Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Bu kez, daha önceki yıllarda olduğu gibi, tasarının geri çekilmesi veya daha komisyonda tartışılırken başarısızlığa uğraması olasılığı oldukça zayıf görünüyor.Washington'da Kongre çevreleri kadar yönetim kaynakları da açıkça "Bu kez karar geçebilir" diyorlar.Bunun çeşitli nedenleri var: Bir kere, yeni Temsilciler Meclisi'nde "Ermeni davası"na destek veren Demokratlar çoğunlukta. Ayrıca bu girişimi engelleyebilecek olan Bush yönetimi zayıf ve etkisiz.Bununla beraber, yönetim elbet devreye girecek ve ABD'nin stratejik çıkarlarının ve Türk-Amerikan ilişkilerinin selameti için, bu kararın meclisten çıkmasını önlemeye çalışacak.Bunda başarılı olup olamayacağı şu anda bir soru işareti... ABD Temsilciler Meclisi'ne önceki gün sunulan "Ermeni soykırımı tasarısı", esasen hassas bir noktada bulunan Türk-Amerikan ilişkilerinde yeni bir krizin habercisi oluyor. Meclise sunulan tasarı, bir "karar" (resolution) niteliğinde. Yani (örneğin Fransız meclisindeki gibi) bir "yasa" gücünde değil. Bu bakımdan ABD hükümetini veya başkanını hukuken bağlamaz. Örneğin karar 24 Nisan'da Başkan'ın "soykırım" sözcüğünü telaffuz etmesini öngörse de, Beyaz Saray buna kendini bağlı saymayabilir (ama siyasi bakımdan buna uymak zorunluğunu hissedebilir)...Meclisten böyle bir karar çıktıktan sonra ABD'deki Ermeni topluluğu elbet bunu çeşitli isteklerini yerine getirmek için bir hukuki zemin olarak kullanacaktır. Halen Ankara'daki Stratejik Araştırmalar Merkezi'nin başında bulunan Washington'daki eski büyükelçimiz Faruk Loğoğlu'nun belirttiği gibi, Ermeniler bundan yararlanıp sigorta şirketlerine başvuracak, tazminat talebinde bulunacak, Türkiye'yi baskı altında tutmaya kalkışacaktır...Diğer -ve esas- büyük olumsuzluk, bu kararın Türk-ABD ilişkileri üzerindeki tahribatı olacaktır. Bu takdirde ne olabileceğini Dışişleri Bakanı Abdullah Gül önceki gün şöyle ifade etti: "Stratejik ortaklığımız biter"...Aslında bu "stratejik ortaklığın" (geçen yıl imzalanan belgeye rağmen) son zamanlarda fiilen büyük ölçüde zayıfladığı açık. Ama gene de, ABD'nin bölge politikasında Türkiye'nin "ortaklığı" büyük değer taşıyor. Ankara için de ABD'nin genel desteği ve özellikle Irak'ta PKK ile mücadelede işbirliği çok önemli."Ermeni tasarısı"nın bu stratejik çıkarlarla ilgisi yok; ama böyle bir kararın çıkması, iki ülke arasındaki bağları ciddi şekilde zedeleyecektir. Bush yönetimi çaba da harcasa, sonuç karşısında Türkiye tepkisini (bazı sert önlemler de alarak) göstermek zorunluğunu duyacaktır. Karar "bağlamaz" ama... Geçen gün tasarıyı meclise sunan temsilcilerden Adam Schiff (Demokrat) şöyle konuştu: "Kısa vadede bu karar ilişkilere zarar verebilir, ama ben ilişkilerimizin gelişmeye devam edeceği konusunda iyimserim"...Birilerinin bu temsilciye, iyimserliğinin bir "hüsnü kuruntu" olduğunu hatırlatmasında yarar var. Nitekim şu anda gerekli uyarılar yapılmazsa ve caydırıcı adımlar atılmazsa, ilişkilerin raydan çıkması tehlikesi vardır.Bunu Kongre'ye, ABD'deki etkili çevrelere, kamuoyuna anlatmak lazım. Bu iş de, açıkçası sadece Bush yönetimine bırakılamayacak kadar acil ve önemlidir.Türkiye'de hükümet, Meclis ve partiler kadar, sivil toplum, düşünce kuruluşları, iş çevreleri, yazar-çizer takımı kolları sıvamalı, ABD'deki muadilleriyle direkt temas kurup bir "ikna etme" kampanyası için seferber olmalıdır. Hem de vakit kaybetmeden, bir an önce... skohen@milliyet.com.tr İş başa düşüyor