Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Oysa sözü geçen Komisyonda Türk yok. Geçen mart ayında Türkiye - AB ilişkilerini incelemek üzere kurulan Komisyonun 9 üyesi de ünlü Avrupalı siyaset adamları. Grubun başında eski Finlandiya Cumhurbaşkanı Marti Ahtisaari bulunuyor. Üyeler arasında Michel Rocard, Emma Bonino, Hans van den Broek gibi "akil adamlar" var...Komisyon 5 aylık temas ve incelemelerinin sonunda 45 sayfalık raporunu dün açıkladı. Hemen belirtelim ki çok titiz ve objektif bir çalışmanın eseri olan bu rapor, gerçekten Türkiyenin AB üyeliği davasına büyük güç katacak nitelikte...* * *GERÇİ bu raporun - bağımsız Komisyonun kendisi gibi - resmi bir yanı yok. Ama "akil adamlar" çok saygın ve etkin kişiler. Ürettikleri rapor da, herhalde AB yetkilileri kadar, Avrupa kamuoyunu da etkileyecektir.AB Komisyonu (yani Birliğin yürütme organı) tam bir ay sonra - 6 Ekimde - Türkiyeyle ilgili İlerleme Raporunu yayımlayacak. AB zirvesinin aralık ayında Türkiyeyle müzakerelerin başlaması konusundaki kararını belirleyecek olan esas rapor bu.Komisyon raporuna son rötuşları koymadan, dün 5 günlük bir gezi için Türkiyeye gelen Günter Verheugen, oldukça olumlu - ve de iyimser - konuştu. Komisyonun, Türkiyede kaydedilen ilerlemeleri "hesaba katacağını" söyledi ve aralık ayında "adil ve dürüst" bir karar alınacağını düşündüğünü ekledi.Umarız, Komisyon raporunu tamamlarken, Avrupa Parlamentosu konuyu tartışırken ve nihayet AB Konseyi kararını verirken, "Bağımsız Komisyon"un argümanlarına ve hele raporun sonundaki çağrısına kulak verir...* * *RAPORUN 45inci sayfasındaki son paragraf şöyle: "Türkiyenin AB üyeliği için uygunluğu, geçmiş yıllarda pek çok kez teyit edilmiştir. Genel koşulları yerine getirdiği takdirde Birlik tarafından kabul edilmeyi beklemek, Türkiyenin her açıdan hakkıdır. Dolayısıyla Bağımsız Komisyon, ABnin bu konuyu değerlendirirken, Türkiyeye genel saygı, adalet ve ihtimali gösterecek şekilde davranması gerektiğine inanmaktadır..."Rapor, Türkiyenin "genel koşulları yerine getirdiğine" işaret eden bir dizi gelişmeyi aktarıyor ve bu arada Türkiyenin reform alanında son 2 yılda gösterdiği performansı "sessiz devrim" diye nitelendiriyor.Raporun ilginç bir yanı da, Türkiyenin ABye alınmasına karşı kullanılan argümanların hepsine net yanıtlar vermesidir. Bu bağlamda raporda, Türkiyenin gerek coğrafya, gerekse tarih açısından bir "Avrupa kimliği" taşıdığı belirtiliyor... Müslüman bir ülke olmasının bir engel sayılmaması gerektiği savunulurken, Türkiyenin AB üyeliğinin, "medeniyetler çatışmasının kaçınılmaz olmadığı mesajını vereceği" vurgulanıyor... Türkiyenin stratejik konumu nedeniyle, ABye bir "Güney boyutu" kazandıracağı öne sürülüyor...Kısacası, rapor objektif ve inandırıcı üslubuyla, ABde Türkiyenin üyeliğine karşı çıkanların kuşkularına, kaygılarına karşılık veriyor. Diğer bir deyişle, "Akil adamlar" bizim söyleyeceklerimizin hepsini çok güzel ifade ediyorlar... skohen@milliyet.com.tr "BAĞIMSIZ Türkiye Komisyonu Raporu" Türk uzmanlar tarafından yazılmış olsaydı, herhalde bundan farklı - veya daha iyi - olmazdı...