Prof. Dr. E. Murat Tuzcu

Prof. Dr. E. Murat Tuzcu

murat.tuzcu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Tansiyonumuz her an sıkı bir denetim altındadır. Şah damarlarındaki özel gözlemciler, kan basıncında ne değişiklik olursa hemen beyne bildirirler. Beyin de tansiyon yüksekse “düşürün”, düşükse “yükseltin” diye emir verir. Pil takarak gözlemcileri uyarıp, beyinden “tansiyonu düşürün” emri çıkarılarak ilaçlarla düşürülemeyen tansiyon tedavi ediliyor

Kalbin çalışması ve kan dolaşımı her an sıkı bir denetim altındadır. Gerek kalpte gerekse damarlarda bulunan gözlemciler, saniyenin onda birinden kısa bir zaman diliminde bile, kan basıncındaki değişiklikleri fark edip durumu hemen merkeze yani beyne bildirirler. Merkez de derhal alınacak önlemleri belirleyip özel sinirler yoluyla talimatlarını kalbe ve damarlara ulaştırır.
Bu gözlemcilerin en önemlileri, ana atardamarda ve boynun iki yanında beyne kan götüren şah damarının duvarında yer alır. Kalbin fırlattığı kanın ne kadar hızla ve ne basınçla geldiğini, damar duvarına ne şiddette çarptığını hissetmek için gece gündüz demeden her an tetikte beklerler. Görevleri, damar içi basınçtaki değişikliklerden beyni sürekli haberdar ederek kan basıncının ideal sınırlarda tutulmasını sağlamaktır.

Haberin Devamı

Bir türlü düşmeyen tansiyona çare

Dünyadaki en yaygın sağlık sorunlarından biri olan yüksek tansiyon hastalığının tedavisi için elimizde birçok etkin ilaç var. İlaç tedavisine başlamadan uygulanması gereken çok etkili hayat tarzı değişiklikleri var. Sağlıklı beslenmenin, ideal kiloyu korumanın, düzenli egzersiz yapmanın tansiyon hastalığını önlediği, varsa kontrolünü kolaylaştırdığı biliniyor. Tüm bu olanaklara rağmen tansiyon hastalarının birçoğunun kan basıncı gerektiği kadar düşürülemez. Bunların arasında bazıları var ki, her gün 4-5 farklı ilaç almalarına rağmen yüksek tansiyonları bir türlü kontrol altına alınamaz.
Dirençli yüksek tansiyon denilen bu duruma çare arayan bilim insanları, “Şah damarında gözlemcilerin olduğu bölgeyi pil takıp uyararak kan basıncını düşürücü bir cevap alabilir miyiz?” diye araştırdılar. Hayvan deneylerinin umut verici sonuç vermesi üzerine çalışmalarını insanlarda sürdürdüler.

Haberin Devamı

Şah damarı uyarınca tansiyon düşüyor

Kalbe takılan pile benzer küçük bir cihaz, köprücük kemiğinin altındaki bölgeye, derinin altına yerleştirilir. Bir ucu pile bağlanan kabloların diğer ucu şah damarının ikiye ayrıldığı bölgeye tutturulur. Pilden çıkan elektrik uyarıları, gözlemcilerin kan basıncı çok yükseldi diye düşünmesine ve durumu beyne iletmesine yol açar. Beyin de bu acil duruma tansiyonu düşürme talimatı vererek cevap verir.

Tansiyon düşürmek için pil takılır mı?

ABD’li ve Hollandalı bilim insanları bu soruya cevap verebilmek için, her gün 5 ayrı ilaç almalarına rağmen tansiyonları bir türlü düşmeyen 265 hasta üzerinde bir araştırma yaptılar. Kalbe pil takar gibi bir işlemle pil cihazını köprücük kemiğinin altına yerleştirdiler. Kabloları kalbe göndereceklerine şah damarlarındaki basınç gözlemcilerinin bulunduğu bölgeye bağladılar. İşlemden sonra bir ay boyunca tüm pilleri kapalı tuttular. Hastaları rasgele 2 gruba ayırdılar. Sonra, ilk 6 ay boyunca A grubundaki hastaların pillerini çalıştırdılar. Bu sürenin sonunda bu grupta pili kapalı tutulanlara göre büyük tansiyonun istenen sınırın altına indiğini gördüler. Bu sefer B grubundakilerin pillerini çalıştırdılar. Bir yılın sonunda A grubundaki iyileşme devam ederken, B grubunda da aynı iyileşme olduğu görüldü.
Bu araştırma, şah damarı uyarılmasının dirençli tansiyonu olan hastaya yarar sağlayabileceğini düşündürtüyor. Lakin, çalışmaya alınan hasta sayısının büyük olmaması, takip süresinin nispeten kısa olması, ameliyat gerektirmesi ve çalışmanın bazı sonuçlarının beklenen düzeyde olmaması, işlemin yarar-risk oranının anlaşılabilmesi için daha fazla araştırma gerektirdiğini düşündürtüyor.
Umut vaat eden başka yöntemler
Daha önceki bir yazımda değindiğim, böbrek damarlarının duvarlarındaki sinirleri yakarak da dirençli yüksek tansiyonla mücadele edilebileceğini gösteren çalışmalar var. Bu alanda araştırmalar sürüyor.
Beyinden organlara giden talimatlar güvenli olarak değiştirilebilirse sadece kan basıncını kontrol etmek kolaylaşmayacak, ileri aşamada kalp yetersizliği olanlara da yarar sağlanabilecek. Daha yolun başında olsak da, gerek şah damarı gerek böbrek damarı yoluyla elde edilen veriler uzun tünelin sonunda ışık varmış izlenimini veriyor.

Haberin Devamı

Şah damarı uyarınca tansiyon düşüyor

Şah damarını uyaran pil çalıştığında, 6 ay boyunca hastaların yarıya yakınında büyük tansiyon istenen sınıra çekildi. 12 ayda yarıdan çoğunda bu başarıya ulaşıldı.

Beyin duyduğuna göre talimat verir

Beyne her an, başta kalp, böbrekler ve damarlar olmak üzere birçok organdan vücudun ne durumda olduğuna dair bilgi gider. Beyin bu bilgileri çok hızla değerlendirip yapılması gerekenleri özel sinirler yoluyla organlara bildirir. Talimatları yolladığı iki ana sinir grubu vardır.
Bir grup kalp hızını yavaşlatır, tansiyonu düşürür ve benzer sakinleştirici özellikteki emirleri taşır. Diğer grup sinirler ise bizi direnmeye, kavgaya ya da kaçmaya hazırlar. Gerginleştirici diyebileceğimiz bu sinirler faal olduğunda, kan basıncı yükselir, nabız atar, kaslar kasılır ve vücutta başka benzer değişiklikler olur. Şah damarındaki gözlemcilerin beyne gönderdiği haberler hangi sinir grubuyla talimat yollanacağını belirler.

Tansiyon düşünce gözlemci harekete geçer
Eğer kalp şu veya bu nedenle damarlara yeteri kadar kan atamazsa kan basıncı düşer. Şah damarının duvarına kanın eskisine göre daha az şiddette çarptığı haberi, damar duvarındaki incecik sinirlerden beyne giden büyük sinirlere geçerek ilgili merkeze ulaşır. Bu merkez beynin arkasında, omuriliğe yakın, beyin sapı denen bölgededir.
Düşen tansiyonu yükseltmek için faaliyete geçen merkez, kalbe giden özel sinirler yoluyla kasılmasını artırmasını ve atış hızını yükseltmesini emreder. Böylece kan basıncı yükselir.
Verilen emirler bununla da kalmaz. Beyin sapından omuriliğe, oradan da vücuttaki damarlara giden başka özel sinirler yoluyla damarlara büzüşme talimatı verilir. Damarlar geçici de olsa kendilerini küçülttükleri zaman içlerindeki kanın basıncı yükselir.
Beyin böbreküstü bezi yoluyla böbreklere de haber yollar. “Tansiyon düştü, vücuttan su atmayı yavaşlatıp damarlardaki sıvıyı artıralım ki kan basıncı yükselsin” diye talimat verir. Kan basıncının yükseltilmesinde böbreklerce alınacak önlemler diğerlerinden daha fazla zamana ihtiyaç gösterir. Kalp ve damarlar ise beyinden gelen emirlere derhal cevap verirler.
Geçirdiği trafik kazası sonucu oluşan ani kanama nedeniyle kan kaybeden ya da başka bir nedenle tansiyonu düşen kişinin kan basıncının kısa sürede sıfıra inmesini önleyen savunma düzeninde şah damarlarındaki gözlemcilerin rolü büyüktür.
Tansiyon yükseldiğinde de sinirler harekete geçer. Bu sefer beyin tam tersi emirler gönderir. Kalbe yavaşlamasını, kasılma şiddetini azaltmasını, damarlara gevşemelerini, böbreğe su ve tuz atmasını söyler.

Gözlemciler Hastalanırsa...
Şah damarlarındaki gözlemcilerde veya haber ve emirleri taşıyan sinirlerde ya da beyindeki merkezde bir bozukluk olursa hassas denge bozulur. Durduk yerde tansiyonun çok yükseldiği, kalbin hızla çarptığı bir durum ortaya çıkabilir.
Gözlemcilerin bulundukları yer boynun ortasında, deriye çok uzak değildir. Şah damarının bu noktada üstüne bastırılırsa kalp yavaşlar. Bazı kişilerde gözlemciler o kadar hassastır ki, şah damarına baskı uygulanınca kalbin iyice yavaşlaması ya da tansiyonun çok düşmesi nedeniyle baygınlık geçirenler olur. Baskıya karşı oluşan bu cevap bir ölçüde normaldir. Ama, bazı kişilerde, özellikle yaşlı ve damar sertliği olanlarda aşırı bir hassasiyet olabilir. Bu kişiler, ani bir baş çevirmesiyle ya da çok sert yakalı bir gömlek giymişler veya kravatlarını çok sıkı bağlamışlarsa nabızları o kadar yavaşlar ya da tansiyonları o kadar düşer ki, bayılıp yere düşerler. 19. yüzyılda Avrupa’da kolalı, sert yüksek yakaların moda olduğu dönemlerde sıkça görülen bu durum hâlâ sıkı yaka hastalığı olarak bilinir.

Şah damarı uyarınca tansiyon düşüyor