Prof. Dr. E. Murat Tuzcu

Prof. Dr. E. Murat Tuzcu

murat.tuzcu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Sevdiklerimizle, dost ve arkadaşlarımızla paylaşacağımız yaşam hem daha kaliteli hem daha sağlıklı hem de daha uzun oluyor. Bilimsel araştırmalar tek başına yaşayanların, evli olmayanların ya da kötü bir evlilik geçirenlerin sağlıklarının kolay bozulduğunu gösteriyor

Sağlığımız iyi veya kötü yönde etkileyen birçok faktör var. Beslenmenin, düzenli egzersizin, fazla kilolardan kurtulmanın, tütünün her türlüsünden uzak durmanın önemini bilmeyen yok. Bunların yanında hava kirliliği, stresi artıran koşullar da önemli. Bir de uzun vadede sağlığımız üstünde ciddi etkileri olabilen, bilim insanlarının “sosyal destek” adını verdikleri bir kavram var.
Kısaca, aile ve arkadaşlarımızdan gördüğümüz dostluk ve yakınlık diye tarif edebileceğimiz sosyal destek hakkında yapılmış birçok araştırma var. Çeşitli ülkelerde, farklı ekonomik ve sosyal gruplardaki çalışmaların sonuçları birbirine benziyor. Hepsi sosyal desteğin varlığıyla sağlıklı ve kaliteli bir yaşam arasında ilişki olduğunu gösteriyor.

Haberin Devamı

Evlilik hayat kurtarıyor

Son 50 yılda yapılan birçok araştırma evli olmayanlarda ve yalnız yaşayanlarda kalp hastalıklarına bağlı ölümlerin arttığını gösterdi. Yeni yapılan bir çalışma bu kişilerde kalp krizlerinin daha sık olduğunu ve iyileşmelerinin de evli olanlara göre daha zor olduğunu ortaya koydu.
Finlandiyalı bilim insanları, ülkenin dört bölgesinde yaşayan 35 yaş üstü insanları 20 yıl boyunca incelediler. Kalp krizi geçirenleri ve kriz sonucu hayatlarını kaybedenleri belirlediler. Bu süre içinde görülen 15 bin kalp krizinin yarısına yakının kadınlarda olması kalp hastalığının her iki cinse de eşit davrandığını göstermesi açısından dikkate değer bulundu.

Bekârlık ve kalp hastalığı
Kalp krizleri geçirenlerin neredeyse dörtte üçünün evli olmaması ve bu oranın kadınlarda erkeklerdeki kadar yüksek olması bu araştırmanın en önemli bulgularından. Çünkü, bugüne kadar bekarlıkla kalp hastalıklarını ve ölümleri ilintilendiren çalışmaların çoğundan çıkarılan sonuç, bu durumun daha çok erkekleri ilgilendiren bir sorun olduğu yönündeydi. Sorun kalp kriziyle sınırlı değil. Kriz geçiren erkeklerde ve kadınlarda hastanede veya hastaneden çıktıktan sonraki ölümler, evli olmayanlarda evli olanlardan 2 kat daha fazla.

Haberin Devamı

Evlilik kalbi  koruyor mu

Finlandiya’da kalp krizinden sonraki 1 ayda ölüm oranı, evil olanlarda en düşük, eskiden evli ama şimdi olmayanlarda daha yüksek, hiç evlenmemiş kadın ve erkeklerde en yüksek düzeyde bulundu.

Yalnızlığın etkisi

Evli olmamanın, tek başına yaşamanın, yalnızlığın sağlığı neden olumsuz etkilediğini çok iyi bilmiyoruz. Bu konuda yapılmış sınırlı sayıda araştırmaya göre yalnızlık birçok biyolojik, psikolojik ve sosyal unsura etki yapıyor. Yalnız yaşayanlar arasında dengeli ve yeterli beslenmeyenlerin daha çok olduğunu biliyoruz. Uzun dönemde kötü beslenme vücuttaki her hücreyi olumsuz etkiliyor, yaşlanmayı hızlandırıyor.

Önemsemiyorlar
Sosyal desteği az olanların hareketliliğinin daha az olduğu ve bu durumun sadece kalp damar sistemi üstüne değil kas ve eklemlerden, mide bağırsak sistemine kadar vücudun birçok faaliyetini olumsuz etkilediğini biliyoruz.
Yalnız yaşayanların hasta olmaları durumunda doktora başvurmakta geciktikleri biliniyor.
Örneğin kalp krizi geçiren hastalarda yapılan bir araştırma, evli olanların göğüs ağrısı başladıktan sonra daha kısa sürede acil servise başvurduklarını gösterdi. İş bu kadarla da kalmıyor. Tek başına yaşayanlar hastaneden çıktıktan sonra doktor tavsiyelerine ve verilen ilaç tedavisine daha az uyuyorlar.

Kolay hasta oluyor
Sosyal destek eksikliğinin çok önemli iki olumsuz yönü daha var. Stresi artırarak ve depresyonu kolaylaştırarak düzeltilmesi zor hasarlara yol açabiliyor. Vücutta artan stres hormonlarının kan damarları, kalp ve birçok başka organ üstüne olumsuz etkisi olduğunu biliyoruz. Depresyon geçiren kişilerin daha kolay hasta olduğunu, iyi-leşmelerinin güçleştiğini gösteren birçok bilimsel çalışma var.

Haberin Devamı

Hastanın en iyi dostu

Sosyal desteğin insan sağlığı üstüne etkilerini araştıran bilim adamlarının gözlemlerinden biri de kedisi veya köpeği ya da başka bir evcil hayvanı olanların hastalandıklarında daha çabuk iyileştikleri.
Doksanlarda kalp krizi geçirmiş yaklaşık 400 hasta üstünde yapılan ve köpek sahibi olanların daha sık sağlıklarına kavuştuğunu gösteren bir araştırma bu ilişkiye güzel bir örnek oluşturuyor. Avrupa ve ABD’de birçok hastanede, bu ve benzeri bilimsel çalışmaları göz önüne alan hekimler özel olarak eğitilmiş köpeklerin isteyen hastaları ziyaret etmesine izin veriyor.

Her evlilik sağlıklı değil

Sağlıklı bir yaşam için evliliğin yaralı olduğunu gösteren bolca kanıt var. Ama bu demek değil ki, her evlilik sağlığa yararlı. Tam tersine kötü bir evliliğin faydası değil zararı var. Londralı bilim insanları, 2007 yılında yayınladıkları çalışmalarında Büyük Britanya’da memur olarak çalışan 9 bin kişiyi incelediler. Evli veya beraber yaşayan çiftlerin iyi geçinip, geçinmediklerini sorguladılar.
Araştırmacılar, birbirleriyle daha az şey paylaşan, duygusal destekten yoksun, aralarında olumsuz ve yaralayıcı etkileşimin yoğun olduğu çiftlerde kalp krizi ve benzeri durumların üçte bir oranında arttığını saptadılar.

Dengeler bozuluyor
Erkeğin de kadının da kendini kötü veya değersiz hissettiği, kırgın ya da kızgın olduğu, yaralayıcı tartışmaların sık yapıldığı bir ilişki vücutta ölçülebilir olumsuzluklara yol açıyor:
Kanda stres hormonu denilen zararlı maddelerin düzeyi yükseliyor, damarların düşmanı yangı oluşumunun tetiği çekiliyor, bağışıklık sisteminin dengesi bozuluyor. Tüm uzmanlar aynı fikirde olmasalar da kötü beraberliklerin en çok kadınları, özellikle yoksul kadınları etkilediğini gösteren veriler var.

Yalnızlık hastalık sebebi
Finlandiya’da yapılan çalışmayla hemen hemen aynı zamanda yayınlanan bir diğer araştırmada yalnızlığın sağlık üstüne etkilerini araştırdı. Beş kıtada 44 ülkede yaşayan kalp damar hastası olan ya da hasta olma riski yüksek olan 45 bin kişi incelendi, tek başına yaşayıp yaşamadıkları soruldu ve hepsi dört yıl süreyle izlendi.
İzleme süresi içinde ölenlerin kayıtlarını dikkatle inceleyen araştırmacılar hem kalp damar hastalıklarından hem de diğer nedenlere bağlı ölümlerin yalnız yaşayanlarda daha sık olduğunu saptadılar. Bu durum özellikle genç ve orta yaştaki kişilerde belirgindi.

Koşullar değişti
Son yüzyılda hızla değişen yaşam koşulları kalabalık ailelerin azalmasına, iş ve kariyer için yuvadan uzaklaşan ve tek başına yaşamayı seçen veya buna mecbur olan kişilerin sayısının artmasına yol açtı.
Modern yaşam insanoğluna birçok kolaylık sağlarken, bir dizi olumsuzluğu da beraberinde getirdi. Bu olumsuzlukların en önemlilerinden biri, giderek artan yalnızlık. Yalnız olmak için her zaman tek başına yaşamak gerekmiyor, her tek başına yaşayan da yalnız değil ama ikisi birbiriyle yakından ilintili.

Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun bir şiiriyle bitirelim yazıyı...

Yalnız

Yalnızlığın kadarsın
Yalnızlığın mis kokmalı
Yalnızlık dediğin büyük bir zindan
Dünyanın en kalabalık zindanı
Dinden imandan çıkarır
Ama öyle adam eder ki insanı