Dükler Sarayı’nın önündeki teknesinden Çan Kulesi’ne bir halat gerer ve üzerinde yürür. Bu gösteriden çok etkilenen Venedikliler her yıl bu gösteriyi tekrar etmeye başlarlar. Ancak yaşanan bir kazanın ardından günün adı Meleğin Uçuşu olarak değiştirilir ve bu halen karnavalın en önemli etkinliği olma özelliğini taşır.

Karnaval: Eti bırakmak

Karnaval denince hemen herkesin aklına eğlence gelir ama sözün tam anlamı aslında eti bırakmaktır. Latince “Carnem Levare” sözü Il Carnavele haline gelmiş oradan da karnaval olarak dilimize yerleşmiş. Sözcük tek öğün yemek yenen Büyük Perhiz döneminde, cuma günleri et yenmediği için kullanılmaya başlanmış...

Haberin Devamı

Ah o maskeler

Karnavalda akla gelen ilk şey maskeler. Tarihçesine dair çeşitli rivayetler var. En yaygın olan rivayet 1348’de Venedik’i kasıp kavuran veba salgını sırasında doktorların hastalık bulaşmaması için uzun burunlu maskeler takmalarıyla bu modanın başladığını söyler. Bir diğer inanış, vebadan dolayı yüzünde yaralar çıkan insanların maske kullanmayı tercih ettiğidir. Akla yatkın bir diğer senaryoya göreyse zengin ve soylu kesim, halkın içinde dilediği gibi hareket edebilmek adına maske takmayı tercih etmiştir.

Venedik Taciri’nden Venedik Karnavalı’na

Sekiz komedi sekiz de karnaval olmak üzere yaygın maske çeşidi 16 tanedir ama maskeler mutlaka dönem kıyafetleriyle birlikte kullanılır. En yaygın maske çeşitleri Veba Dokoru denilen Medico della peste, yüzü daha güzel gösterdiğine inanılan Colombina ve Ortaçağ palyaçolarından birini temsil eden Jester’dir...

Haberin Devamı

Büyük bir gelir kapısı

Venedik Karnavalı bugün büyük sponsorlar, televizyon yayın hakları, reklamlar derken dev bir ekonomi haline gelmiş durumda. Karnaval şehir ekonomisine katkısından dolayı her sene süre olarak biraz daha uzatılıyor. Mesela bu sene üç haftaya yayıldı etkinlikler.

Aslında karnavala gitmek tek başına yeterli değil o havayı teneffüs etmek isteyenler için. Düzenlenen etkinliklere de katılmak lazım ama o da oldukça pahalıya çıkıyor. Mesela 24 Şubat akşamı düzenlenen resmi balonun davetiyeleri kişi başı 500 euro’ya satılıyor.

Bedava etkinlikler de oldukça fazla ama karnaval dönemi şehirde hayat pahalanıyor, otel fiyatları katlanarak artıyor. Şehir turistik yanıyla zaten pahalı bir yer. Mesela gondolla 15-20 dakikalık kısa bir tur için 80 euro ödüyorsunuz. Dolayısıyla Venedik Karnavalı demek, otelden başlayıp yemeğe, gondoldan kahveye kadar aklınıza gelecek her şeye daha çok para ödemek demek...